Dünya genelinde tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle yılda yaklaşık 6 milyon, Türkiye’de 120 bin kişi hayatını kaybediyor. Türkiye’deki kansere bağlı ölümlerin yüzde 35’inden sigara sorumluyken, akciğer kanserlerinin ise yüzde 90’ı sadece sigara kaynaklı. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Merkezi Sigara Bırakma Polikliniği Öğretim Üyesi ve Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Tijen Şengezer, sigaranın toplum sağlığı üzerindeki etkilerini şöyle özetledi: “Ülkemizde ölüm nedenleri incelendiğinde; ilk üç sırayı dolaşım sistemi hastalıkları (yüzde40,3), iyi ve kötü huylu tümörler (yüzde 20) ve solunum sistemi hastalıkları (yüzde 11,1) alıyor. Her üç grup hastalığın da en önemli nedeni sigara olarak bilinmektedir. Ülkemizdeki tüm ölümlerin yüzde 23’ü tütüne bağlı hastalıklar sebebiyle olmaktadır. Tütün kullanımı bu şekilde devam ettiği takdirde 2030 yılına gelindiğinde dünyada tütün kullanımı nedeniyle ölen kişi sayısının yılda 8 milyonu geçmesi, 21. yüzyıl sonunda ise 1 milyara ulaşması beklenmektedir.”
Ramazan ayı sigarayı bırakmak için bir fırsat olabilir
Doç. Dr. Tijen Şengezer, ramazanın sigarayı bırakmak isteyenlere sunduğu kolaylıkları şöyle anlattı: “Ramazanda oruç gereği 17 saat sigara içmeyen bir insan, sigarasız durabildiğini fark eder ve sigarayı bırakabileceğine dair kendine güveni artar. Ayrıca sigaranın İslam dinine göre mekruh olduğunu da eklersek, oruç gibi bir ibadet vesilesiyle sigaradan da kurtulmak kişiler için çok daha büyük bir kazanım olabilir. Ramazan gibi özel bir ayda sigarayı azaltmak ya da bırakma girişiminde bulunmak çok anlamlı bir adım olur. Ramazanda bağımlıların sigara içtiği süre zaten çok azalıyor. 24 saatin 17 saatinde sigara içilmeyecek ve günlük içilen miktar çok azalacak, böylece vücudumuz nikotinden gün boyu arınmış olacak. Bu süreci desteklemek için sigara içenler, yemekten sonra hemen kalkıp dışarda sigara içmek yerine kendilerini oyalayacak bir şeyler bulabilirler. Mesela mutfağı toplamak, televizyonu açmak, birileriyle sohbet etmek, su içmek... Dolayısıyla ramazan fırsat bilinerek sigaradan tamamen kurtulmak çok daha kolay olabilir. Tabii ki öncelikle bırakmayı istemek gerekir. İstedikten sonra ramazan gibi kutsal bir ayda bir de profesyonel destek alınırsa ve ramazandan sonra da bu desteğe devam edilip süreklilik sağlanırsa sigarayı bırakmak kesinlikle hayal değil.”
Sahurda veya iftarda üst üste sigara içenler dikkat
Saatlerce sigara içmedikten sonra iftarda veya sahurda üst üste sigara içilmesinin, nikotini ve sigara içindeki diğer zehirli maddeleri birdenbire yüksek dozda almak anlamına geldiğini belirten Doç. Dr. Tijen Şengezer, bu davranış konusunda uyarılarda bulundu: “Bu çok zararlı bir davranıştır çünkü normalde yavaş yavaş alınan zehirler birdenbire yüksek miktarlarda alınmış olur. Bunun sonucunda en basitinden kan basıncımız hemen yükselir, kalbimizle ilgili sıkıntı oluşur, çarpıntı oluşur. Bu nedenle ani kalp ölümleri, beyinle ilgili sıkıntılar, felçler, inmeler görülebilir. Bağımlıların kesinlikle şunu düşünmeleri lazım: bu kadar çok üst üste sigara içerek o günü kurtarmaları zaten mümkün değildir. Yarım saat bile sigara içilmese nikotin vücutta azalıyor. O yüzden aşırı depolayarak kendilerine bir iyilik yapmıyorlar, kesinlikle zarar veriyorlar. Yemekten sonra sigara içme isteği elbette gelecektir ancak ramazan boyunca yemek sürecini biraz yavaşlatmak gerekir. Yavaş yavaş yiyip, sindirmek için biraz bekleyip ve kendini oyalayacak uğraşlara dalmak ki Ramazan ayında teravih namazı gibi Müslümanlar için çok değerli olan ibadet ve dualar ile akşamları sigaradan uzak kalmak çok daha kolay olacaktır.
Destek almadan sigarayı bakmaya çalışanların sadece yüzde 5’i başarılı oluyor
Sigara içmenin bir bağımlılık ve bir hastalık olduğunu söyleyen Doç. Dr. Tijen Şengezer, sigarayı bırakma süreci hakkında şunları söyledi: “Sigara içenlerin yüzde 70’i sigarayı bırakmak istemektedir ve yüzde30’un böyle bir düşüncesi yoktur. Sigarayı bırakmak isteyenlerin ise yüzde 40’ı destek talep ederken, kendi kendine bırakmaya çalışanların yalnızca yüzde 5’i başarılı olmaktadır. Tabii ki insanlar sigarayı kendi kendilerine bırakmayı deneyebilirler ve başarılı olabilirler ancak sigara içmek bir bağımlılıktır ve bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Dolayısıyla sigara içmek hem biyolojik hem psikolojik hem de sosyal yönleri olan bir hastalıktır. Biz nasıl şeker hastalığımızı tansiyon hastalığımızı tedavi ediyorsak ve insanların bu tedaviyi alma hakları varsa, sigara bağımlılarının da tedavi alma hakkı vardır. Yani sigarayı bırakmak isteyenlerin, sigara bırakmayla ilgili merkezlere ya da hekimlere başvurmaları gayet doğaldır. Sigara bağımlılığı bir irade sorunu değildir, insanlar bağımlı oldukları maddeye karşı iradelerini tedavileri tamamlanana kadar kullanamazlar. Diğer hastalıkları tedavi ettiğimiz gibi bu hastalık da tedavi edilmelidir. Özellikle ramazanda tedaviye başvurmak daha başarılı sonuçlar verebilir.”
Sigara, en önemli önlenebilir ölüm nedenlerinden biridir
Sigarayla bağlantı kurulamayacak hastalığın neredeyse olmadığını belirten Doç. Dr. Tijen Şengezer şöyle devam etti: “Sigara içenlerin kanserden ölüm oranı, içmeyenlere göre 15 ile 25 kat fazladır. Sigara içmek başta solunum yolu hastalıkları olmak üzere, kalp hastalıkları, kan yağı yüksekliği, kanser, kemik erimesi, kalça kırığı riskini artırır. .Sigara içmek insülin direncine ve şeker hastalığına neden olur. Sigara içenlerde diyabet gelişme oranı içmeyenlere göre yüzde 30-40 daha fazladır. İçilen sigara sayısı arttıkça bu risk de artmaktadır Bağışıklık sistemini bozarak insanı hastalıklara daha duyarlı hale getirir. Üreme sistemini etkileyerek doğurganlığı azaltır ve gebelik öncesinde ve gebelikte hem anne hem bebek için hastalık ve ölüm riskini artırır.”
Sigarayı bırakmayı istemek çok önemli, ancak yeterli değil
“Öncelikle sigarayı bırakmayı istemek ve denemek gerekiyor” diyen Doç. Dr. Tijen Şengezer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii ki sadece istemekle bir mucize gerçekleşmeyecek, çabalamak, destek almak çok önemli. Sigarayı bırakmak zor değil birçok insan bunu başarıyor. Sigara içmek bir bağımlılık, bağımlılık ise zor bir hastalıktır. Fiziksel bağımlılık dışında başka zorlukları da var çünkü sigara pek çok alışkanlık ve ritüelleri de beraberinde getiren bir şey. Mesela bazıları çayın yanında sigara içer, bazıları sosyalleşirken, arkadaşlarıyla sohbet ederken sigara içer, bazıları arabaya bindikleri gibi sigara yakar... Yani yıllardır yapılan ve hep sigara ile beraber yapılan alışkanlıklar ve ritüeller vardır. Bu alışkanlıklardan kurtulmak da öncelikle davranışlarımızı değiştirerek, örneğin çayla beraber sigara içmeyerek, kapalı ortamda sigara içmeyi bırakarak, sigara paketini hiç görmemeyi sağlayarak hep kapalı yerde tutarak, küçük küçük davranış değişiklikleri yaparak ve sigarayla bu ritüellerin bağlantısını kopararak mümkün olabilir. Her şey istemekle başlar ancak sonrasındaki sigarayı bırakma sürecinde görülebilecek yoksunluk bulgularını kontrol altına almak ve bir bırakma planı yapmak gereklidir. Sigara içmedikleri zaman sıkıntılar ve yoksunluk duyguları yaşayanlar, bunun tedavisi için ALO 171’i arayarak destek alabilir ya da kendilerine en yakın sigara bırakma merkezinden randevu alabilir.”
Günde 1 tane sigara içmek bile bağımlılıktır
İçilen miktar ve süreye göre görülen zararın artacağını ancak günde 1 sigaranın bile bir bağımlılık olduğunu belirten Doç. Dr. Tijen Şengezer, “zararsız ya da masum sigara diye bir şey söz konusu değildir” dedi.
“Bunların hepsi tütün endüstrisinin kandırmacalarıdır. Daha az zararlı tütün ürünü gibi bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Sigaradan görülen zarar alınan dozla doğru orantılıdır ancak günde 1 tane sigara bile bağımlılık demektir ve tedavi gerektirir. “Az içiyorum, az zarar görüyorum” algısı yanlıştır. Sigara bırakma merkezlerine başvuran bağımlıların sigara içme şekli, sürdürme nedeni, bırakma nedeni gibi farklı özellikleri göz önünde bulundurularak buna göre bir tedavi planı oluşturuluyor. Bu tedavi planı içinde öncelikle bireysel davranışçı tedavi dediğimiz davranışlarımızı değiştirmeye yönelik bir terapi uyguluyoruz, ondan sonra ilaç tedavilerimiz geliyor. Yoksunluk bulguları için kişiye uygun olarak bunları kullanabiliyoruz. Amacımız kesinlikle bağımlılık yapan bir şey yerine başka bir şey koymak değil. Bunun yerine yoksunlukta karşılaştığımız sıkıntılarla baş etmeye çalışmak. Yoksunluklar neler olabilir? Daha sinirli olduğunu söyleyebilir insanlar sigarayı bıraktıklarında. Ama aslında bu durum, bıraktıktan bir süre sonra düzelen bir şeydir. Tek ihtiyaç zamandır. Sigara bırakma işi bir süreçtir ve iyileşme yavaş yavaş gerçekleşir.”
Sigarayı bırakmanın olumlu etkileri 20’inci dakikada başlıyor
Ramazan gibi anlamlı bir ayda sigaradan kurtulmanın kazandıracağı en büyük şeyin özgürlük olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Tijen Şengezer, sigaradan kurtulmanın sağlık üzerindeki etkilerini ise şöyle özetledi: "Sigarayı bıraktıktan 20 dakika sonra kan basıncı ve kalp hızı, 8 saat sonra ise kandaki oksijen seviyesi normale döner. 24 saatte vücuttan nikotin temizlenir. 48 saatte kalp krizi riski azalmaya başlar. 5 yıl sonra yüzde 50 azalır ve 10 yıl sonra normale döner. 10 yıl sonra akciğer kanseri riski yüzde 50 azalır. Öksürük ve hırıltılı solunum 3 ila 9 ayda düzelir.
Doç. Dr. Tijen Şengezer, Sağlık Bakanlığının sigarayı bırakmak isteyenlere sunduğu desteği ise şöyle anlattı: “Alo 171 hattı 24 saat açıktır ve buradan profesyonel bir ekibe sürekli erişebilirsiniz. Bu telefon hattında hem profesyonel yardım edecek kişiler vardır hem de arayanları bulundukları ildeki en yakın sigara bırakma merkezlerine yönlendirebilirler ve takip ederler. Lütfen sigara bağımlıları Alo 171 hattını arayarak yardım talep etsin ve tedavi başvurusu yapsın. Sağlık Bakanlığı sigara bırakma ilaçlarını satın alıp sigara bırakma merkezlerine veriyor. Böylece sigara bağımlıları, normalde SGK geri ödemesi olmayan bu ilaçlara ücretsiz erişebiliyor. Bu da kaçırılmayacak bir fırsat aslında.”
Ramazan Ayı, Sigaradan Kurtulup Özgürlüğe Kavuşmak İçin Fırsat
Dünya genelinde tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle yılda yaklaşık 6 milyon, Türkiye’de 120 bin kişi hayatını kaybediyor. Ramazan ayında ise oruç tutan sigara bağımlıları günün büyük bir bölümünde sigaradan uzak kalarak, sigarayı bırakmak için büyük bir fırsat yakalıyor. Türkiye nüfusunun yüzde 27’sinin, yani 15 milyon kişinin sigara bağımlısı olduğunu söyleyen Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Merkezi Sigara Bırakma Polikliniği Öğretim Üyesi ve Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Tijen Şengezer, ramazan ayının sigarayı bırakmak isteyenler için büyük bir fırsat olduğunu vurguladı.