Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Batı finansal nükleer silahını çekti: Rusya’yı köşeye sıkıştıracak yeni hamle!

Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Batı finansal nükleer silahını çekti: Rusya’yı köşeye sıkıştıracak yeni hamle!

Tüm dünyanın gündeminde yer alan Rusya Ukrayna krizi giderek alevleniyor. Rus Lider Vladimir Putin'in Minsk Anlaşması'na aykırı bir şekilde askeri operasyon emrini vermesiyle beraber Rusya Ukrayna Savaşı fiilen başlarken, ABD ve AB ülkeleri başta olmak üzere NATO ülkelerinden çok sert yaptırım söylemleri geldi. Perşembe günü patlak veren savaş sonrası bir ara karşılık müzakere söylemleri dillendirilse de hafta sonu ile beraber Putin'in son dakika ilerleme emri vermesiyle Ukrayna Savaşı yeniden şiddetlendi. Bu haber akışı sonrası sadece söylemde kalan veya genelde kişi bazlı uyguladığı yaptırımlar konusunda eleştirilen Batı ülkeleri, ilk kez güçlü bir yaptırım olarak ifade edilen ve 'Mali nükleer silah' olarak bilinen SWIFT hamlesini yaptı. Peki Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Rusya ekonomisini doğrudan hedef alan SWIFT sisteminden çıkarılması ne anlama geliyor?

Rusya-Ukrayna Savaşı için, sert söylemlerine rağmen bu ana kadar sert yaptırımları devreye almaktan çekindikleri için eleştiri oklarının hedefi olan Batı ülkeleri, ilk kez güçlü bir yaptırım seçeneği olan SWIFT kartını çekti. ABD bu kararı daha önce 10 yıl önce İran için aldırmış, İran ekonomisine büyük zarar vermişti…

RUSYA-UKRAYNA KRİZİ İLE ABD BAŞKANI JOE BIDEN, SWIFT SİSTEMİNİ DİLİNDEN DÜŞÜRMEDİ

Rusya'nın Ukrayna işgalinden öncede dillendirilen SWIFT sistemi için ABD Başkanı Joe Biden, "Rusya'nın SWIFT küresel ödeme sisteminden çıkarılması her zaman bir seçenek" olarak Rusya'ya aba altından sopa gösteriyordu. Ukrayna tarafından gelen mesajlarda ise Batı ülkeleri, yaptırım söylemlerini fiiliyata dönüştürmemekle suçlanıyordu.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yaptırımların Rusya bankacılık sisteminin yüzde 70'ini hedef aldığını açıklamasına rağmen, yaptırım uygulanan bankaların Rus ekonomisinde fazla ağırlığının olmadığı şeklinde eleştiriler dikkat çekti.

Nitekim Batılı ülkelerin sert yaptırım mesajlarına rağmen, Rusya'nın Sberbank, VTB ve Gazprom gibi dev banka ve şirketlerinin hedef alınmaması yaptırımların caydırıcılık gücünün hafif olduğu algısı yarattı.

SBERBANK, VTB VE GAZPROM NEDEN ÖNEMLİ?

Sberbank, Rusya ve Doğu Avrupa'nın en büyük bankası olarak dikkat çekerken, Avrupa Birliği ülkelerindeki bankalar ile en fazla korelasyonu olan banka olarak dikkat çekiyor. Bankanın yaklaşık 300 bin çalışanı bulunuyor. Bankayı Rus hükümeti adına Rusya Milli Servet Fonu yönetiyor.

VTB, Rus hükümetinin yönettiği merkezi Moskova'da yer alan 100 bini aşkın çalışanıyla dikkat çeken bir diğer büyük banka. VTB kurumsal yatırım bankacılığı, ticari bankacılık ve menkul kıymetler piyasasında yaptığı büyük operasyonları ile biliniyor. Ülkenin en büyük ikinci kredi kuruluşu olarak dikkat çeken VTB, kısacası Rusya'da reel sektöre, sanayiye finansman sağlayan, ekonomik büyüme için olmazsa olmaz bir kuruluş.

Gazprom, açık ara Rusya'nın dünyada en çok bilinen şirketi olmakla beraber petrol ve doğal gaz başta olmak üzere diğer hidrokarbon ürünlerin işlenmesinde de öne çıkıyor. Küresel düzeyde en fazla doğal gaz çıkaran şirket unvanını elinde barındıran ve 400 binin üzerinde çalışanı olan Gazprom'un Avrupa'daki pazar payı yaklaşık yüzde 30 olarak göze çarpıyor. Bunun yanında Kuzey Akım 2'nin devreye alınmasıyla beraber bu rakamın daha da güçlenmesi bekleniyordu. Rusya-Ukrayna Savaşı'nın patlak verilmesiyle beraber AB ülkelerinin ilk hamlelerinden birisi Kuzey Akım 2'nin sertifikasyon sürecini durdurması olmuştu.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI 4. GÜNÜNDE GAZPROM AÇIKLADI: GAZ AKIŞI SORUNSUZ SÜRÜYOR

Gazprom şirketi savaşın dördüncü gününde yaptığı açıklamada, Rusya'nın Ukrayna üzerinden Avrupa'ya doğal gaz ihracatının sorunsuz şekilde devam ettiğini açıkladı.

