Prof. Dr. Şimşirgil’den Çarpıcı Açıklamalar

Prof. Dr. Şimşirgil’den Çarpıcı Açıklamalar

Çorum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün, Kütüphaneler Haftası dolayısıyla düzenlediği "Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan" konulu konferansa katılan Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatının anlatıldığı ve medyada yayınlandığı günden itibaren geniş yankı uyandırarak kamuoyunun tepkisini çeken Muhteşem Yüzyıl dizisiyle ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, dizi yapımcılarını eleştirdi.

Fetih 1453 sinema filmini ve Şah Sultan kitabının yazarı Prof. Dr. İskender Pala’yı da eleştiren Şimşirgil, bazı ilahiyatçılara da göndermede bulundu. Dizi ve sinemaların yayınlandığı tarihlerin özel olarak seçildiğine dikkat çeken Şimşirgil, bu yapımların arkasında dış güçlerin bulunduğunu kaydetti

Muhteşem Yüzyıl’ın durduk yere çıkmış bir dizi olmadığını söyleyen Şimşirgil, “Kanuni rastgele seçilmiş bir devlet adamı değil. Osmanlı tarihinin en tepe noktası, altın çağındaki bir yönetici. Onu aldılar ve bu milletin gözünden yıkmayı düşündüler. Dizilerden tarihimizi öğreniyorsak, diziyle yatıp kalkıyorsak, dizideki tarihi tarih zannediyorsak adamlar hedeflerine ulaşıyor ve ulaştılar. Bunu net bir biçimde ifade edebilirim” dedi.

Eleştirilerine Fetih 1453 filmi ile devam eden Şimşirgil, “Bu film Fatih Sultan Mehmet’in şahsiyetini öldürdü. Ve ardından bir roman yazıldı. Bu romanı da, 28 Şubat’ta askeriyeden emekliliğine son 2 ay kalıp atıldığı için mağdur ve mazlum rolü oynadı. Mağdur ve mazlum rolü oynadı diyorum. Eskiden mağdur ve mazlum diyordum. Öyle anlatıyorum. Ama şimdi bu rolü çok iyi oynadığını söylüyorum. Divan edebiyatını sevdiren adam diye ünlendi. Herhalde anladınız. Şah Sultan diye bir romanı var. O da Yavuz Sultan Selimi ele aldı ve Yavuz Sultan Selim'i öldürdü; Prof. Dr. İskender Pala. Bir roman Yavuz Sultan Selim'i, bir film Fatih Sultan Mehmet’i, bir dizi Kanuni Sultan Süleyman’ı, Osmanlı tarihinin en mümtaz, en ünlü 3 şahsiyetini öldürdü. Bunlar rastgele mi seçildi? Bunlar rastgele hareketler mi diye düşünelim? Asla öyle düşünmeyin. Bunların arkasında çok ciddi güçler var diye düşünüyorum. Osmanlı tarihini memleket öğreneceği zamanda, Türk milletinin iyiliklerinin, değerlerinin, kahramanlığının, insan hakları noktasında diyebildiğimiz bir zamanda 'hayır kardeşim Türk milleti öyle değil işte böyle bir milletti' diye özel olarak sunuldu. Tarihimizi dizilerden, romanlardan değil gerçek tarih kitaplarından öğrenmek zorundayız. İyi bilirsek tarihimizi başkalarının güdümüne girmeyiz, sürü haline gelmeyiz” diye konuştu.

Şimşirgil, dizide Hürrem Sultan’ın bir Hristiyan ajanı ve hain gibi gösterildiğini, bin 400 yıldır tarihin hiçbir döneminde savaşlarda mabetlere saldırı düzenlemeyen Türk milletinin, mabetlere saldıran bir milletmiş gibi gösterildiğini kaydetti.

Şimşirgil, "Bu diziyle ilgili ilahiyatçılarımızdan da ses çıkmadı. Televizyonlara çıkarılan ilahiyatçılarımız nerede? Oraya çıkanlar boş yere çıkarılmıyor demek ki... Eskiden birileri çıkıyordu, simdi ilahiyatçılar çıkıyor. Diyorlar ki gömlek dağıt, ayakkabı dağıt, kardeşim bunların hiç gıkı çıkmadı. Neredesiniz konuşmadınız. Ama yok. Susuyorlar. Bu memleketin değerlerini her biri bir yerde yıkmak üzere çalışıyor, uğraşıyor. Bu oyunları bilmek ve sezmek durumundayız" ifadelerini kullandı.

Hürrem Sultan'ın dizide 22 yaşında bir genç kız iken Osmanlı’ya esir düştüğünün anlatıldığına vurgu yapan Şimşirgil, “Hürrem Sultan 9 yaşında esir düştü. 6 sene Kırım Hanlığı'nda kaldı. Sonra Osmanlı sarayına geldi. Hafsa Sultan, Sultan Süleyman tahta çıkınca son derece edepli, son derece iffetli bir kadın olan Hürrem Sultan’ı oğlu Süleyman’a eş olarak seçti. Sarayın en nüfuzlu kadını ana. Sarayın en merkezi yerinde valide sultanın odası vardır. Padişah eşlerini valide sultan seçer ve asla sultan görmez. Anne bir Hristiyan ajanını oğluna eş seçer mi? Çok meşhur bir söz vardır; ‘Yolcu gözüyle at, bekar gözüyle avrat alınmaz.’ İnsanımız, ‘aaa ne kadar güzel kız, ne kadar yakışıklı erkek’ diyerek evleniyor sonra soluğu mahkemede alıyor. Yüz bin dava var boşanmak için bekleyen. Anaların seçtiği kadınlar Mostar Köprüsü'nün zampı gibi sağlam oluyordu. Asla birbirinden ayrılmıyordu. Hürrem'i de o seçti. Kanuni Sultan Süleyman bir kadından fazlasıyla evlenmedi. 38 sene... Bana, Osmanlı tarihinin şöyle bir aile hayatını çekelim ama film olsun harem önemli değil, mükemmel bir aile hayatı hangisi derseniz; Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan'la hayatı derdim. Türk milletine gösterilecek mükemmel bir aile tipidir. Rezil ettiler, ayrı bir konu" dedi.

Açıklamalarına devam eden Prof. Dr. Mehmet Şimşirgil, "Yavuz Sultan Selim oğlu Süleyman'a 6 milyon 500 bin kilometrekare toprak devretti. Kanuni, oğlu Selim Han'a 14 milyon 800 bin kilometrekare toprak devretti. Yani 8,5 milyon metrekare. Bugünkü 8 Türkiye büyüklüğünde. Boru mu bu boru mu? Bugünkü 8 Türkiye kazandırıyor bize. Hareminden çıkmayan bu padişah mı 8 Türkiye kazanacak? Hürrem Sultan'la ağzına bal, ekmek meyve tutan bu padişaha mı verecekler bu toprakları? Veya Sultan Süleyman tahta çıkmış hadi topraklarımızı verelim mi diyecekler? 200 bin kişiyle dünyayı gezersen karşısına bir kişi çıkamaz" şeklinde konuştu.

"Kanuni’den daha fazla iftiraya ve hakarete uğrayan Hürrem Sultan'dır. Bugün Kanuni'nin türbesine gidip dua edenler, Hürrem Sultan'ın kabrine dönüp beddua ediyorlar. Ertesi gün o İstanbullu, Hürrem Sultan'ın yaptırmış olduğu Haseki Hastanesi'nde, belki de ailesinden birisine tedavi arıyor" diyen Şimşirgil, "Bugün Türkiye’de Hürrem Sultan'ın yaptırdığı eserleri internete bakmadan sayan birisi çıksın şerefsizim. Çıkmayacağını iyi biliyorum Türkiye’de. İftira ettiğin insanı bir tanı. Mekke ve Medine’ye ne eserler yaptırdı. Kudüs'te imareti var. Her gün 400 kişi yemek yiyor. O imaretin vakfiyesini okuyabilecek kaç kişi çıkar? Anadolu’da 20 tane eseri var ama biz yok ettik. Keşke onun hastanesinin kitabesini okuyabilseler bugün Doktorlar. Doktorlar ne üzerine yemin ediyorlar? Hipokrat üzerine yemin ediyorlar. Keşke Hürrem Sultan’ın vakfiyesi üzerine yemin etselerdi. Çok daha makbule geçerdi. Bazen Doktorlara soruyorum. İşler nasıl diye, kesat diyor. Para için bağırıyorlar. Hasta gelsin diye bakıyor. Vatandaşın hasta olmasını isteyen bir doktor olur mu? Hasta gelmese şükretmesi lazım. Ama yazlık olsun, kışlık olsun iki ev olsun dersek yetmiyor. Kanuni dedesinden ve babasından kalan evde yattı, kalktı kendisine bir saray yaptırmadı. Onun yattığı evde biz bir gece yatmayız. Bilelim biraz. Bugünkü ifadeyle, anlatımla ben Kanuni'den daha fazla o kadına çok büyük iftiralar yaptığımızı düşünüyorum. Bu millete en çok kim hizmet ederse en çok o iftiraya uğruyor. Şunları da iyi bilelim. Yapana kimse bir şey demez hizmete edene iftira ediliyor. Bu millete iftira atılıyorsa biz orada duralım. Nedenini sorgulayalım. Bu diziyi Arabistan’a, Avrupa’ya, Balkanlar’a Amerika’ya satıyoruz diye övünüyorlar. Niçin? Reyting yapıyor diyorlar. Reyting satmak nedir? Paradır. Para için atasını, tarihini satmak demektir. Sensin vatanını tarihini satan. Sensin babasını atasını satan. Satmıyorsan savun. Osmanlı denilince oralarda bir zihniyet vardı o zihniyeti bozmak istiyorlar. Zenginlere söylüyorum artık taşa toprağa yatırmayın. Ücretsiz danışmanlığını yapalım. Adam gibi Fatih filmi çekelim. Siz reytingi görün bu memlekette. Ama adam gibi bir Fatih filmi çekelim. Başbakana da söylüyorum, bir filmin çekilmesine ön ayak olalım. Bir ilim adamı olarak bunu söyleyebilirim. Herkese de söylerim. Bağırmakla da olmuyor. Kitabını yazarım, birileri de senaryosunu yazar. Zenginlerimiz de taşa ve toprağa yatırmayın. Bir film çekelim dediklerinde bakın nasıl filmler çıkıyor. Bu millet tarihi sever" sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Şimşirgil, konferansın ardından katılımcılardan gelen soruları yanıtladı. Konferansta bir katılımcının “Kardeş katli vacip midir” şeklindeki yazılı sorusuna cevap veren Şimşirgil, ilginç ve çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kardeş katlini Osmanlıları kendisinden 100 kat daha fazla öven birisine sorulduğunda başının yere düşeceğini dile getiren Şimşirgil, şunları söyledi: "'Ya işte hatadır, olur, bunlar da yapmıştır. Bazı şeyler olmuştur' gibi şeyler ifade ederler, çeşitli şeyler söylerler. Bana bu soruyu böyle değil de, 'Osmanlının en övündüğünüz ve gurur duyduğunuz şeyi nedir' diye sorsanız, ben kardeş katli derim. Tabii buz gibi bir hava esiyor. Benim Osmanlıların en gurur duyduğum övündüğüm noktaları kardeş katlidir. Zira benim için, senin için, hepimiz için, milleti için, dini devleti için kendi kanından verdi. Kendi evladını kendi kardeşini feda etti. Bunu dünyada yapabilecek ikinci bir adam gösteremezsiniz. Benim için yaptı senin için yaptı. Ben bunun için övünüp gurur duyuyorum. Hesabını verecek. Hesabını veriyor. Hepsi öldü gittiler. Ben 5 vakitte dua ediyorum. Zira bana kadar, bu din, bu devlet bu sebeple geldi. Onların bu yoluyla geldi. Selçuklu'nun en büyük padişahı kimdir? En geniş topraklara sahip Melikşah’tır. Melikşah’tan sonra 3 padişahın adını sayacak kimseler el kaldırsın. Timur'un devleti 17 imparatorluğu kapsıyordu. Çin Seddi'nden İstanbul önlerine geliyordu. Timur’dan sonra 3 padişahın adını sayacak el kaldırsın. Haydi buyurun. Melikşah’tan sonraki Türk tarihini gözyaşlarıyla okurum. Devleti 3’e 5’e böldük. Oluk oluk Müslüman kanı aktı. Türk kanı aktı. Irzımız namusuz payidar oldu. Devletler 70 senede zor kurulur 50 seneden sonra kardeş katli ile devam eder. Osmanlı bunu gördüğü için; 'Bir ormanda bir aslan, bir kında bir kılıç, bir gövdede bir baş, bir tahtta bir sultan gerekir' dedi.

Ama bu bir bedel ödetti Osmanlıya. Kardeşini öldürtmek zorunda kaldı. Başkasının olmasının imkanı yoktu o dönemde. Daha sonra bir yol buldular en yaşlı şehzade tahta çıktı. Öyle bir asil aile ki I. Ahmet’ten sonra herkes buna uydu. Böyle bir aile dünyada çıkmaz. Feragatta, prensiplere uymakta. Öldür dediyse öldürdü, öldürme dediyse öldürmedi. Genç Osman’ı, İbrahim'i, IV. Mehmet’i, III. Selim’i kim tahttan indirdi? Abdülhamid Han'ı kim tahttan indirdi? Kim karıştı? Bu defa kul tul asker karıştı. Devlet adamları karıştı. İlim adamları karıştı. Durmadı görüyorsunuz. Kardeşin kardeşe mücadelesi mi? Askerin karışması mı? Tartışılır bakın. Birinde devlet yüceliyor, diğerinde devlet her dönem 50 yıl geriye gitti. Bu soruyu soruyorsunuz. 622 senedir bende Osmanlı ulemasına soruyorum. Bir tek kişi 'ne yapıyorsunuz sultanım' dedi mi? Kardeşini nasıl öldürürsün bir tek kişi dedi mi? Ben duymadım. Duyanınız varsa söylesin. Hemen cevaplar hazırdır bazı beylerin, padişahlar ne derse onlar onu yapar. Öyle mi ya? Bunu bilmeyen insana konuşabilirsin. Padişahın sözünü geri aldırtan. Bugün balıktan kurban yapan, tavuktan kurban yapan, gömlekten kurban dağıtmaya çalışan bir kısım ilahiyatçılar tenkit edebilir. Osmanlı devlet eliyle Ehl-i Sünneti ve 4 mezhebi korumuştur. Osmanlı dini yaymaktan ziyade doğru bir şekilde bize getirmiştir. Osmanlı budur. Adamın tek delili Kur'an ise ne diyeyim. Hadis-i Şerif'i delil kabul etmiyorsa, icmayı, içtihadı delil görmüyorsa ne diyeyim? 'Fitne uykudadır, uyandırana lanet olsun.' Fitne adam öldürmekten daha büyük günahtır. İki büyük zarar karşı karşıya gelirse iki küçük zarar ihtiyar oluyor. Peki bunlar çok mu zalim insan arkadaşlar? Bu padişahlar çok mu zalim insanlar kardeşlerini gözlerini kırpmadan öldürtecek? Yavuz Sultan Selim iki kardeşini öldürtünce oturup ağlıyor. Nereden çıktı bu bizim başımıza diye. Oturup ağlıyor. Kanuni Sultan Süleyman 'bir günahım deme bari tevbe kıl canım oğlum' diye yalvarıyor. Fatih Sultan Mehmet; 'kul olmakla övünürüm güzeller güzeli şaha, o güzele boyun eğmek değer cihan şahına, dünya saltanatını tacın tahtın verseler, kulluk devletini koyup bunları almaz avnu' diyen bir adam bunlar. Bunlar mı cani olacak? Bunlar mı adam öldürecek? Ama biliyor ki öldürtmediği gün şurada 100 bin, 1 milyon kişi ölecek. Ne din kalacak, ne devlet. Size dünyayı verseler kardeşini öldürebilecek bir kişi çıkar mı? Hadi çıksın. Arkadaşlar zor bir iş biz bunlara dua edelim ve neden yaptıklarını iyi anlayalım. Çok nazik konu. Birilerinin Osmanlı'yı vurmak için en çok sarıldığı konudur. Bu atam ve dedem kanunudur. I. Murat’tan itibaren tüm padişahlar yaptı bunu. Benim dahi kanunumdur. I. Ahmet’ten itibaren kaldırıldı. İki padişah sarayda boğuldu. Müthiş üzüntüler meydana geldi. Diğerleri meydanlarda boğuluyordu. Dikkat çekmiyordu. Onlar da insan. Nasıl üzüldüklerini söyledim." Konferansın ardından İl Kültür ve Turizm Müdürü Ali Özüdoğru, Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil'e çiçek ve teşekkür plaketi verdi .
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile