Sağlıkçılar 'Tıbbi Fotoğrafçılığın' Püf Noktalarını Öğreniyor

ŞENGÜL OYMAK - İçel Üniversitesinde 2 yıl önce açılan Türkiye'nin ilk Tıbbi Fotoğrafçılık Sertifikasyon Programı kapsamında, çeşitli illerdeki sağlık çalışanları özellikle vakalarıyla ilgili tedavi süreçlerini doğru görüntülemek için 'tıbbi fotoğrafçılığın' püf noktalarını öğreniyor.

Kocaeli Üniversitesinde sağlık çalışanlarına yönelik 'Ameliyathanede Fotoğraf Çekimi ve Spesmen Fotoğraflama Kursu'na katılan İçel Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sürekli Eğitim ve Araştırma Merkezi Tıbbi Fotoğrafçılık Sertifikasyon Programı Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Tamer Akça, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2 sene önce 60 saatlik ders programıyla tıbbi fotoğrafçılık sertifika programı başlattıklarını söyledi.

Söz konusu programa, İçel Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinin seçmeli ders olarak katılabildiğini, aynı zamanda dışarıdan da kursiyer aldıklarını anlatan Akça, sağlık çalışanlarının özellikle vakalarıyla ilgili görüntüleri arşivlemesinin önem taşıdığına işaret etti.

Tıbbi fotoğrafçılık üzerine Türkiye'deki ilk ve tek sertifika programını açtıklarını, programın temel ve tıbbi fotoğraf eğitimini kapsadığını belirten Akça, programa çoğunlukla hekimler ve sağlık çalışanlarının ilgi gösterdiğini, kursta uygulamalı çekimler de gerçekleştirdiklerini söyledi.

Türkiye'de ilk tıbbi fotoğraf sertifikası alan öğrencileri ve kursiyerleri geçen yıl mezun ettiklerini aktaran Akça, 'En son katılımcılarımızdan birisi reklam danışmanı, özellikle gelip bu sertifikayı aldı. İstanbul'dan Ankara'dan geliyorlar. İçel uzak ama ona rağmen geliyorlar, hafta sonlarını organize ediyoruz. Dışarıda verdiğimiz kurslarla 60-70 kişiye katılım belgesi verdik. Bu sayı 2 sene için hiç fena değil. Tıp fotoğrafçılığı önemli bir şey.' değerlendirmesinde bulundu.

Akça, yaşamın her alanında fotoğraf çekiminin yer aldığını belirterek, eskiden hastanelerde foto film merkezleri bulunduğunu, doktorların fotoğraf çekimi ihtiyacının buradan karşılandığını hatırlattı.

Tıbbi fotoğrafçılığının özellikle hekimler için önemli olduğuna dikkat çeken Akça, 'Öncelikle tıbbi nedenlerle, hastalığın gelişimini, devamını, takibini görmek için çekeriz. Onun yanı sıra kişisel arşiv olarak eğitim amaçlı, akademik çalışma ve bilimsel toplantılarda kullanmak için çekeriz. Tabii ki bu fotoğrafların kişinin etik hassasiyetlerine, yani tıbbi etik hassasiyetlerine uymak birinci sorumluluk. Onun dışında herhangi bir hastalığın renk değişikliği veya herhangi bir organın şekil değişikliği, herhangi bir hatıra fotoğrafı gibi çekilmez. Ciddi bir teknik bilgiye ihtiyaç var. Dünyada bununla ilgili açılmış bir çok kariyer programı, doktora seviyesinde kariyer programları var. Türkiye'de böyle bir kurum yok. Biz ancak böyle bir sertifika programı üretebildik, daha sonra yüksek lisans ve doktora programları, bir kariyer programı olabilir. ' diye konuştu.

- 'Doğru çekilmemiş fotoğrafın kanıt olma şansı yok'

Akça, Türkiye'de tıbbi fotoğrafçılığın bir meslek olarak algılanmadığını ancak bu alanın çok değişik kesimlere hitap ettiğine vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı:

'Örneğin Adli Tıp Kurumunda, sertifika programındaki katılımcılarımızdan birisi bu konuda bir tez yapıyor. Doğru çekilmiş fotoğrafın kanıt değeri üzerine tez yapıyor, çok ciddi bir çalışma. Fotoğraf çekmeyi bu sertifika programında öğrendi, şimdi aynı fotoğrafları fotoğraf eğitimi almamış birisiyle birlikte çekecekler ve karşılaştıracaklar çünkü yazılı kayıtlar yeterli değilse adli işlemlerde fotoğraf kanıt olarak kullanılıyor. Doğru çekilmemiş, perspektifi bozulmuş bir fotoğrafın kanıt olma ve adaleti doğru aydınlatma şansı yok. Biz ülke olarak yaptıklarımızı kaydetmek ve sunmak konusunda çok tembeliz. Türkiye cerrahlığı, uluslararası alanda ciddi bir prestijli alan. Fotoğraf çekmeyi doğru öğrenelim, evet çok iyi cerrahlık ediyorsunuz ama fotoğraflarınız da cerrahlığınız kadar başarılı olsun. Cerrahlığımıza verdiğimiz önemi yaptığımız işi sunmaya veremediğimiz için böyle bir eksikliğimiz var ve hakikaten bu programların temel sloganı da bu oldu. '