Prenses Isabella hakkında bilmedikleriniz

Bir anda şöhreti yakaladı. “Muhteşem Yüzyıl” dizisine öyle bir giriş yaptı ki, herkes onu konuşur oldu. Kastilya Prensesi Isabella Fortuna'yı canlandıran Melike İpek Yalova, ilk kez Elele dergisine kapak oldu. Eski Bakan Yüksel Yalova'nın kızı olan 27 yaşındaki oyuncu, dergideki röportajında hakkında bilinmeyenleri anlattı.

Aslında soyadınızdan aşinayız size. Bakan kızı olmak nasıl bir şey öncelikle?

- Güzel, süper. Çünkü onur verici bir şey yapıyor babanız. Buna karşılıksa babanızı çok az görerek büyüyorsunuz. Bundan hiç şikayet etmedim, çünkü her şeyin hayatta bir artı bir eksi tarafı olduğunun farkındayım. Böyle bir şeyin içinde doğup büyüyorsanız, mutlaka onun bir götürüsü oluyor.

Bakan kızı olmak, diğerlerinden bir sıfır önde olmak mı demek? Size ne faydası oldu?

- Tersine, yaptığım hareketlerin bilincinde olmam gerektiğini bilerek büyüdüm hep. 7 yaşından beri bu durum böyle. Örneğin, çıkıp sadece bir kadeh içki içmek kötü bir şey değil, ancak sonuç itibarıyla elinizdeki o bardak kötü bir görüntü ve ben hep dikkatli olmalıydım.

Ve siyaset okudunuz...

- Evet, Bilkent Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler, üzerine de Roma La Sapienza Üniversitesi'nde Kriz Yönetimi okudum.

Baba mı hep rol model?

- Evet, babasına çok düşkün bir çocuktum. Yaşıtlarım çizgi film izlerken, tartışma programları izliyordum; izlemek zorundaydım.

Anneniz ne işle meşgul?

- Annem eczacıydı ama emekli oldu. Yalnız yaşamaya çok alışıktım ama güzel bir çocukluk yaşadım. Daha fazla ilgi ister miydim? Belki isterdim ama bir şey değişmiyor.

İTALYA'DAKİ MAĞAZADA BENİ PENELOPE CRUZ SANDILAR

Ne zaman siyaset okumaya kadar verdiniz ve devamı nasıl geldi?


- İlkokul üçten beri düşünüyordum. Siyaset çok çirkin bir şey gibi yansıtılıyor ama bence çok güzel. Belki de insanlara bire bir ulaşabildiğiniz tek alan ve bir değişiklik yaptığınızda, bunun pek çok insanın lehine olabilmesini sağladığınız tek yer. Çok iyi bir doktor olabilirsiniz ama tek kişisiniz ve yeteceğiniz yerler belli. Siyasette hem kendi ülkenizi hem de dış politika vasıtasıyla tüm dünyayı etkiliyorsunuz.

Ve sonra yurtdışına gittiniz...

- Bir ara ABD'ye gidip, sonra da Roma'da master yaptım. Çok keyifliydi, İtalyanlar Türkler'e çok benziyor.

Siz de İtalyanlar'a benziyorsunuz...

- Beni ABD'de ve İtalya'da İspanyol, İspanya'da ise İtalyan zannediyorlardı. Bir keresinde İtalya'da bir mağazaya girdim, Penelope Cruz'a benzettikleri için bir anda tüm kapıları kapatıverdiler. Durumu bir süre sonra fark ettik tabii, komik ve şaşırtıcıydı.

BALIKÇIDA KEŞFEDİLDİM

Bir balıkçıda otururken keşfedilmek! Bana pazarda, alışveriş merkezinde, plajda keşfedilen yabancı modelleri hatırlattı bu hikaye...


- Gerçekten biraz şaşırtıcı. Yüksel Aksu çok kıymetli bir yönetmen ve yakın bir aile dostumuzdur. Geçtiğimiz yaz kendisine “Abi küçük bir rolde oynamak istiyorum” demiştim ama o, bu işlerin öyle işler olmadığını ve uygun bir senaryo olursa düşüneceğini söylemişti. O olay orada öyle kapandı. Bir gün ortağımla Bebek'teki ofisimizdeydik. Ben hayatımda hiç öğle yemeğinde balık yememişimdir. Arkadaşım da balığı hiç sevmez. Fakat “Hadi bugün sağlıklı beslenelim” deyip ısrar edince, ona eşlik ettim. Yan masada Mehmet Günsur, Meral Okay ve Nermin Eroğlu vardı. Nermin Eroğlu yanıma geldi ve “Ne iş yaptığınızı bilmiyorum ama ben ‘Muhteşem Yüzyıl'ın yapımcısıyım” diyerek kartını verdi...

O anda bilmiyordu tabii sizin Yüksel Yalova'nın kızı olduğunuzu...

- Hayır, sonradan telefonda konuşurken ortaya çıktı. Çok komik oldu.

Bu nasıl bir şans böyle!

- Bir şeyi çok istiyorsanız Allah veriyor, ben öyle inanıyorum. Yine de bu kadar büyük bir şey beklemiyordum. Yüksel Abi'yle de konuştuğumda, “Beni oyuncu yap” diye gitmemiştim, küçük bir rol istemiştim.

Peki, kart alışverişinin peşi sıra neler oldu?

- Görüşmeye gittim. Beni her ne kadar beğenmiş olsa da, bir de bu işi yapıp yapamayacağım kısmı vardı... Minik bir çekim yaptık, sonrasında yönetmenlerle tanıştım, onlar da tamam dedikten sonra rolü aldım.

İlk sahne?

- Okan Yalabık'laydı. Kendisi çok sevdiğim bir oyuncu, karşısında çok heyecanlandım. Çok garip bir his. O benmişim gibi gelmiyor, hâlâ da öyle. Başka bir insana bakıyormuşum gibi hissediyorum. Alışamayacağım galiba bu duruma.

ESTETİK YAPTIRDIĞIM İDDİASI DOĞRU DEĞİL

Benden bir şey olur diyor musunuz?


- Türk insanı çok anlayışlı ve sıcakkanlı. Beni yılların sanatçılarıyla karşılaştırmadılar. Daha acıyarak ya da çok sert eleştirilerle değil, “Bu kız oyuncu değil” deyip olduğu kadarıyla değerlendiriyorlar. Dürüst olmak gerekirse, Yağmur ve Durul Taylan kardeşlerin çok etkisi var bu durumda. Ben batmadıysam ve ‘eğer çalışırsa bundan bir şey olabilir' diyorlarsa, onların etkisi büyük. Oyuncular da kaprissiz, yardımsever yaklaştılar. Nebahat Çehre, Halit Ergenç, Okan Yalabık, Meryem Uzerli, Nur Fettahoğlu tecrübeli oyuncular. Aslına bakarsanız “Ben kimim?” diye sorunca, hiç kimseyim onların yanında.

Oyuncular özellikle de ilk büyük rolleriyle karşımıza çıktıklarında ‘güzel', ‘yok o kadar da güzel değil', ‘onun yanına yakışmıyor', ‘çok seksi' gibi damgalar yer. Siz aynaya bakınca ne düşünüyorsunuz?

- Bazen çok çirkin uyanıyorum. Bazen güzel, bazen facia hissediyorum. Hasta, uykusuz olduğumda herkes gibi kötü görünüyorum. Bence makyajsızken de makyajlıymış gibi güzel olan, nefes aldığını bildiğim tek insan Hülya Avşar. Ama başka biri olmak istemezdim. Bu şekilde mutluyum.

Türkan Şoray'a benzetilmek sizin için avantaj olabilir mi? Özellikle mi onun gibi bakıyorsunuz?

- Çok beğendiğim ve saygı duyduğum biri ama benim özellikle benzemek gibi bir çabam olamaz. Bu çalışmakla ya da aynı şekilde göz kalemi sürmekle olacak bir şey değil. Ben sadece gözüme rimel sürmeyi ve kalem çekmeyi seviyorum o kadar.

Estetik yaptırmış olduğunuz söylentileri doğru mu?

- Estetiğe karşı değilim, yaptırabilirim ama henüz estetiğim yok. Dizide kıyafetler çok dar ve korseli, arkadan da sıkınca öyle gibi duruyor. Bir insan kendini nasıl iyi hissediyorsa öyle olmalı. Estetik insanın özgüvenini artırabilir ve bu da önemli bir şey sonuçta. Ben de ileride yaptırabilirim, kırışmak istemiyorum.

AŞIK OLMAK İYİ BİR ŞEY DEĞİL

Peki aşk? Ne ifade ediyor size?


- Hiçbir şey ifade etmiyor bu saatten sonra. Çok mutsuzum o konuda, bundan sonra da bir şey ifade etmeyeceğini düşünme hakkımı kullanmak istiyorum.

Uzun ilişki mi, kısa ilişki mi? Yoksa dikiş tutturamayanlardan mısınız?

- Uzun süreli bir ilişkim vardı ama kendimi çok hırpaladığımı düşünüyorum. Şimdiki aklım olsa asla yapmam, kendimi o kadar üzmem, üzmeyeceğim de.

Ne değişti aşka bakışınızda?

- Aşık olmak iyi bir şey değil!

Kısa... Kısa...

* Ailesi Ankara'da yaşıyor; İstanbul'da tek başına! Kardeşi yok. 4-5 yaşına kadar İstanbul'da yaşamış, sonra Aydın'a geçmiş, sonra da Ankara'ya yerleşmişler.

* Twitter'daki İpek Yalova, o! Ama çok az giriyor, pek vakit ayıramıyor.

* Tarihte en sevdiği karakter her Türk gibi Atatürk.

* Yabancı siyasetçilerden Clinton'ı başarılı buluyor. Özellikle ılımlı olan dış politika yaklaşımını seviyor.

* Hangi düşünceden olursa olsun, Tayyip Erdoğan'a başarısız demenin haksızlık yapmak olduğunu düşünüyor.

* Saçları hep uzunmuş. Saç bakımı yaptırıyor ve üç ayda bir boyatıyor. Boyayı sadece saçları daha parlak görünsün diye yaptırıyor.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile