'Rüyamızda Oğlumun Mezarına Reyhan Dikiyoruz'

Türkiye'nin girişimleriyle iki yıl önceki Halep kuşatmasından tahliye edilen siviller, yaşadıkları acı günlerini hafızlarından silemiyor Halep'te bir oğlunu kaybeden diğeri de Esed rejimince alıkonulan Mustafa Kasım Yahya: 'Rüyamızda oğlumun mezarına reyhan dikiyoruz. Üzerinde uyuyup ölmeyi diliyoruz' 'Kaybolan çocuğuna kavuşacaksın ama sonrasında sana 30 kurşun sıkacağız' deseler, Allah şahidim olsun kabul ederim'

EŞREF MUSA/BURAK KARACAOĞLU- Suriye'de, iki yıl önceki Halep kuşatmasından tahliye edilerek Suriye'nin Türkiye sınırındaki İdlib ilindeki kamplara sığınan siviller, kuşatma günlerinde yaşadıkları acıları unutamıyor.

Beşşar Esed rejimi güçleri, iki yıl önce Halep il merkezinin doğu mahallelerinden yaklaşık 300 bin sivili 4 ay askeri kuşatmada tutmuştu. Suriye iç savaşının neden olduğu en büyük insani kriz haline gelen kuşatma, Türkiye'nin girişimleriyle 13 Aralık'ta ilan edilen ateşkesle son bulmuştu.

Türkiye ve Rusya, yerel nüfusun tahliye edilmesi için anlaşmış, 15 Aralık'ta ilki gerçekleşen tahliyeler, 22 Aralık'ta sona ermişti.

Tahliye edilen 45 bin civarındaki Halepli sivil, Türkiye sınırındaki İdlib ilindeki kamplara yerleşmişti. Sığınmacı kamplarında yaşayan siviller, geçen iki yılın ardından geride bıraktıkları acı hatıralarla yaşıyor.

- "Rejimin hava saldırısında oğlumu kaybettim"

İHH İnsani Yardım Vakfının Halepliler için kurduğu Kemmune kampında yaşayan Mustafa Kasım Yahya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Esed rejiminin kuşatması sırasında yaşadıklarını unutamadıklarını söyledi.

Kuşatma günlerinde yiyecek bulamadıklarını belirten Yahya, "Esed rejiminin hava saldırısında 23 yaşındaki oğlumu kaybettim. Olaydan 5 ay sonra 15 yaşındaki oğlum Esed rejimince alıkonuldu ve o günden bu yana haber alamıyorum. 5 yıldır nerede olduğunu bilmiyorum. Rejimin varil saldırısı sonucu ayağımı kaybettim." dedi.

Halep'ten ayrıldığından bu yana mutlu bir gün geçiremediğini dile getiren Yahya, "Tahliye öncesi evimden bir şeyler çıkartma fırsatı tanınmış olsaydı evimi koparıp getirirdim. O evin içindeki çocuklarımla mutlu anıları beraber çıkarırdım. Doğduğum evimdeki hatıraları çıkarırdım." ifadelerini kullandı.

Oğlunun 2013 Kurban Bayramı'nda sebepsiz yere alıkonulduğunu söyleyen Yahya, "Kaybolan oğlumu bir saatliğine göreyim, ayağım iki elim gitsin, sadece yaşadığını bileyim. 'Kaybolan çocuğuna kavuşacaksın ama sonrasında sana 30 kurşun sıkacağız' deseler, Allah şahidim olsun kabul ederim. Oğlumun yaşadığını bilmek istiyorum. Bir toprak, bir oğul, bu hayatta en kıymetli şeydir. Ağız gülüyor kalp ağlıyor." dedi.

Yahya, Halep'te yaşadığı en acı günü ise şöyle anlattı:

"Bir gece yoğun hava saldırısı sonucu komşumuzun binasına roket isabet etti. Cesetler, et parçaları ve yıkılan çatılar, unutulmaz bir geceydi. 23 yaşında vefat eden oğlumun 3 tane kız çocuğu var. Torun çocuktan daha kıymetlidir. Onlara her şeyi alsam da babalarının onlara vereceği sevgiyi veremem. Oğlumun da bana vereceği sevgiyi kimsenin oğlu veremez. Eşim Hallum bir gece üzüntüden ağlayarak uyurken kısmi felç geçirdi."

Kampta zor şartlar altında hayat sürdüklerini dile getiren Yahya, "Bazen, öğle yemeklerini komşudan aldığımız malzemelerle geçiriyoruz. Hayırseverlerin destekleriyle yaşama tutunuyoruz." diye konuştu.

- "Kurban Bayramı'nın ilk günü oğlum alıkonuldu"

Yahya, her Kurban Bayramı'nda büyük üzüntü yaşadıklarını vurgulayarak, duygularını şu sözlerle aktardı:

"(Halep'teyken) Kurban Bayramı'nın ilk günü Gazal ismindeki oğlum alıkonuldu. O dört gün bizim için taziye günüdür, hep ağlarız. Bayram gününde canımızdan bir parça kaybettik. Hayatımız tam tersine döndü. Çiçekten ateşe dönüştü. Benim ve eşim için ölüm Allah’tan rahmettir. Rüyamızda oğlumun mezarına reyhan dikiyoruz. Üzerinde uyuyup ölmeyi diliyoruz. Kaybolan oğlum rahat mı, uyuyor mu, aç mı, ölü mü, ne yapıyor bilmiyoruz. O daha zor. Namazda kaybolan oğlum için aç olmasın, dayak yemesin, hasta olmasın diye dua ediyorum."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile