Sivas Cumhuriyet Üniversitesi ( CÜ ) Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ' nde geçtiğimiz günlerde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ( KKKA ) nedeniyle bir kişinin vefat etmesinin ardından Rektör Prof . Dr . İlyas Dökmetaş bir açıklama yaparak , " KKA sadece bu kentte görülen bir hastalık değildir " dedi .
Rektör Prof . Dr . İlyas Dökmetaş , Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ( KKKA ) hastalığının 2002 yılında Türkiye ' nin gündemine oturduğunu belirterek , " 2002 yılında Türkiye ' nin gündemine bir hastalık oturdu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi . Olguların başlangıcı aslında Tokat ' ta Tokat hastalığı , tarımsal hastalık , kimyasal maddelerle oluşan bir klinik tablo ön tanılarıyla girdi . Çünkü o güne kadar ülkemizde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi diye bir olgu yoktu . İlk defa Tokat ' tan gelen olgularda yüksek ateş ve kanamalar ile gelen bazı hastalarımız oldu . Bunlar kliniğimize yatırıldı . İlgili bölümlerle kontrol edildiler " dedi .
Hastalığın ilk kez Tokat ' ta görüldüğünü ifade eden Dökmetaş , " Hastalık ilk kez Kelkit Vadisi ' nde Tokat bölgesinde görüldü . 2002 yılından sonra 2003 , 2004 gibi olgular artmaya başladı . 2010 ' a geldiğimizde olguların daha da arttığını görüyoruz " şeklinde konuştu . Dökmetaş , Kırım Kongo Kanamalı Ateşinin kusma , bulantı , baş ağrısı , kusma , baş ağrısı , ishal gibi belirtilerinin olduğunu söyledi .
Dökmetaş , " Acaba daha önceki yıllarda da kene tutulması vardı hastaneye mi başvuruyorlardı . Kene tutulması olan insanlar keneyi tutup atarlardı . Önceden kene tutulması vardı , hastalık vardı hekime mi başvurmuyorlardı . Son zamanlarda basının bu hastalığı gündeme getirmesi sonucu herkes hastaneye koşmaya başladı . Hatırlıyorsunuz İstanbul ' da ormanlık alanlarda pikniğe giden onlarca yüzlerce kişi hemen hastaneye koşuyordu . Önceden böyle olmuyordu . Benimde çocukluğum köyde geçti . Kene tutulması olduğu zaman çıkarılır atılırdı . Hiç takip bile edilmezdi . Son zamanlarda hastalık bu tür hastaların hastaneye gelmesi hastanede yatırılması tabi hastaların yayılmasıyla ilgili olabileceği gibi insanların burada daha duyarlı olmasıyla da ilişkili olabilir " şeklinde ifade etti .
Dökmetaş basının haberleri yayınlamasında biraz daha dikkatli davranması gerektiğini söyleyerek , " Burada basın yayın organlarına düşen bir görev var . Hastalığın oluş şeklini , korunma yollarını , hekime müracaatını , takiplerini daha fazla işlemek zorundayız . Bu konu hem görsel basında hem de yazılı basında gündeme alınmalı . Ama şu yapılmamalı . Bir şehrin , Bir bölgenin yayınlarla sıkıntıya sokulması çok yanlış bir şey . Ülkenin herhangi bir yerinde kene tutulmaları , kene ısırmaları var . Ama orada kene tutulması arkasından da ölüm oldu diye gazetelere , televizyonlara çıkıyor . " dedi .
Dökmetaş Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ' nde ( KKKA ) için bu yıl yeteri kadar önlem alındığını ifade ederek , " İlave bir şey yapmaya gerek yok . Yani rutin bir hastalık . Belki ileride yıllarca bizimle beraber olabilecek bir hastalık . Panik yok , korku yok ama gerekli tedbirler tabiki alınacak . Yaz dönemlerinde hastalığın arttığı dönemlerde hastalarımız en çok Haziran , Temmuz aylarında artıyor . Nisan ayında başlayıp Eylül ayına kadar gelen hastalarımız var . Bu yıl 14 civarında hastamız geldi . Bunların bir tanesini kaybettik . Tokattan gelen hastamız hayatını kaybetti . Bunları göze aldığımızda yaz dönemlerinde hastalarımızın sayısı artacak olursa enfeksiyon hastalıkları kliniği tek kişilik odalardan oluşan bir klinik . Ağırlıklı olarak bu hastaları yatırıyoruz . Hastanemizin diğer kliniklerine de ihtiyaç olursa hastalarımızı buraya da yatırıyoruz . Yani hasta solunum yoluyla bulaşan hastalıklar içerisinde değil . Solunumla bulaşma ihtimali son derece küçük . Asıl bulaşma yolları kan , kan ürünleri , kene tutulması sonucu oluşan hastalık şekli . Acilden enfeksiyon hastalıkları bölümüne kadar bu konuda tecrübeli arkadaşlarımız var . İlk tanılarını koyuyorlar . Gereken hastaları yatırıyorlar . Yatırılmayacak olan hastaları ayakta takip ediyoruz . Çünkü her hastanın klinikte yatırılması şart değil " şeklinde konuştu .
Şu an Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ' nde KKKA şüphesiyle 4 kişinin tedavi gördüğünü söyleyen Dökmetaş KKKA için bir aşının geliştirilmesi çalışmasını olduğunu söyledi . Dökmetaş , " Bu konuda çok çalışma var . Enfeksiyon Hastalıklarının en büyük özelliklerinden bir tanesi de aşı geliştirmesi . Hastalıklardan korunmamız için korunma önlemlerinin alınması . Bazen bir ilaçla olabiliyor , bazen aşıyla olabiliyor bazen de bariyer önlemlerinin alınmasıyla oluyor . Örneğin verem hastalığından korunmanız için maske takmanız gerekiyor . Bazı hastalıklarda aşı kolay geliştirilebiliyor . Ama KKKA açısından yapılan incelemelerde şuana kadar elimizde böyle bir aşı yok fakat Hıfzıssıhha da böyle bir çalışma var belirli bir aşamaya geldi . İleride böyle bir aşı olursa inşallah bunu Türk hekimleri yapar " dedi .
Rektör Dökmetaş'tan Kene Açıklaması
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde geçtiğimiz günlerde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) nedeniyle bir kişinin vefat etmesinin ardından Rektör Prof