Yayınevine polis baskını (Son Detaylar)
NTV ekranlarında yayınlanan Yorum Farkı programının dün akşam ki bölümünde Prof. Emre Kongar ve Gazeteci Mehmet Barlas, Ahmet Şık'ın "İmam Ordusu" adlı kitap taslağına el konulması ve basımının yasaklanmasını tartıştı.
Ahmet Şık’ın yayınlanmamış "İmamın Ordusu" adlı kitabının Fethullah Gülen cemaatini anlattığını ifade eden Kongar, "O kitabı almak için, kitabı basacak İtaki yayınevini basmış polis. Ardından kopyası var diye Radikal Gazetesi'ni de basıp Ertuğrul Mavioğlu'nun bilgisayarını aramışlar. Bir de açıklama var, 'Bu kopyalar kimde varsa getirsin, teslim etsin, yoksa terör örgütüne yataklıktan alırız içeri diyorlar' dedi.
Bunun üzerine söze giren Barlas, basılmamış kitabın suç unsuru olarak aranmasının olacak iş olmadığını söyledi. "Burada sorun şu. Bütün bunlar basın kanunuyla ele alınmıyor, terörle mücadale kanunuyla ele alınıyor" diyen Barlas, "Yani bu da suç delili olarak alınıyor anladığım kadarıyla savcılık tarafından. Akıl alır bir iş değil" diye konuştu.
Bir kitabın iyi ya da kötü olduğunun, suç unsuru olup olmadığının ancak yayınlandıktan sonra anlaşılacağını savunan Barlas, "Yayınlanmadan bir kitabın toplatılması herhalde dünyada bir ilk" dedi.
Bir de bütün bu olaylara yasal kupların daima bulunduğunu söyleyen Kongar, "Bu da belge vs. adı altında toplatılıyor. Ama çokta tehlikeli bir şey var. Sanıyorum savcılıktan yapılan bir açıklama, 'o başka kopyalar başka yerlerde varsa bunları getirip vermezlerse, terör örgütüne yataklık' dedi mi, attı sizi içeriye Silivri'de ve sizi orada unuttu. Hayatın kaydı, beş sene o davayı bekleyin" ifadelerini kullandı.
"MASAL DÜNYASINDA YAŞIYORUZ"
Garip durum olduğunu ifade eden Barlas şöyle devam etti:
"Sadece bununla ilgili değil. Taraf Gazetesi Wikileaks belgelerini yayınlıyor kaç gündür. Bu Wikileaks belgelerine baktığınız zaman neticede, Türkiye'de olan biten herşeyin Amerika tarafından bilindiğini görüyorsunuz. Yani biz ancak yıllar sonra savcılık iddianemeleriyle bunun farkına varıyoruz. Ama darbe girişimi mi, bu darbe girişimi hakkında bilgiler mi hepsi Amerika'ya gidiyor. Yani biz adeta masal dünyasında yaşıyoruz. Bizim bildiğimiz meslektaşlarımız meğer ne çok şey biliyorlarmış. Bunların hepsini Amerikalı diplomatlar anlatıyormuş ama gazetelerine yazmıyormuş. Bunların arasında darbe girişimleri de var, ordudaki demokrasiye dönük farklılarda var. O bakımdan garip bir dünyada yaşadığımızı hissediyoruz ve bu dünyaya artık tüy diken olayda yayınlanmamış kitabın toplatılması... Herhalde rüyada gibiyim."
Bunun üzerine Kongar, "Rüyadan çok bir karabasan bir kabus. Çünkü bu arada bir akım insanlar paldır küldür evlerinden alınıp hapse atılıyorlar ve orada unutuluyorlar. Asıl dehşet verici şey bu. Daha da korkuncu terör örgütü. Terör örgütü deyince insanların akıllarına PKK geliyor. Bir bakıyorsunuz terör örgütü suçlusu veya zanlısı diye, ne kadar yazar, çizer, gazeteci varsa içeride. Hatta bu belgelerin bir bölümünü yayınlayıp bu olayların mahkemeye gitmesine yol açanlar Ahmet Şık öyle biri. Veya Nedim Şener gibi Hrant Dink cinayetindeki ihmalleri yazan, devletin ihmallerini yazan veya memurları analiz eden insanlar var. Yani bu ne biçim demokrasi" şeklinde konuştu.
BEYAZ GAZETE
'Rüyadan çok bir karabasan, bir kabus'
Gazeteci Mehmet Barlas, Ahmet Şık'ın "İmam Ordusu" adlı kitap taslağına el konulması ve basımının yasaklanması konusuna ilişkin, "Çok garip bir durum, rüyada gibiyim dedi. Prof. Emre Kongar da, bunun rüyadan çok bir karabasan, bir kabus olduğunu söyledi.