'Türk Halkı Finansal Konularda Ab ve Abd Halkından İyimser'

Bireysel emeklilik ve hayat sigortası sektörü şirketi AvivaSA Üst Yöneticisi Meral Eredenk, Türk halkının finansal konularda AB ülkelerine ve ABD'ye kıyasla daha iyimser olduğunu belirterek, "Halen sürmekte olan ekonomik belirsizlik, hemen tüm pazarlarda tüketicileri olumsuz yönde etkiliyor. AB ülkeleri halen devam eden bir ekonomik krizle boğuşurken, ABD'de ekonomiyle ilgili endişeler artıyor. Türk halkı, finansal konularda iyimserlikle kötümserlik arasında bir dengede duruyor. Ancak ABD ve AB'ye göre daha iyi durumda" dedi.


Basın toplantısıyla "Tüketicilerin Tasarruf Tutumları Araştırması" 2013 yılı sonuçlarını açıklayan Eredenk, Türk halkı finansal konularda AB ülkelerine ve ABD'ye kıyasla daha iyimser durumda konumlandığını dile getirdi.

Halen sürmekte olan ekonomik belirsizliğin, hemen tüm pazarlarda tüketicileri olumsuz yönde etkilediğini belirten Eredenk, "AB ülkeleri halen devam eden bir ekonomik krizle boğuşurken, ABD'de ekonomiyle ilgili endişeler artıyor. Çin, en iyimser ülke olarak kayıtlara geçerken, Türkiye'nin AB ülkelerine kıyasla finansal geleceği ve ülke ekonomisi konusunda daha iyimser olduğu görülüyor. Türk halkı, finansal konularda iyimserlikle kötümserlik arasında bir dengede duruyor. Ancak ABD ve AB'ye göre daha iyi durumda..." ifadelerini kullandı.

- "Türkler imkansızı hayal ediyor"

Araştırma sonuçlarının ilginç verileri gün ışığına çıkardığını aktaran Eredenk, Türk halkının hem garantili hem de en üst getirili tasarruf ve yatırımda ısrarcı olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:

"Fransa ve Çin hariç bütün pazarlarda garantili bir getiri elde etmek en önemli ihtiyaç sayılıyor. ABD, İngiltere, İrlanda ve Fransa'da tüketicilerin yaklaşık beşte biri piyasadaki en iyi performansı elde etmek istediklerini belirtiyor. Türkler imkansızı hayal ediyor, 'bana bir şey olmaz' mantığıyla hareket ediyor. Türkiye'de, tasarruf ve yatırımların getirisi için en önemli konu, yüzde 38 oranla 'garantili getiri elde etmek' ve yüzde 20 oranla piyasadaki en iyi performansı elde etmek olarak dikkat çekiyor. Türkler ve İrlandalılar imkansızı hayal ediyor. Tüketicilerin çoğu tasarruf yaptığını söylemelerine rağmen yine de kendilerini beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı hissetmiyor. Türk halkı 'Bana bir şey olmaz' demeye devam ediyor ve beklenmedik sıkıntılara karşı en az stres yaşayan millet olarak dikkat çekiyor."

Borçlarından en çok rahatsız olan ülkeler sıralamasında Türkiye'nin yüzde 41 oranla Polonya'nın ardından ikinci sırada geldiğini söyleyen Eredenk, Araştırmaya katılan her 10 tüketiciden 3'ü nün borçlarından rahatsızlık duyduğunu belirtti.

- "Türkler'in yüzde 10'u ise aklına estikçe biriktiriyor"

Araştırma şirketi Ipsos tarafından İngiltere, Fransa, İrlanda, İspanya, İtalya ve ABD gibi gelişmiş ülkelerin yanı sıra yüksek büyüme oranı gösteren Polonya, Hindistan, Singapur, Çin ve Türkiye'de 12 bin tüketici ile yapılan araştırmada Türkiye'nin birçok noktada ayrıştığını anlatan Eredenk, araştırmanın yapıldığı diğer 11 pazara bakıldığında tüketicilerin yarısının borçlarını eritmeye çalıştıklarını, borçlarından en çok rahatsız olan ülke sıralamasında Türkiye'nin ikinci sırada olmasına karşın borçların azaltılması için gösterilen çabanın en düşük oranlarda yer aldığını ifade etti.

Türk halkının emekliliği için çok az tasarruf yaptığını, konu emeklilik geliri olunca Bireysel Emeklilik Sistemi'nin kamu emekliliğine göre daha anlaşılır olduğunu kaydeden Eredenk, birçok ülkede tüketicilerin kara gün için tasarruf ettiklerini, Türk halkının ise genel harcamaları ve emekliliği için çok az tasarruf yaptığını söyledi.

Eredenk, "Türk halkının yüzde 62'si acil veya önceden öngörülemeyen durumlar için, yüzde 33'ü aileye güvence için, yüzde 13'ü emeklilik için tasarruf/yatırım yapıyor. Türklerin yüzde 10'u ise aklına estikçe biriktiriyor. Konu emeklilik geliri olunca, BES'in kamu emekliliğinden daha anlaşılır durumda olduğu görülüyor" dedi.

- "Türkiye'de tasarruf yöntemleri, eş-dost tavsiyesiyle seçiliyor"

Türkiye'de tüketicilerin büyük çoğunluğu gayriresmi kaynaklardan tavsiye aldığını aktaran Eredenk, "Türkiye'de hala en büyük tavsiye kaynağı eş-dost. Türkiye'de tasarruf yöntemlerinin seçimlerinde, yüzde 67'lik bir oranla eş, dost, aile, mesai arkadaşları, gazeteler ve internetin tavsiyesine güveniliyor. Yüzde 22'lik oranla ise finansal danışmanların, sigortacıların, bankacıların ve muhasebecilerin tavsiyesi dikkate alınıyor. Bazı pazarlarda emeklilikle ilgili iletişim için artık web siteleri ve e-posta tercih ediliyor. Türkler ise daha çok karşılarında bir insan olmasını tercih ediyor" diye konuştu.

Türk halkının tasarruf yapmasının önündeki en büyük engelin, mevcut borçların fazlalığı olduğunu dile getiren Eredenk, Türk halkının tasarruf ve yatırım yapmasının önündeki en büyük engelin yüzde 46 oranla borçlar olduğunu söyledi.

- BES, 2023 yılında fon büyüklüğünde 300 milyar liraya, katılımcı sayısında ise 11,3 milyon kişiye ulaşacak

Emeklilik Gözetim Merkezi verilerine göre toplam fon büyüklüğünde 24,6 milyar liraya, katılımcı sayısında ise 3,9 milyon kişiye ulaşıldığını aktaran Meral Eredenk, sözlerini şöyle tamamladı:

"835 milyon liranın üzerinde bir fon büyüklüğü ise devlet tarafından katılımcıların hesabına yatırıldı. Sisteme yeni bir soluk getiren düzenlemelerin ve devlet katkısı uygulamasının ardından sektörümüz, önceki tahminlerini revize ederek yeni hedefler belirledi. Yeni projeksiyonlar doğrultusunda BES'e dahil olan katılımcı sayısının 2013 yılında 4,1 milyonu aşmasını, BES fon büyüklüğünün ise 2013 yılında 26 milyar liranın üzerine çıkmasını bekliyoruz. Öngörülerimiz, BES'in 2023 yılında fon büyüklüğünde 300 milyar liraya katılımcı sayısında ise 11,3 milyon kişiye ulaşacağı yönünde. Projeksiyonlarımız, vakıf ve sandık aktarımlarının da etkisi ile önümüzdeki 10 yıl içinde sektörün 15-16 kat büyüyerek toplam fon büyüklüğünde 350-400 milyar lira düzeyine yaklaşacağını gösteriyor.

BES fon büyüklüğünün GSYİH'ye oranının 2023 yılında GSYİH'nin yüzde 6-7'si seviyesine ulaşması bekleniyor. Düzenlemelerin ardından satışlarda önemli oranlarda gözlemlediğimiz artış, aylık ödenen katkı payının ortalamalarının artmaya devam etmesi ve ekonomi otoritelerinin Orta Vadeli Plan'da birinci önceliklerinin 3 yıllık dönemde cari açığı azaltmak olduğunu açıklaması ve bu süreçte BES için ayrılan kaynakların da artırılması, söz konusu hedeflere ulaşmamızın çok mümkün olduğunu kanıtlar nitelikte..."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile