İstanbul Aydın Üniversitesi Global Barış ve Demokrasi Araştırma Merkezi’nin İAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen “Orta Doğu’da Son Gelişmeler ve Türkiye” başlıklı konferansta Prof. Dr. Mehmet Şahin konuştu.
İAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Özüm Sezin Uzun’un moderatörlüğünde gerçekleşen konferansta Prof. Dr. Mehmet Şahin yaptığı konuşmasında Orta Doğu’daki mevcut durumu ve son gelişmeleri değerlendirdi.
Orta Doğu’nun risk ve potansiyelleri bir arada bulundurduğuna ve her an yeni bir hareketlilik olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Şahin, Osmanlı Devleti’nin 400 yıldan fazla bu coğrafyayı yönetmesine rağmen hiçbir zaman ‘Orta Doğu’ tanımlamasını kullanmadığını belirterek, “Orta Doğu çalışanlar olarak Orta Doğu diye belirli bir bölge yok, deriz. Sebebi, herkesin farklı bir alanı Orta Doğu olarak tanımlamasıdır. İngilizlerin bir Orta Doğu tanımlaması var. Yine, İngilizlerin tanımı üzerinden yapılan ABD’nin bir Orta Doğu tanımlaması var. Soğuk Savaş sonrası dönemde yeni bir Orta Doğu tanımlamasına ihtiyaç duyuluyor. Meşhur oryantalist tarihçi Bernard Lewis yazdığı makalesinde, mevcut tanımlamaların Batı’nın menfaatlerine ters düştüğünü ifade ediyor. Afganistan ve Pakistan’dan başlayan, Batı’da Fas’a, Güney’de Yemen’e kadar Türki Cumhuriyetleri de kapsayan Büyük Orta Doğu tanımlaması yapılıyor. Bu tanımlamalar Osmanlı çekildikten sonra yapılmış. Uluslararası siyasette bir yer hakkında bir tanımlama yapılmışsa, orada bir proje yapılmıştır” değerlendirmesinde bulundu.
"İnsanların kendi irade ve kaynaklarını kullanması istenmiyor"
Orta Doğu’ya farklı boyutlarla bakmanın mümkün olduğu ifade edilen “Orta Doğu’da Son Gelişmeler ve Türkiye” başlıklı konferansta konuşan Prof. Dr. Mehmet Şahin, Orta Doğu coğrafyasına tarih boyunca yabancı güçlerin çok fazla eğildiğine, İslamiyet’teki Şiilik gibi ana akım düşüncelerin oluştuğu merkezlerin bu bölgede olduğuna dikkat çekerken, Bağdat denildiğinde yalnızca Irak’ın başkentinden değil, aynı zamanda Abbasiler gibi önemli bir medeniyetin başkentin de söz edildiğini hatırlattı. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada Orta Doğu’da insanların kendi iradelerini ve kaynaklarını kullanmasının istenmediğini belirten Prof. Dr. Şahin, aynı zamanda o irade ve kaynağı kullanabilecek kitlenin da yok edildiğine işaret ederken, “Orta Doğu’da öldürülen akademisyen, kanaat önderi, siyasetçi ve sanatçıların istatistiği dahi tutulamıyor” dedi.
Bütün bunlarla Orta Doğu’yu ortaçağa sokma amacının güdüldüğünü belirten Prof. Dr. Şahin, Orta Çağ Avrupası’nın küçük siyasi yapılara bölündüğünü hatırlatarak PKK ve YPG üzerinden Suriye’nin de bölünerek fedaratif bir yapıya bürünmesinin amaçlandığını iddia etti.
"Orta Doğu’da işleyen üç devlet var"
İran, Türkiye ve İsrail’den başka Afganistan’dan Fas’a kadar olan coğrafyada işleyen dördüncü bir devletin bulunmadığını ifade eden Prof. Dr. Mehmet Şahin, işleyen devletlerin olmadığı bir coğrafyada ‘devlet dışı aktörler’ olarak terörist grupların faaliyet gösterdiğini ifade etti.
Demokratik toplumlarda siyasetin silahsız yapılacağını fakat bölgede siyasetin silahla yapıldığını ve siyasi partilerin silahlı kanadının bulunduğu hatırlatılırken, bölgede yasal ve yasal olmayan aktör sayısının çok fazla artış gösterdiği belirtildi.
"Kobane’de HDP değil, PKK doğru söyledi"
Ekranda siyasetçinin söylediğinin inandırıcı olmadığını, söylem yerine alanda yapılan eyleme bakarak doğru analizlerin yapılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Mehmet Şahin, İstanbul Aydın Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, “Talabani’nin partisinin politbürosunun etrafındaki binaların tamamı PKK ve YPG’lilere verilmiştir. Bölgede görüşme yaptıktan sonra Türkiye’deki HDP’lilerin söylemine ve oradaki PKK’nın söylemine baktığımda PKK’nın doğru söylediğini görüyorum. Sorduğumda, Kobane ve Afrin’i birleştirmek istediklerini söylediler. Ancak bu bölgede Kürtlerden farklı düşünen Araplar, Türkmenler, Yezidiler, Keldaniler gibi diğer etnik unsurların olduğunu hatırlattığımda bana ‘Bunlara bizim yönetimimizi kabul edip etmediklerini soracağız. Ederlerse bizim yönetimimizde kalacaklar, etmezlerse kamyonlara doldurup göndereceğiz’ dediler. Nitekim de öyle yaptılar. Yani, PKK’nın doğru söylediği ortaya çıktı. Kobane’de söylemde demokrasi varken, sahada yoktu. Siyasetin silahla yapıldığı yerde demokrasi olmaz” ifadelerini kullandı.
"PKK ve PYD de radikal gruptur"
İstanbul Aydın Üniversitesi’nde Global Barış ve Demokrasi Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada Orta Doğu’da radikal gruplar denildiğinde akla hemen dini grupların geldiğini ancak PKK ve YPG’nin de radikal grup olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Mehmet Şahin, “Türkiye’nin kendi Kürtleriyle sorunu olamaz, olmamalı. Ancak PKK’yla olmalı. Türkiye’nin bölge Kürtleriyle sorunu olamaz, olmamalı. Ancak YPG’yle olmalı. 30 binin üzerinde Kürt, PKK ve PYD’den kaçtılar. Bugün, Türkiye’de yaşıyorlar” dedi.
"Yahudiler İsrail’i yıkmak istiyor"
“Orta Doğu’da Son Gelişmeler ve Türkiye” başlıklı konferansta yaptığı konuşmasında, Arap coğrafyasında Araplara öncülük edecek bir devlet ne zaman ortaya çıksa, müdahale edilerek İsrail eksenine sokulduğunu ya da ortadan kaldırıldığını belirten Prof. Dr. Mehmet Şahin, “2006’da İsrail’deki radikal gruplar kendisi bir karar verdi. İsrail devletini yıkıp yerine BM üyesi bir Yahudi devleti kurmak istiyorlar. İsrail’de yaşayan herkesin kâğıt üzerinde yazan anayasada eşit olduğunu görürsünüz. İsrail’in nüfusunun yüzde 20’si Arap, şu an eşit vatandaş olarak görülüyorlar. Ancak Yahudi devleti kurulduğunda Arapların hukuksal statüsü azınlık konumuna düşecek” iddiasında bulundu.
Prof. Dr. Mehmet Şahin Açıklaması 'Orta Doğu'da İnsanların İrade Ve Kaynaklarını Kullanması İstenmiyor'
Prof. Dr. Mehmet Şahin, Global Barış ve Demokrasi Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen Orta Doğu konferansında yaptığı konuşmada, Orta Doğu’nun yapısal meselelerini ve son gelişmeleri değerlendirdi.