Prof. Dr. Osman Özsoy Beraat Etti

Anadolu 27. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Özsoy katıldı. Duruşmada, müşteki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı da hazır bulundu.

Duruşmada kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Özsoy, suçlamayı kabul etmediğini savunarak, şunları söyledi:

"Sözlerim halkta korku, kaygı ve panik yaratmamıştır. Bugüne kadar benim sözlerimle korktuğunu belirtip, Cumhuriyet savcılığına müşteki dışında ihbarda bulunan, şikayetçi olan olmamıştır. Benim sözlerimde halk hedef alınmamıştır. Aksine halkın rahat olmasını sözlerimde belirttim. 'Herkes rahat olsun' şeklinde ifadem de vardır. Program içerisindeki konuşmamda müşteki Recep Tayyip Erdoğan'ın adı geçmemektedir. Erdoğan ile hiç bir husumetim bulunmamaktadır, aksine kendileri benim dostumdur. Sözlerim tehdit içermemektedir. Suçun unsurları da oluşmamıştır. Beraatimi talep ediyorum."

Özsoy, 12 sayfalık yazılı savunmasını da mahkemeye sundu.

Müşteki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Sara Kanalka, davaya katılma taleplerinin bulunduğunu belirterek, Özsoy'un cezalandırılmasını istedi.

Hakim, suçtan zarar görme ihtimali nedeniyle Erdoğan'ın davaya katılma talebinin kabulüne karar verdi.

Duruşmaya son verildiğini açıklayan hakim, dava konusu sözlerin kanunda suç olarak belirtilmediğini ifade ederek, Prof. Dr. Osman Özsoy'un beraatine karar verdi.

- Olayın geçmişi

Prof. Dr. Osman Özsoy, Samanyolu TV'de katıldığı bir programda yaptığı konuşmada, "halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit" suçunu oluşturabilecek ifadeler kullandığı iddiasıyla Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştı.

Emniyetteki işlemlerinin ardından Anadolu Adalet Sarayı'na sevk edilen Özsoy, çıkarıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Özsoy'un Türk Ceza Kanunu'nun 213. maddesinde yer alan "halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit" suçunu işlediği belirtilerek, 2 yıldan 4 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.