Rum Meclisi Başkanı Omiru: 'türkler, Kıbrıs'ın Doğal Zenginliklerine Göz Dikiyor'

Paylaşılmasının hukuki veya ahlaki dayanağı yoktur” iddiasında bulundu.

Kıbrıs Rum Kesiminde yayınlanan gazetelerden Fileleftheros’un haberine göre Türkiye’yi, “doğal gaz yataklarından pay almak için Kıbrıslı Türkleri temsil ettiğini iddia etmekle” suçlayan Omiru, dün Baf’ta yaptığı konuşmada iddialarını şöyle sürdürdü:
“DOĞAL GAZIN PAYLAŞILMASI İÇİN HİÇBİR HUKUKİ VEYA AHLAKİ BİR DAYANAK YOKTUR”
“İşgal devam ettiği ve Kıbrıslı Türkler Türk yayılmacılığının esiri olduğu müddetçe ülkenin doğal zenginliğinin paylaşılması için hukuki veya ahlaki bir dayanak yoktur. Türkiye, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olarak haklarından yararlanmalarını samimiyetle istiyorsa, derhal işgale son vermek, işgal ordularını ve yerleşiklerini çekmek ve Kıbrıs sorununa adil ve demokratik çözümü kabul etmek zorundadır. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik hakları hilafına tehdit ve şantajlar gambot diplomasisi ve politikalarını yeniden gündeme getiriyor ve korsanlığın çağdaş şeklini oluşturuyor.

Öncelikli ihtiyacımız, renksiz dilek gibi değil, kapsamlı milli strateji ve Kıbrıs sorununun yeniden istila ve işgal sorunu haline getirilmesi temelinde var oluş ve kurtuluş mücadelesi için müşterek cephe gibi birlik olmaktır.”
Politis Omiru’nun konuşmasını okurlarına “Doğal Gaz... Kıbrıslı Türklerin Payı Ancak Çözümle” başlığı altında özetleyerek aktardı.

Gazete Omiru’nun aynı konuşmasında dile getirdiği ve muhatabı Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis olan görüşlerine de yer verdi.

Habere göre bazılarının Güney Kıbrıs’taki ekonomik durumu, Kıbrıs sorununa çözüm dayatmak için kullandığı görüşünü ortaya koyan Omiru, özetle şunları söyledi:
“KENDİMİZİ, REFERANS NOKTASI EKONOMİK KÖLELİĞİMİZ OLACAK KORKUNÇ BASKI VE ŞANTAJLARIN EŞİĞİNDE BULACAĞIZ”
“Uluslar arası medyada yayınlanan haberler, Avrupa ve ABD’deki siyasi unsurların açıklama ve makaleleri, Türk resmî şahsiyetlerinin alaycı ve yırtıcı söylemleriyle birlikte; kendimizi, referans noktası, ulaştığımız ekonomik kölelik olan korkunç baskı ve şantajların eşiğinde bulacağımızı açıkça ortaya koyuyor. Doğal gazdan Türk tarafı ile müşterek yararlanmamız ve boru hattı ile Türkiye üzerinden nakletme konusunda yoğun baskılar da yapılacak.”
Omiru’nun konuşmasında, Aleksander Downer ve müzakerelere zemin ve hatta ara anlaşma olarak ileri götürdüğü görüş birlikleri belgesine özellikle atıfta bulunarak kötü art niyetleri BM Genel Sekreteri’ne şikayet etti. Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Danışmanı Downer’ı, Güvenlik Konseyi daimi üyesi ülkelerin büyükelçilerini toplantıya davet ederek KKTC devletinin siyasi açıdan yükseltilmesi için çalışmakla suçladı.

“PROSEDÜR HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DEVAM MI EDECEK?...”
Gazete Omiru’nun Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’i (gazetenin ifadesiyle) baskı altına almak maksadıyla “prosedür sanki hiçbir şey olmamış gibi devam mı edecek? Var olmayan müzakere zemini korunacak mı? Eşit ortaklıkla ilgili 23 Mayıs 2008 ortak açıklaması geçerliliğini sürdürecek mi? doğrudan müzakerelerde ortaya konulan tavizler geçerli addedilecek mi?” sorularını sorduğunu yazdı.

Habere göre Omiru, Anastasiadis’ten seçim öncesinde vaat ettiği gibi Kıbrıs sorununda, Rum Ulusal Konseyi’nin Eylül 2009’da oy birliğiyle yaptığı açıklama temelinde bir çözüm taslağı oluşturulmasını istedi. Ayrıca, gelecek baskı ve şantajların etkin göğüslenmesi için, bölgedeki jeopolitik yeniden şekillenmelerle (Türkiye-İsrail ilişkileri, Kürt meselesi, Suriye, Rus unsuru) ilgili inceleme yapıldıktan sonra en kısa zamanda Yunanistan ile eşgüdüme gidilmesini talep etti.

RUM EĞİTİM BAKANI: “GEREKİRSE 2004 NİSANI’NDAKİ OHİ’MİZİ TEKRARLARIZ...”
Gazete Rum Eğitim ve Kültür Bakanı Kiriakos Kenevezos’un da “Gerekirse 2004 Nisanı’ndaki ‘ohi’mizi (hayır) tekrarlarız. AB’nin üzerine bina edildiği uluslar arası ilkelere dayalı adil ve demokratik çözümde tartışmasız ısrar edeceğiz. Ekonomik kriz bizi eğdirmez” ifadesini kullandı.