Prof. Dr. Emre Alkin Açıklaması ''İngiltere Dünyayı Çok Kritik Bir Sürece Soktu''

Prof. Dr. Emre Alkin Açıklaması ''İngiltere Dünyayı Çok Kritik Bir Sürece Soktu''

İngiltere’de düzenlenen Brexit referandumunda sandıktan yüzde 51,9 ’hayır’ oyunun çıkması ve ardından Başbakan David Cameron’un istifası tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma kararını yorumlayan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, alınan bu kararın tüm dünyayı kritik bir sürece soktuğunu ve bütün ülkelerin kendini buna göre kalibre etmesi gerektiğinin altını çizdi.

Yaklaşık 70 milyon kişinin yaşadığı Birleşik Krallık’ın, Avrupa Birliği’nden çıkıp çıkmamasını belirleyen tarihi referandum sonuçları kesinleşti. Şu ana kadar yapılan sayımlara göre yaklaşık 33 milyon seçmen toplam 382 seçim bölgesinde sandık başına giderken, İngiliz basını Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılma yönünde karar alındığını açıkladı.

İngiltere’de tarihi referandumu yüzde 52 oy oranıyla ayrılıkçıların kazanması ve Başbakan David Cameron’un da istifa ettiğini açıklaması ise akıllara tek bir soruyu getirdi. Şimdi ne olacak? Konuya açıklık getiren İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, "İngiltere hem Avrupa’yı hem de dünyayı çok kritik bir sürece soktu. Onların bu kararı yaptıkları en kötü kampanyaları oldu" ifadelerini kullandı.

İngiltere’nin ayrılık kararının altında yatan nedenleri açıklayan Prof. Dr. Emre Alkin, "Bu kararın alınmasında seçim öncesi iktidar ve muhalefet arasında gerçekleşen söz düellosunun etkili olduğunu söyleyebiliriz. İngiltere iş dünyası Avrupa Birliği normlarına göre hareket etmeyi, dar bir ceket olarak nitelendiriyordu. Avrupa Birliği Projesi’nin bir medeniyet projesi olduğunu ve bununla beraber yürümek gerektiğini, hatta Birleşik Krallık’ın ayrılmadan devam etmesinin tek yolunun da ayrılmaktan geçtiğini söyleyenler bile vardı. Ama İngiltere’nin yaş ortalaması yüksek nüfusu ayrılma yönünde oy verdi. Özellikle metropolitan yerlerde yaşayan genç nüfus ise oylarını AB’de kalmaktan yana kullandı fakat sonucu değiştirmeye yetmedi" dedi.

"İngiltere’nin başlattığı oylamanın sonucunda AB’de kalma kararı çıkmış olsaydı bile yine de endişelenmemiz gerekirdi" diyen Prof. Dr. Alkin, "Diğer AB ülkelerinde de buna benzer inanç tazeleme diyebileceğimiz denemeler yapılacaktır. Mesela Portekiz, İspanya, Yunanistan vb. birçok ülke bunu denemek isteyecektir. Avrupa Birliği ülkesi olup euro’ya dahil olan bir ülkenin böyle bir referandum yapması daha da sakıncalı olurdu. Böyle bir durumda ise euro tamamen tarihin tozlu sayfalarında yer alır. Böyle bir durumda bütün piyasaların dengesi şaşar. Sonuçta 2000 yılından beri tedavüle çıkmış ve kabul edilen bir para birimi var" diye konuştu.

"BU PROPAGANDADA TÜRKİYE KÖTÜ BİR KALDIRAÇ OLARAK KULLANILDI"

Eski jenerasyonun geçmişte yaşadıkları savaşları ve zor dönemleri unuttuğunun altını çizen Prof. Dr. Alkin, "Avrupa Birliği’nin bugünkü jenerasyonu bence yaşlı jenerasyonundan çok daha akılcı davrandı. Çünkü yaşlı jenerasyon birinci ve ikinci dünya savaşının niye çıktığını az ya da çok hatırlıyordur. Avrupa Birliği ve Euro Projesi’nin, Avrupa’nın uzun zamandır büyük savaş görmeden yaşadığı periyodun kaldıracı olduğunu da anlamaları gerekiyordu. Avrupa’da savaşların neden çıktığını, bunun sonucunda AB Projesi’nin ve Euro Bölgesi’nin neden kurulduğunu da unutmuş durumdalar. Dolayısıyla İngiltere hem kendisi hem AB’nin hem de dünyanın geleceği için fevkalade yanlış bir adım attı. Bu propagandada Türkiye kötü bir kaldıraç olarak kullanıldı. Bir taraftan "Avrupa Birliği’nden kaçalım, Türkiye geliyor" diyen İngiltere, diğer taraftan, "Kaçmanıza gerek yok. Türkiye AB’ye hayatta giremez" diyen AB tuhaf bir propaganda yürüttü.

BİRLEŞİK KRALLIK’TA DAĞILMALAR OLABİLİR

Bundan sonra yaşanacak olan süreci siyasi açıdan ele alan Prof. Dr. Alkin, "Mesela İskoçyalılar bağımsızlık oylamasını bir kere daha deneyebilir. ’Birleşik Krallık’a bağlı kalmak zorunda değiliz. Ciddi kaynaklarımız da var’ diyerek bir seçime gidebilir. Ya da Kuzey İrlanda ’Biz uzun zamandır ayrı gidiyoruz. Acaba birleşsek mi?’ diyebilir. Hatta Galler, ’Biz kendi başımıza yola gidebiliyoruz. Ayrı bir ülke olsak acaba ne olur? Zaten bizim boyutumuzda birçok ülke var’ gibi düşünceler içine girebilir. Aslında İngiltere aldığı kararla kendi iç parçalanmasına da olanak sağladı. Çok yanlış bir karar alındı. Vatandaşların da bu konuda çok yanlış bilgilendirildiğini, İngiltere’de Thatcher’dan sonraki hükümetlerin -buna Blair’ı da dâhil edebiliriz- AB konusunda halkına doğru bilgiler ve mesajlar vermedikleri de ortaya çıkmış oldu" şeklinde açıklamalarda bulundu.

"TÜRKİYE TİCARİ OLARAK FAZLA ETKİLENMEZ"

"Bildiğimiz gibi İngiltere Euro Bölgesi’nde değil ve para birimi de sterlin. Bunun yanında sterlin 1986’dan beri dolara karşılık en düşük seviyelerinden birini yaşıyor" diyerek durumun ciddiyetine de değinen Prof. Dr. Alkin, Türkiye ve İngiltere arasında önemli bir ticaret bağı olduğunu söyleyerek, "Döviz kurları sert bir düşüş yaşadığı için Türkiye ile ihracatta ufak tefek sıkıntılar yaşanabilir. Çünkü Türk ürünleri bir anda pahalı hale gelmiş olacak. Ama bunun Türkiye’yi çok fazla etkileyeceğini düşünmüyorum. Bir de vize konumuz var. Örneğin 4 kişilik bir aile İngiltere’ye tatile gitmek istediğinde neredeyse ikinci el araba fiyatı kadar vize parası veriyordu. İngiltere’nin Türkiye ve diğer ülkelerle münasebetleri artık AB’den farklı bir şekilde gidecek. Karşılıklı sosyal ve ticari münasebetler konusunda bütün ülkeler kendini İngiltere’nin yeni durumuna karşı kalibre etmek durumunda kalacak. Bu da sancılı bir süreçtir" ifadelerini kullandı.

İngiltere’nin kendisi için bile doğru bir karar vermediğinin altını çizen Prof. Dr. Alkin, "Avrupa Birliği süreci ve faydaları İngiltere vatandaşlarına yansıtılmadığı gibi anlatılmamış da. Mesela Fransa’da, Almanya’da böyle bir seçim yapılsa İngiltere’deki gibi bir sonuç çıkmayacağını tahmin ediyorum. İngilizler değişik bir siyaset yürütürler ve bunu da çok iyi yaparlar. Fakat İngilizler bu sefer sakıncalı bir iş yaptı. Siyasetçiler ve elit kesim, vatandaşlara bu konuda doğru bilgi verememiş, AB’nin nimetlerini doğru bir şekilde aktaramamış" dedi.

"İNGİLTERE GERİ VİTES YAPABİLİR"

Sözlerine "İngiltere’nin Avrupa Birliği ile imzalamış olduğu bir anlaşması var. Bu anlaşmaya göre İngiltere AB’den nasıl çıkacak, bundan sonraki süreç nasıl işleyecek soruları akıllara gelebilir. Bu karışık bir süreç ve İngiltere tek taraflı olarak AB’den çıkamaz" diyerek devam eden Prof. Dr. Alkin, "Birliğin bunu oylaması gerekecek. Bu süreçte belki bir mucize olur ve İngiltere ’Biz bu referandumu halkın nabzını yoklamak için yaptık. AB ile imzaladığımız anlaşmanın bir maddesine göre çıkma imkânımız yokmuş. Biz anladık ki AB’nin nimetlerini vatandaşa yansıtamamışız" gibi şeyler diyerek geri vites de yapabilirler" şeklinde konuştu.

Bunu yapacak kişi Başbakan Cameron olamayacak çünkü istifasını açıkladı’’ diyerek sözlerini tamamladı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile