Prof. Dr. Halil İnalcık Kabri Başında Anıldı

Prof. Dr. İlber Ortaylı: 'Uzun ömrü boyunca, son demine kadar irşat etmekle hem kendi gayreti hem de Allahutaala'nın himmetiyle bulunmaz ve aşılmaz bir vazifeyi yerine getirdi. Helalleştiğimiz anda dahi bize öğretmeye devam etti. Hafızası açıktı. Bu bir lütfullahtır'

"Tarihçilerin kutbu" unvanlı Prof. Dr. Halil İnalcık, vefatının üçüncü yılında Fatih Camisi Haziresi'ndeki kabri başında anıldı.

İnalcık'ın kabri başında Fatih Müftüsü Vehap Kapıcıoğlu ve hocaların okuduğu Kur'an-ı Kerim'den sonra dua edildi.

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, burada yaptığı konuşmada, Halil İnalcık'ın bir mürşit olduğunu, sağlığında da ölümünde de ışık saçmaya devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Uzun ömrü boyunca, son demine kadar irşat etmekle hem kendi gayreti hem de Allahutaala'nın himmetiyle bulunmaz ve aşılmaz bir vazifeyi yerine getirdi. Helalleştiğimiz anda dahi bize öğretmeye devam etti. Hafızası açıktı. Bu bir lütfullahtır. Bugün de bunu görüyoruz, her nesilden insan burada bir arada bulunuyor. Yeni nesillerin bugünkü cemiyetin şaşkınlıkları içerisinde ondan alacakları bazı dersler var. Halil hoca çok sert bir hocaydı, kusur affetmezdi. Lakin adaletli biriydi. Bu adaletini sadece talebelerine karşı değil yakın dostlarına, aile fertlerine de istisnasız uygulamıştır. Ve çok az yanılmıştır. Kendine göre bir şefkati vardı ve o şefkat ancak doğrunun üzerine giderdi."

- "Hayatı boyunca kendini her zaman nakıs hissetti"

Ortaylı, İnalcık'ın kendine göre bir tevazusu olduğunu belirterek, "O tevazunun tek ölçüsü şuydu; 'Biz eksik geldik, eksik gideriz.' Hayatı boyunca kendini her zaman nakıs hisseden nadir insanlardan biriydi. Bu bir neslin özelliğidir. En büyük alimlerimiz her zaman, ömürlerinin sonunda bile 'Şunu, şunu bilmiyoruz' dediklerini hatırlarım. Halil hoca da bunu çok tekrarlardı. Bizim de tekrarlamamız lazım. Ancak bu düsturla hareket eden insanların unutulmayacak ve vazgeçilmeyecek asar ve elfaz bıraktıkları, arkalarında bıraktıkları içtihatların yaşadığını göreceksiniz." dedi.

Fatih Camisi Haziresi'ndeki kabristanın muhteşem bir kabristan olduğunu anlatan Ortaylı, şunları kaydetti:

"Bu muhteşem kabristanın içinde Ahmet Cevdet Paşa'dan, Emrullah Efendi'den, hocamızın kabir komşusu olan Divan-ı Lügati Türk'ü bulup bize hediye eden, Millet Kütüphanesi'ni kuran Diyarbakırlı Ali Emiri Efendi'ye kadar ve kendisinden sonra vefat eden İstanbul aşığı ve alimi Semavi Eyice hocamıza kadar bütün insanları görmek mümkündür. Şu anda bir başka iklimin, mesleğin ve dalın yetiştirdiği bir insan da Halil hocanın yanında bulunuyor. Hepsinin ruhları şad olsun. Bize düşen ancak onlara hürmet ederek feyizlerinden istifade etmek olmalıdır. Onu yaşarken yaptık ölümlerinden sonra da yapmamız mümkündür. Yazdıklarını okuyalım, söylediklerini dinleyelim yeter."

- "Hocamız şüphesiz hepimize ufuk açan bir insandı"

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz ise "Burada, Kemal Karpat, Semavi Eyice ve Ali Emiri'nin kabri var. Fatih Camisi Haziresi'nin bu köşesi tarihçiliğimizin öncü, devasa isimlerinin buluştuğu bir yer oldu. Allah hepsine rahmet eylesin. Bu kabirleri Cumhurbaşkanımızın talimatıyla seneyi devriyelerinde yaptırıyoruz. Halil ve Semavi hocalarımızın kabirlerini yaptırdık, Kemal hocamızın kabrinin yapımıyla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Halil hocamız şüphesiz hepimize ufuk açan bir insandı." dedi.

Anma programına, İnalcık'ın kızı Günhan İnalcık'ın yanı sıra yakınları ve öğrencileri, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu, tarihçi-yazar Murat Bardakçı, Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan da katıldı.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile