Dr. Özkan, 17 Kasım Dünya Prematüre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, anne karnında gelişimin tamamlandığı 37. haftaya ulaşmadan doğan bebeklerin hepsinin tıbben “prematüre bebek” olarak tanımlandığını vurgulayarak, "Ülkemizde erken doğum oranının yaklaşık yüzde 12 civarında olduğu düşünüldüğünde bu her yıl neredeyse 150 bin bebeğin prematüre olarak dünyaya geldiği anlamını taşıyor" dedi.
Prematüre bebeklerin, hayatlarının bu ilk dönemlerinde çok hassas olduklarından yenidoğan yoğun bakım ünitesinden taburcu edilme zamanının önemli olduğunu söyleyen Dr. Özkan, “Erken taburculuk bebek ile anne adaptasyonunun erken sağlanması ve hastane enfeksiyonlarının önlenmesi açısından fayda sağlarken kimi zaman bebeğin genel durumunun bozulmasına ve tekrar hastaneye yatırılmasına da yol açabilir. Bu bebeklerin taşıdıkları enfeksiyon riski diğer yenidoğanlara göre çok daha yüksek olduğundan bakımlarında titiz olmak gerekir. Riskler, hastanede doğum sonrası bu konuda uzmanlaşmış hekimlerin kontrolünde en aza indirilebilirken, bebek taburcu edildikten sonra ise evde görev anne-babaya düşmektedir” diye konuştu.
"Solunumda ciddi sorunlar olabilir"
Prematüre doğan bebeklerde en çok solunum sorunları, enfeksiyon, beyin kanaması, kalp yetmezliği ve ciddi bağırsak hastalıkları görüldüğünü vurgulayan Dr. Özkan, bunlardan özellikle solunum güçlüğünün önemli olduğunu kaydetti.
Dr. Özkan, akciğerlerin kolay açılmasına ve rahat nefes alıp vermeye yardımcı olan özel bir maddenin anne karnındaki bebeklerde yaklaşık 22. haftadan sonra üretilmeye başlandığını, bu nedenle de 37. gebelik haftasından önce doğan tüm bebeklerde solunum sıkıntısının tehlike oluşturabileceğini söyledi.
Mümkünse anne sütü
Dr. Özkan, “Prematüre bebekler de diğer tüm bebekler gibi anne sütüne ihtiyaç duyarlar. Prematüre bebeği olan annenin sütü, onun ihtiyaçlarına cevap verecek içeriğe sahiptir. Ancak, bebekleri uzun süre yoğun bakımda yatan anneler, eğer düzenli olarak sütlerini sağmazlarsa sütleri kesilebilir. Hastaneden taburcu olduktan kısa bir süre sonra bebek kontrol için doktoruna götürülmelidir. Çünkü bu muayenede doktor, bebeğin kilo alımını kontrol ederek anne sütünün yetip yetmediği gibi konularda ebeveynlere yol gösterici olur. Gerekirse prematüre bebekler için özel hazırlanmış takviye edici mamalar kullanılır” dedi.
Göze dikkat
Prematüre doğan bebeklerin gözlerinde kimi zaman ciddi problemler oluşabildiğini anlatan Dr. Özkan, “Prematüre bebeklerde şaşılık sorununa sık rastlanır. Yine bazı prematüre bebeklerde ROP (Prematüre Retinopatisi) denilen ve kalıcı görme kaybına neden olabilen bir göz hastalığı da görülebilir. Bu nedenle 32. haftanın altında doğan bebeklere rutin olarak ROP muayenesi yapılması gerekmektedir” dedi.
Dr. Özkan, bebeğin gözlerinin düzenli olarak kontrol edilmesinin ve gerekirse görme kaybını engellemek için tedavisinin yapılmasının sağlanacağını ifade etti.
Aşılar ihmal edilmemeli
Prematüre bebeklerin aşı ile önlenebilir enfeksiyon hastalıkları yönünden akranlarına oranla daha yüksek risk altında olduklarını da ifade eden Dr. Özkan, “Aşılamalar, prematüre bebeklerin takibinde çok sık gündeme gelen bir konudur. Prematüre bebeklerin 3 kiloyu geçmeden aşılanamayacakları şeklinde bir kanı yaygındır. Oysa ki aşı uygulamasında zamanında doğan bebeklere uygulanan programı prematüre bebeklere de aynen uygulamakta herhangi bir sakınca yoktur. Ancak kimi aşılar bebeğin durumuna göre bazı özellikler gösterebilirler” diye konuştu.
Prematüre Bebekler Özel Bakım İster
Medline Adana Hastanesi Yenidoğan Sorumlu Hekimi Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Bülent Aziz Özkan, prematüre bebeklerin normal bebeklere kıyasla yaşamlarının ilk 2 yılı boyunca özel bakıma ihtiyaç duyduklarını ve bu durumun sadece hastane ortamı ile sınırlı kalmadığını belirterek, bu çok özel miniklere evde de gereken özenin gösterilmesi gerektiğini söyledi.