Rusya ekonomisi için kritik olan bu 3 kuruma gelecek yaptırımların gerçek bir yaptırım niteliği taşıyacağı yönünde görüşler öne çıkıyor. Ancak bu kurumlara yaptırım uygulamanın 'Karşılık mutualizm' nedeniyle Batılı şirketlere de zarar vereceği endişesi yaratması, yaptırımın sertliği konusunda özellikle Avrupa Birliği'nin elini kolunu bağlıyor.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI 4. GÜN: BATI FİNANSAL NÜKLEER SİLAHINI ÇEKTİ

ABD, Avrupa Birliği (AB), Kanada, İngiltere başta olmak üzere Batılı ülkeler, ekonomistler tarafından 'finansal nükleer silah' olarak dillendirilen SWIFT silahını çekti.

Yaptıkları sert yaptırım açıklamalarına rağmen, fiiliyatta kişi bazlı ve Rusya ekonomisi için kritik olacak şirketlerin hedef alınmadığı nedeniyle büyük eleştiri alan Batı ülkeleri ilk kez, gerçek bir yaptırım seçeneği olarak görülen Rusya'nın SWIFT sisteminden çıkarılması konusunda harekete geçti. Batı ülkeleri daha önce sadece Kuzey Akım 2'nin sertifikasyon sürecini durdurma ve Rusya Devlet Başkanı Putin'e yakın bazı isimlere yaptırım kararı almıştı.

ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, İngiltere, Kanada, Fransa ve İtalya Rus bankalarının SWIFT sistemi dışarısına çıkarılması için karar aldı ancak, bu kararın Rus bankalarının tamamını kapsamadığı açıklandı. Bunun nedeni özellikle Avrupa ülkelerinin Rus doğal gazı, petrolü ve buğday-mısır başta olmak üzere emtia ürünlerine ihtiyacı olmasından kaynaklanıyor.

Uluslararası ticaretin ödeme ağı olan SWIFT sistemini kullanan 11 binin üzerinde banka ve finans kuruluşu bulunuyor. Sistem, Belçika Merkez Bankası, Federal Rezerv Bank (Fed) ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) güvencesi ve denetimi altında yer alıyor.

SWIFT sisteminde günde 40 milyon civarında işlem yapılırken, trilyonlarca dolar güvenli ve hızlı bir şekilde el değiştiriyor. Ticaretin olmazsa olmazı olan paranın likiditesini artıran en önemli unsur SWIFT sistemi.

ÖNEMLİ! Dünyanın en büyük yeraltı kaynaklarına sahip ülkelerinden birisi olan ve ihracat devi Rusya'nın bankalarının SWIFT'teki günlük işlem büyüklüğü 46 milyar olarak dikkat çekiyor.

ALMANYA, İNGİLTERE VE FRANSA NEDEN SWIFT SİLAHININ ÇEKİLMESİNE KARŞI ÇIKTI?

Rusya'nın SWIFT sisteminden çıkarılması durumunda en çok zarar görecek ülkelerin başında Almanya geliyor. Nitekim Rusya'nın Almanya'ya yıllık 45 milyar dolarlık ihracat yaparken, bu ihracatın büyük bir bölümü petrol, doğal gaz veya diğer emtia ürünleri oluşturuyor.

Rusya halihazırda ABD ve İngiltere'ye de 30 milyar dolara yakın ihracat yapıyor. Yine bu ürünlerin çoğunu enerji emtiaları oluşturuyor.

Rusya'nın SWIFT sisteminden çıkarılması demek, Rusya ekonomisine fiili olarak en büyük darbelerden birisini vurabilir. Ancak bu durumda zaten Covid-19 süreciyle beraber enflasyon, tedarik krizi, ham enerji fiyatları başta olmak üzere ham madde konusunda zor günler geçiren ABD ve AB ülkeleri için yeni bir mali külfet oluşturması bekleniyor.

BU YAPTIRIM KARARI DAHA ÖNCE SADECE İRAN'A UYGULANDI

Bundan 10 yıl önce, ABD ile İran arasında Nükleer krizi patlak vermiş ve sonucunda da İranlı kurum ve şirketler SWIFT sistemi dışarısına çıkarıldı. Bunun sonucunda, gelirlerinin büyük bir kısmını petrol ve doğal gaz ihracatıyla sağlan İran ekonomisi büyük darbe yemişti.

Kısacası Rusya-Ukrayna Savaşı'nda NATO ülkelerinin askeri seçenek dışında ellerindeki en büyük yaptırım güçlerinden birisi 'Rusya'nın tamamen SWIFT sistemi dışına çıkarılması' olarak görülüyor. İlerleyen dönemde bu yönde gelecek haber akışları küresel ticareti doğrudan etkileyeceğinden, altın, enerji ve tarım emtiaları başta olmak üzere hisse senedi piyasaları radarında yer almaya devam edecek.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile