Rehberlere Vakıf Felsefesi Anlatılıyor

Vakıflar Genel Müdürlüğü, yerli ve yabancı turistlere vakıf eserlerini ve vakıf kültürünü daha iyi anlatabilmek amacıyla rehberlere eğitim veriyor.

Vakıflar Genel Müdürlüğü ve İstanbul Rehberler Odası'nın işbirliği, TURİNG'in desteğiyle rehberlere özel vakıflar, vakıf eserleri ve vakıf turizmi üzerine düzenlenen eğitim programının ilk gününde teorik bilgiler verildi.

Rehberlere "Vakıf nedir, Vakıf Medeniyeti Nedir?", "Bir Yaşam Biçimi Olarak Vakıf Medeniyeti", "Farklı Dinlere Mensup Vatandaşlar Tarafından İdare edilen Vakıflar: Cemaat Vakıfları", "Bir Vakıf Şehir: İstanbul", "Ülkemiz Genelinde Vakıf Kültür Varlıkları", "Bir Vakıf Başkenti: Edirne'de Vakıf Kültür Varlıkları", "Ülkemizde Vakıf Müzeler" başlıkları altında konular anlatıldı.

Program kapsamında rehberlere, yarın Edirne, 3 Ekim'de de İstanbul'daki vakıf kültür varlıkları ile vakıf kültürü aktarılacak. Edirne'deki çarşı, cami, müze, hamam, kervansaray gibi çok sayıda vakıf kültür varlığı rehberlere tanıtılacak. İstanbul'da ise rehberlere Beşiktaş Yahya Efendi Türbesi, Ayasofya Halı Müzesi ve tamamlanan restorasyonun ışığında elde edilen yeni bilgilerle Nuruosmaniye Camisi gezdirilecek.

Program hakkında AA muhabirine bilgi veren İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü Mürsel Sarı, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün kadim medeniyeti temsil eden eserleri bugüne taşıyan kurum olduğunu söyledi.

Öz kaynaklarla 12 yılda 4.500 eserin onarıldığını belirten Sarı, Türkiye dışındaki Osmanlı eserlerinin de restorasyonunun yapıldığını kaydetti.

Vakıf eserlerinin bulunduğu ülkelere rehberlik ettiklerini, teknik personel desteği verdiklerini dile getiren Sarı, ayrıca öğrencilere burs sağladıklarını, sıcak yemek ve kuru gıda dağıttıklarını aktardı.

Mürsel Sarı, "Bu kurumu daha fazla tanıtmamız, daha fazla kitleye ulaştırmamız lazım. Yaklaşık 25 yıldan bu yana bu amaçla Vakıf Haftası kutluyoruz" dedi.

- "Bu bilgileri rehberler de turistlere anlatacak"

Yurt içi ve dışında gelen turistlere vakıf kültür varlıkları hakkında bilgi veren rehberlere vakıf kültürünü anlatmak için yola çıktıklarını belirten Sarı, bugüne kadar İstanbul, Sakarya ve Bursa'daki seminerlerde 350 rehbere eğitim verdiklerini bildirdi.

İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü Mürsel Sarı, şu bilgileri verdi:

"Seminere katılanlar yurt içinden ve dışından gelen kitlelere Selimiye, Süleymaniye ve Fatih camilerini, Ayasofya'yı anlatan kişiler. Rehberleri vakıf konusunda bilgilendirmek istiyoruz. Rehberlere 'Vakıf nedir, Osmanlı'dan günümüze nasıl gelmiştir, nasıl bir medeniyet tasavvuru oluşturmuştur, eserleri geleceğe taşıma adına neler yapılmaktadır?' gibi konularda bilgi vermeyi ve bu tarihi eserlerin birçoğunun vakıf eseri olduğunu anlatmayı amaçladık. Rehberlere bu muhteşem eserleri ortaya çıkaran kültürü ve eserleri anlatacağız. Mikro bazda eserleri anlatacağız ama asıl medeniyeti, felsefesini anlatacağız. Bu bilgileri rehberler de turistlere anlatacak. Böylece hem ülkemizde hem de dünyada vakıfların bilinirliği artacak."

Sarı, kasım ayında da Trabzon'da rehberlere benzeri eğitimin verileceğini bildirdi.

- Rehberler "sadık ziyaretçi"

Vakıflar Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Aslı Ceren İnanç, rehberleri "sadık ziyaretçi" olarak tanımlayarak, "Rehberler, vakıf eserlerine her gün gidiyor, oradaki sıkıntıyı, eksikliği anında tespit edebiliyor. Bu tür seminerlerle genel müdürlük ile rehberler arasında ilişkiyi de derinleştiriyoruz" dedi.

Rehberlerin kenti gezdirdikleri turistlere eserin sanat ve mimarlık tarihi hakkında birçok bilgi aktardığını ancak bu eserlerin nasıl bugünlere ulaştığı konusunun hep boşlukta kaldığını belirten İnanç, şöyle konuştu:

"Mülkiyet sahibi, bu eseri yapan veya yaşatan kim soruları hep açıkta kalıyor. Vakıf denilen şey; bu abidevi eserleri yaşatan da kurum. Bu bir medeniyet. Vakıf olmasaydı belki bu eserlerin hiç biri ayakta kalamayacaktı. Eser yaşadığı için hayratı devam etti ya da tam tersi. Selimiye Camisi'nin yanında Selimiye Arastası vardır, o çarşı caminin akarıdır. Oradan elde edilen gelirle vakıf ayakta tutulur. Vakıftaki mantık budur; akar-hayrat ilişkisi. Böyle bir formül üretilmeseydi, belki o eserlerin birçoğu yok olacaktı. Rehberlere bu bilinci, aslında vakfın kültürel bir koruma fonksiyonu olduğuna da vurgu yaparak anlatmaya çalışıyoruz."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile