Rektör Özkan Açiklamasi '2080 Itibariyle Ülkemizde Her 4 Kisiden 1'I 65 Yas Ve Üstü Olacak'

Rektör Özkan Açiklamasi '2080 Itibariyle Ülkemizde Her 4 Kisiden 1'I 65 Yas Ve Üstü Olacak'

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) 60+ Tazelenme Üniversitesi’nin 2022-2023 Akademik Yili Açilis Töreni gerçeklestirildi. AÜ Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, TÜIK verilerine göre 65 yas nüfusun son 5 yilda yüzde 24 artarak 8 milyon 250 bin kisiye ulastigina dikkat çekerek, “Yani günümüzde ülkemizde her 10 kisiden 1’ini yaslilar olusturuyor. Nüfus projeksiyonlarina göre bu oran artmaya devam edecek ve 2080 itibariyle ülkemizde her 4 kisiden 1’i 65 yas ve üstü olacak. Bu tablo düsen isgücü, artan bakim ve saglik giderleri gibi çözüm bekleyen birçok soruna neden olurken, kendi içinde firsatlar da barindiriyor. Yaslilarimiz geçmis ile gelecek arasindaki bagi kuran, degerlerimizi gelecege aktaran, kültürümüzün tasiyicisidir. Onlarin tecrübeleriyle gelisen bilgelik çok kiymetli” dedi.



Akdeniz Üniversitesi Yaslilik Çalismalari Uygulama ve Arastirma Merkezi (YAÇUMER) sosyal sorumluluk projesi 60+ Tazelenme Üniversitesi’nin 2022-2023 Akademik Yili Açilis Töreni, AÜ Kampüsü içerisinde yer alan Atatürk Konferans Salonu’nda yüzlerce 60+ yas ögrencinin katilimiyla gerçeklestirildi.

Müzik dinletisiyle baslayan törende ilk ders sunumunu ise Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan yapti.

Türkiye’ye örnek olan Tazelenme Üniversitesi’nin ilk ders programinda bulunmaktan dolayi büyük mutluluk duydugunu ifade eden Prof. Dr. Rektör Özkan, Tazelenme Üniversitesi’nde ögrenci sayisinin 885’e ulastigini bildirdi. Özkan, “Bölüm Baskani Prof. Dr. Ismail Tufan hocamiz yürütücülügünde hayata geçen Tazelenme Üniversitesi, kampüs sinirlarini asti. Ege’den Malatya’ya, Sivas’tan Anadolu’ya kadar ülke genelinde 10 farkli üniversitede bizi örnek alarak Tazelenme Üniversiteleri kuruldu. Tazelenme Üniversitemize olan yogun ilgi de bizleri çok mutlu ediyor. Bu dönem 281 ögrencimiz daha aramiza katildi.

Onlara da aramiza hos geldiniz demek istiyorum. Bugün itibariyle üniversitemiz bünyesinde Tazelenme Üniversitesi ögrenci sayimiz 885’e ulasti. Basta da ifade ettigim gibi ögrenmenin ve yetenekleri gelistirmenin bir üst siniri, yasi yoktur. Artik bu durum küresel ölçekte “Yasam Boyu Ögrenme” kavramiyla ifade edilmektedir. Egitimin okul çagi gibi belli bir zaman dilimi içerisine hapsedilmeyerek hayat boyu sürmesinin; hem birey hem de toplum bazinda pek çok katkilari bulunuyor” dedi.



“Ilk kez yüksek lisans egitimi de verilecek”

Bu yil bir ilke imza atarak tazelenme ögrencileri için Yüksek Lisans programini hayata geçirdiklerini belirten Özkan, “Geçen yil verdigimiz ilk mezunlarimiz olan 167 ögrencimiz de yüksek lisans programina hazirlaniyor. Hem yeniliklere imza atan üniversitemiz adina hem de yasam boyu ögrenmeyi hayatina katmis sadece kendisine degil çevresine ve topluma katki saglayan tüm ögrencilerimiz adina mutlulugumu ifade etmek istiyorum. Bu basari için Ismail Tufan hocamizi tebrik ediyorum. Ve yogun ilgiyle bu projenin sürdürülebilirligini saglayan siz degerli büyüklerimizi de ayrica tebrik ediyorum” diye konustu.



“Bir bilim insani olarak sonsuz yasamin mümkün olmadigini söyleyebilirim”

Insanoglu tarih boyunca sonsuz yasamin pesinde kostugunu ancak sonsuz bir yasamin gerçekçi olmadigini aktaran Özkan, “Kanser asisindan yapay organa, DNA onarimindan DNA bazli nano-robotlara kadar tüm bilimsel gelismeler bugünkünden çok daha uzun bir yasamla ilgili umut verse de sonsuz yasamin mümkün olmadigini söyleyebilirim bir bilim insani olarak. Bunun için sonsuz yasamin degil, saglikli, basarili ve uzun bir yasamin pesinden kosmaliyiz. Çünkü sonsuz yasamin sirri ardimizda biraktigimiz eserlerle mümkün. 700 yildir düsünceleriyle bize yol gösteren Mevlana’nin çaglari asan sözleriyle bugün hala yasamadigini kim söyleyebilir ki? Mustafa Kemal Atatürk biraktigi Cumhuriyet mirasi ve fikirleriyle hala aramizda degil mi? En son 10 Kasim’da gördük. Çok derin duygularla andik kendisini” sözlerine yer verdi.

“2080 itibariyle ülkemizde her 4 kisiden 1’i 65 yas ve üstü olacak”

Sonsuz olmasa da daha uzun bir yasamin mümkün olduguna isaret eden Özkan, konusmasini söyle sürdürdü: “Bu konuda yapilan çalismalar meyvelerini de veriyor. Yasam süresi her geçen yil uzuyor. 1950’lerde 50’nin altinda olan ortalama hayat süresi, bugün 70’i asiyor. Bu sayi gelismis ülkelerde 84’e kadar yasama uzayabiliyor. Bunun bir sonucu olarak dünya nüfusu, özellikle de gelismis ülkelerde hizla yaslaniyor. Bu durum ülkemiz için de geçerli. Türkiye Istatistik Kurumu verilerine göre, 65 yas üstü nüfusumuz son 5 yilda yüzde 24 artarak 8 milyon 250 bine ulasti. Yani günümüzde ülkemizde her 10 kisiden 1’ini yaslilar olusturuyor. Nüfus projeksiyonlarina göre bu oran artmaya devam edecek ve 2080 itibariyle ülkemizde her 4 kisiden 1’i 65 yas ve üstü olacak. Bu tablo düsen isgücü, artan bakim ve saglik giderleri gibi çözüm bekleyen birçok soruna neden olurken, kendi içinde firsatlar da barindiriyor. Yaslilarimiz geçmis ile gelecek arasindaki bagi kuran, degerlerimizi gelecege aktaran, kültürümüzün tasiyicisidir. Onlarin tecrübeleriyle gelisen bilgelik çok kiymetli. Dünya nüfusunda yasli oranindaki artis düsünüldügünde, 65 yas üstü kesimin tecrübelerinden, yani bu bilgelikten yararlanan ülkelerin ve toplumlarin avantaj kazanacagina süphe yok. Bu nedenle bir taraftan yaslilarimizi sosyal hayatin içinde tutacak, diger taraftan onlarin tecrübelerinden faydalanabilecegimiz yapilara ihtiyacimiz var. Tazelenme Üniversitelerinin de bu yolda atilmis güzel bir adim oldugunu düsünüyorum.”

“Alzheimer suan dünyada 40 milyon insani etkiliyor”

Özkan, Alzheimer konusuna da deginerek “Bu durum sizlerin basta Alzheimer olmak üzere hareketsizlik ve amaçsizlikla etkisini artiran risklere karsi korunmasi için de gerekli. Alzheimer su anda dünya genelinde 40 milyon insani etkiliyor. 2050 yilinda ise 150 milyon insani etkileyecek. Yani 85 yasindan fazla yasayan her 2 kisiden biri bu hastaliktan etkilenecek. Bu da onu gelecegin en büyük saglik ve sosyal sorunlarindan biri yapiyor. Bununla mücadele için atilacak ilk adim da Alzheimer’i yasliligin getirdigi normal bir süreç olmadigini, tedavi edilebilecek bir hastalik oldugunu görmekten geçiyor. Bununla ilgili çok sayida bilimsel çalisma yürütülüyor. Belki yakinda bu konuda umut verici sonuçlara ulasiriz. Ancak bizim de buna karsin yapacaklarimiz var. O da beynimizi mesgul etmek. Gerçekten çagimizin önemli hastaliklarindan biri olan Alzheimer ile ilgili yapilan arastirmalar da aktif yaslanma konusunun önemini gözler önüne seriyor. Hem fiziksel, hem de zihinsel aktiviteleri sürdürmenin Alzheimer ile mücadelede çok önemli bir katkisi oldugu biliniyor. Aktif bir yasam, uzun bir ömür için de çok kiymetli” ifadelerini kullandi.

“Alzheimer olmaktan korkuyoruz ve korunmak için sürekli beynimizi aktif tutmak zorundayiz”

Pandemi sonrasi tatile giren ve tekrar açilmasiyla büyük mutluluk yasadiklarini belirten Tazelenme Üniversitesi Saglim Bilimleri Fakültesi 2. Sinif ögrencisi Dilek Türkoglu, annesini Alzheimer’den kaybettigini ve akrabalarin da bu hastaliga yakalandigini söyledi.

Alzheimer olmaktan korktugunu da ifade eden Türkoglu, “Korkuyoruz ve korunmak için sürekli beyni aktif tutmak zorundayiz. Burada olmaktan dolayi çok mutluyuz” dedi.



“Ögretirken ögrenmek benim için ayri bir duygu”

Yine ikinci sinif ögrencisi Emekli Ögretmen Gönül Gürkan da, ögretirken ögrenme çagina gelmekle ayri bir duygu yasadigini söyledi.

Gürkan, “Ögretmenlerimiz çok harika. Basimiza gelebilecek her türlü hastalik ve kazalarla ilgili çok güzel bilgiler veriyor. Çocuklarimiz, çevremizi, arkadaslarimizi ögrendiklerimizle bilgi sahibi yapiyoruz. Çok mutluyuz. Ben emekli ögretmenim fakat kampüsten içeri girer girmez, ben ögrenci psikolojisine giriyorum. Ögrencilerle birlikte otobüste ya da derse girmeden önce kampüste sohbet imkanimiz oluyor. Benim için ayri bir duygu. Ögretirken, ögrenmek. Ben ögrenmeyi çok seven birisiyim” diye konustu.

Tören sonunda bazi ögrencilere egitim sertifikalari verildi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile