'Organ Bağışında Stratejik Ortak Olarak Medya Çalıştayı'
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası, organ bağışında yapılacak tüm çalışmalarda medya desteğinin tam olması gerektiğini ifade ederek, "Medyanın da desteğiyle toplumda farkındalık artırılacak, organ bağışına ilişkin kaygılar giderilecek, doğru bilgiye ulaşılabilecektir" dedi.
Sağlık Bakanlığı ve Avrupa Komisyonu tarafından düzenlenen "Organ Naklinde Uyum için Teknik Destek Projesi" kapsamında, "Organ Bağışında Stratejik Ortak Olarak Medya Çalıştayı", Point Otel'de düzenlendi.
Proje takım lideri Dr. Lajos Kovacs, projenin, Türkiye'de özellikle kadavradan organ bağışının artırılmasına yoğunlaşarak, Avrupa Birliği müktesebatının kamu sağlığı alanında uyumluluğu ve uygulamasına katkıda bulunmayı hedeflediğini söyledi.
Kovacs, AB ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen projenin, Nisan 2015'te son bulacağını belirtti.
Türkiye'de organ nakli bekleyen hasta sayısının, kadavradan elde edilen organ sayısından kat kat fazla olduğuna dikkati çeken Kovacs, "AB ülkelerinde kadavradan organ bağışı oranı Türkiye'de var olana göre 7-8 kat daha fazla. Türkiye, yeterli yoğun bakım servis yatağına sahip bir ülke olmasına rağmen, potansiyel organ bağış hedeflerine henüz ulaşamamıştır" diye konuştu.
Kovacs, proje ile tıbbi tedavide, organ bağışının kalite ve güvenlik standartlarının geliştirilmesinin amaçlandığını dile getirerek, bu kapsamında gerçekleştirilecek faaliyetler hakkında bilgi verdi.
-"Türkiye'de nakil bekleyen hastaların ancak yüzde 16'sına organ bulunabiliyor"
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası da son verilere göre, organ bağışında aile ret oranının yüzde 77 olduğunu belirterek, bu oranla ihtiyacı olan kişilere organ bulma şansının çok zor olduğunu ifade etti.
Türkiye'de organ bekleyen hastaların ancak yüzde 16'sına organ bulunabildiğini dile getiren Kapuağası, geçen yıl listede beklerken bin 800 hastanın hayatını kaybettiğini söyledi.
Kapuağası, Türkiye'de 11 Kasım 2013 itibarıyla böbrek nakli için bekleme listesindeki hasta sayısının 20 bin 830, karaciğer için 2 bin 48, kalp için 404, akciğer için 40 olduğunu vurguladı.
Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, Ocak 2013 ile Kasım 2013 arasında 2 bin 489 hasta için böbrek, bin 71 hasta için karaciğer, 50 hasta için kalp, 27 hasta için akciğer, 3 hasta için pankreas ve 1 hasta için ince bağırsak nakli yapıldığını dile getiren Kapuağası, ancak halen bağış sayısının dünyanın çok gerisinde olduğunu vurguladı.
Kadavradan organ bağışıyla ilgili temel kaygıların bulunduğuna dikkati çeken Kapuağası, bunlar arasında beyin ölümü kavramının anlaşılamamasının yer aldığını söyledi.
Kapuağası, yanlış dini inanışlar ve bitkisel hayat ile beyin ölümü kavramının tam bilinmemesinin kaygılara yol açtığını dile getirerek, "Organlar alınırken ölüye saygı gösterilmeyecek gibi düşünülüyor. Oysa, bu kesinlikle doğru değildir" diye konuştu.
Arif Kapuağası, farkındalığın artırılmasında medyanın önemli bir güç olduğunu da vurgulayarak, "Yapılacak tüm çalışmalarda medya desteği tam olmalıdır. Medyanın da desteğiyle toplumda farkındalık artırılacak, organ bağışına ilişkin kaygılar giderilecek, doğru bilgiye ulaşılabilecektir" değerlendirmesinde bulundu.
-"Organ bağışı, yaşam için bir armağandır"
AB Türkiye Delegasyonu Sağlık Temsilcisi Figen Tunçkanat da organ bağışında farkındalığın artırılmasında medyanın rolünün büyük olduğunu söyledi.
Organ bağışının yaşam için bir armağan olduğunu ifade eden Tunçkanat, nüfusun da yaşlanmasıyla birlikte organa olan ihtiyacın da giderek arttığının altını çizdi.
Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği'nden Prof. Dr. Uluğ Eldegez de geçmişten geleceğe Türkiye'de organ nakli hakkında bilgi verdi.
Konuyla ilgili yasal düzenlemeleri anlatan Eldegez, organ bağışının artırılmasında beyin ölümü bildirimlerinin önemine değindi. Eldegez, beyin ölümü bildirimlerinin artırılabilmesi için özellikle yoğun bakım kliniklerinde görev yapan hekimlere büyük sorumluluk düştüğünü söyledi.
-"Seçim gezilerinde adaylar, organ bağışıyla ilgili mesaj vermeli"
Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu da dünyada organ nakline imza atan hekimler hakkında bilgi verdi. Kalayoğlu, merhum sanatçı Sadri Alışık'ın organ nakli beklerken yazdığı şiiri de okudu.
Organ naklinin artırılması için siyasilere de görev düştüğünü ifade eden Kalayoğlu, " Belediye seçimlerinde özellikle adaylar, organ bağışına ilişkin mesajlar vermelidir. Çünkü, seçim gezilerinde çok kişiye ulaşıyorlar. Siyasiler, mutlaka organlarını bağışlayıp bağışlamayacaklarını belirtsinler ki ben de oyumu ona göre vereyim" dedi.
Proje koordinasyon ekibinden Dr. Eyüp Kahveci de bekleme listeleri üzerindeki yükün çok fazla olduğunu ve bunun genellikle kadavradan yapılan organ nakilleri ile giderilmeye çalışıldığını bildirdi. Bağış olmadığında nakil yapılamayacağına dikkati çeken Kahveci, "Bağış oranları ciddi şekilde azaldı. Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin ailesinin şu an için sadece yüzde 22'si onay vermektedir. Bu oran çok düşük. Bu, bir alarmdır, acilen oranların yükseltilmesi gerekmektedir" açıklamasında bulundu.
-Medya-İş'ten organ bağışı kampanyasına destek
Medya görüşlerine de yer verilen projede ilk konuşmayı yapan CNN Türk'ten Ferhat Boratav, 2007 ylında organ bağışına ilişkin kampanya düzenlediklerini belirterek, o yıllarda organ bağışında şehir efsanelerinin egemen olduğunu, genellikle olumsuz ifadelerin yer aldığını anlattı. Organ mafyasına ilişkin çeşitli haberlerin yer aldığını dile getiren Boratav, basında bu şekilde yer bulan haberlerden örnekler verdi.
Boratav, bağış oranlarının artırılmasında iletişimin çok güçlü bir araç olduğunun altını çizerek, düzenlenen kampanyalarda kullanılan dilin ve logonun önem taşıdığını söyledi.
Bu kampanyalar sonrasında organ bağış oranlarının artış gösterdiğine dikkati çeken Boratav, "Hayata bağış haberlerinin yer alması, yetkililer üzerinde baskı kurabilir, doktorları cesaretlendirir, organ bağışını meşrulaştırır" dedi.
Organ bağışında bulunanların da onurlandırılması gerektiğini vurgulayan Boratav, bağışçıların kamuoyu önünde desteklenmesi gerektiğini dile getirdi.
Medya-İş Genel Başkanı Gürsel Eser de organ bağışı kampanyasına destek vereceklerini belirterek, "Tüm sendika üyelerine kampanya hakkında bilgi vereceğiz ve üyelerimizi bağış yapmaya çağıracağız" diye konuştu.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel de Türkiye'de okuma yazma oranlarının oldukça düşük olduğunu, bu nedenle farkındalığın artırılmasında özellikle televizyon programlarının önemli yer tuttuğunu belirterek, dizilerde, kuşak programlarında ve haberlerde bağış yapılması gerektiğine yönelik mesajların verilmesi gerektiğini ifade etti.
Din adamlarına da önemli görevler düştüğünün altını çizen Sertel, bunun dışında başarılı kamu spotlarının yapılması gerektiği görüşünü dile getirdi.
Gazeteci Tayfun Talipoğlu da nakillerde "torpil"in söz konusu olmadığının altını çizerek, "Sorun, sevgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Biz birbirimizi yeterli sevmiyoruz. Birbirimizi seversek, organlarımızın kime gittiği önemli değil" dedi.
Kalp nakli olmuş kişilerden birisi olan gazeteci Çağatay Çağlar da tanı konulmasından nakil gerçekleştirilene kadar olan yaşam hikayesini katılımcılarla paylaştı. Bugün nakil sonrası sağlığına kavuştuğunu anlatan Çağlar, "3 yıldır bir başkasının kalbiyle yaşıyorum. Çok mutluyum. Toprakta çürümesin, canda yeşersin. Bunun için organlarınızı bağışlayın" dedi.
Konuşmaların ardından bu alanda neler yapılabilineceğine ilişkin açık oturum düzenlendi.
Öte yandan, programa katılan 15 gazeteci de organ bağışında bulunarak kartını aldı.