Fatih Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özsoy, Bartın Aktif İşadamları Derneği (BAKİAD) tarafından düzenlenen 'Küresel ve İktisadi Gelişmeler, Yeni İnsan ve İşadamı Modelimiz' konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.
Prof. Özsoy, konuşmasında, dünyada bir güneş gibi parlamaya başlayan Türkiye'nin, bayram havasında geçen 1 Mayıs İşçi Bayramı'yla yeni bir eşiği aştığını söyledi.
"FAİZİ BİLMEYEN İKTİSATÇILAR VE İLAHİYATÇILAR BÜYÜK HATALAR YAPIYOR"
Günümüzün iktisadi hayatının en büyük probleminin faiz olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. İsmail Özsoy, "Ne yazıktır ki bir iktisat profesörü olarak üniversitelerimizde iktisatçılarımızın faizin ne olduğunu bilmediğini görüyorum, faiz dini bir kavram da olduğu için ilahiyatçılarımız da faizin ne olduğunu bilmiyorlar, bu çerçevede çok büyük hatalar yaptıklarını üzülerek görüyorum. 2008 küresel ekonomik krizinin temel sebebi faizdir. Türkiye, faizsiz bankacılığı uyguladığı için kriz girdabına girmemiştir. Dünya artık faizsiz bankacığı, faizsiz sistemi araştırmaya başladı. Faizin karşılığı Kur'an'da ribadır. Riba da şişme, kabarma demektir, sanal kabarma anlamındadır." dedi.
"FAİZİN KALKMASI DÜRÜSTLÜĞÜN YERYÜZÜNDE HAKİM OLMASIYLA MÜMKÜN" Faizin, birbirine güvenmeyen insanların ahlaksızlığından doğduğunu ifade eden Özsoy, ortaklık sisteminin ancak birbirine güvenen insanlardan oluşan sağlıklı toplumlarda uygulanabileceğini kaydetti. Özsoy, şöyle konuştu:
"Binaenaleyh, yeryüzünden faizi kaldırmak, sıfırlamak mümkün değildir. Bana sorsanız, sizi ekonomiden sorumlu devlet bakanı yapsak deseniz başbakan, cumhurbaşkanı yapsak deseniz, faizi kaldırır mısınız diye sorsanız, asla faiz kaldırılmaz. Faiz, kaldırmakla ortadan kalkacak bir mekanizma değildir. Yeryüzünden hırsızlığı kaldırmak mümkün mü ? Zinayı, fuhşu kaldırmak sıfırlamak, mümkün mü ? Değil. insanoğlunun bu zaafları var olduğu müddetçe, aynı şekilde faiz de var olacaktır. Ancak doğruluk, dürüstlük ve ortaklık temelinde iş yapan insanlar da var olacaktır. Şu halde bütün mesele; doğru dürüst insanların sayısının artmasıdır, onların iktisaden güçlenerek, dürüstlüğün yeryüzünde hakim olması ve böylece faizin alanının daralmasıdır. Yoksa yasaklamakla hiçbir kötü davranış yeryüzünden kalkacak değildir."
"TÜRKİYE YENİ BİR ÇAĞA GİRDİ, EŞİK ATLADI"
Ayrıca, yeryüzünde yeni bir dönemin başladığını, Türkiye'nin dünyada bir güneş gibi parlamaya başladığını anlatan Prof. Dr. İsmail Özsoy, "1010, 1 Mayıs İşçi Bayramı eğer Türkiye'de devletiyle, halkıyla birlikte bir bayram şenliği içinde kutlanmışsa, ülkemiz yeni bir eşiği aşmıştır. Komşumuz Yunanistan'da bugün meydanlar büyük bir kargaşa içinde. 30 sene evvelki Türkiye'yi bugün Yunanistan yaşıyor. Biz yepyeni bir döneme, yepyeni bir çağa girmişiz." şeklinde konuştu.
Yeni insan, işadamı modeli ve misyonunda, çalışıp kazandıktan sonra kazancın başkalarıyla paylaşıldığını anlatan Özsoy, şöyle devam etti: "İnsanoğlu kazancını başkalarıyla paylaşmaktan manevi haz alır. Bu hazzı bir kere yakalamaya görsün, bu hazza engel olmaya imkan yoktur. Bu, insana toplumda kabul, değer ve saygı görme fırsatı veriyor. Veren el, alan elden üstündür. Bir fert vermeye başladığı zaman o fert gönüllerde büyümeye başlar. O gönüllerde büyüdüğü gibi maddi anlamda da onun büyümesi devam eder."
"İNSANCA YAŞAMANIN ÖRNEĞİNİ DÜNYAYA TÜRK İNSANI GÖTÜRDÜ"
Diğer yandan, Türkiye'nin, Avrupa ülkelerinin yanında çok zengin bir ülke olmadığını, 70 milyon nüfusuyla zengin olduğunu, fakat ülke olarak zenginliğin fazla olmadığını açıklayan Özsoy, "Bu ülke bütün dünyaya vermeye başladı. Kendisi de muhtaç olduğu halde bütün dünyaya saçmaya başladı. Şili'de deprem oldu yerini bile bilmediğiniz tanımadığınız insanlara yardım yapıyoruz. Türk milleti, tüm insanlığa gönlünü açmıştır. Bu açış Türkiye'ye bir dünya devleti, dünyada denge unsuru olmaya namzet hale getirmiştir.
Dünyaya medeniyeti, Türkiye götürmüş ve götürmeye devam etmiştir. Dünyanın size ihtiyacı vardır. İnsanca yaşamanın örneklerini dünyaya siz götürme durumundasınız. Dünya, artık yeni bir döneme girmiştir. Bu dönem kapitalizmin vahşetinden, komünizmin girdabına insanlar gidip gelirken, şimdi orta bir yol tutmak durumundadırlar. Bu orta yol bu milletin temsil ettiği hakkaniyete ve adalete dayalı paylaşımcı, faiz gibi keskin uçlu ve şansa dayalı bir gelir bölüşüm mekanizması değil, kar ortaklığı bazında, ticari kazanca dayalı, emeğin de ücret şeklinde hakkını aldığı yeni bir sisteme ihtiyacımız var." şeklinde konuştu.
Konferansın açılış konuşmasını yapan BAKİAD Başkanı Birol Dikyurt ise bağlı bulundukları federasyon ve konfederasyon ANFED ve TUSKON'a bağlı çalışmalar yaptıklarını söyledi. 13-18 Haziran 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek TUSKON Dünya Ticaret Zirvesi 2 programı hakkında da bilgi veren Dikyurt, bu zirvenin, işadamları ve sanayiciler tarafından kaçırılmaması tavsiyesinde bulundu.
Konferans sonunda BAKİAD Başkanı Birol Dikyurt, BÜ Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan'la birlikte Prof. Dr. İsmail Özsoy'a teşekkür plaketi verdi. Konferansından dolayı Özsoy'a teşekkür eden Rektör Kaplan, hayatın her evresinde her eyleminde o eyleme ahlaki bir anlam yüklenmediği takdirde hiçbir eylemin çok ciddi hedefi ve geleceği olmayacağını söyledi. BAKİAD Başkanı ve dernek yönetimini kutlayan BÜ Rektörü Prof. Dr. Kaplan, bilimsel çalışmalarla işadamlarının bilgilendirilmesinin güzel olduğunu söyledi. Daha sonra konferans anısına hatıra fotoğrafı çektirildi.
Programa; BÜ Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan, Bartın TSO Başkanı İsmail Toksöz, TSO Meclis Başkanı Halil Çelen, Belediye Başkan Vekili Serhat Çörek, BAKİAD Başkanı Birol Dikyurt, Sanayi ve Ticaret İl Müdürü Mehmet Bayrak, Bartın GİAD Başkanı Sinan Kireç, akademisyenler, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, daire amirleri, sanayici ve işadamları katıldı.