Özdilek Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak katılan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Medikal Onkolog Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar, günlük hayatta birçok sağlıksız ürünün yer aldığını belirtti.
Marketlerin kazanç mekanizması olduğunu, halkın eksik beslene beslene artık vücudunun dağılmaya başladığını söyleyen Dizdar, "Ülseratif kolit, fıtıklar, vücudun bağ dokusu zedeleniyor, bunun içinde kanser de var. Hastalıkların artmasından bunu görüyoruz, artık herkesin ailesinde bir ya da iki kanser vakası var. Bu kader değil, sorunların giderilmesi lazım” dedi.
YOĞURDUN 10 GÜN BOZULMAMASI SIRA DIŞI BİR DURUM
Sağlıksız ürünler hakkında bilgi veren Dizdar, bozulmayan yoğurtlarla ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. Kendisine 'Yoğurtlar niye bozulmuyor' diye bir yazı getirdiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar "Yoğurt 10 gün sonra eşkimeye başlar. Bu sıra dışı bir durum, doğal bozulma mekanizması var. Ben denedim 3 ay bile bir şey olmuyor. Nedenini anlamaya çalışırken olay bir skandala dönüşmeye başladı.
Çünkü bunlar süte aşırı bir işlem uyguluyorlar. İkinci olarak UHT işlemi yaprak, ambalajlı kutu sütleri bozulmasın diye 140 dereceye çıkartılıyor ve bozulma özelliği ortadan kaldırılıyor. Aynı şey meyve suları için de geçerli. Yoğurdun kaymak tutmamasını sağlıyorlar belli işlemlerle. Domates püresi aldım, açtım 3 senedir duruyor, kekler de öyle bozulmuyor, sosisler öyle. Hamburgeri 14 yıl saklayan adam hikayesi doğrudur. Eskiden bu birkaç gıdayı içeriyordu, şimdi bu çoğaldı. Raf ömrünü uzatan belli işlemler pek çok gıdaya uygulanıyor. Eskiden pazarlardan alışveriş yapılıyordu, şimdi herkes marketten alıyor. Piliçler 1,5 ayda büyüyor. Bir arkadaşım civciv almış 1,5 ayda bir anda büyümeye başlayınca korkmuş ve başkasına vermiş. Normalde tavuk 2 saatte pişer, şimdi piliç diye satılanlar 20 dakikada pişiyor. Böyle bir şey mümkün değil diyorsunuz ama oluyor. Hayvan 23 saat yiyor 1 saat uyuyor, hayvan artık bir et makinası, hiçbir şekilde kemik gelişimi olmuyor. Unların üretiminde kullanılan büyüme amaçlı ve koruma amaçlı antibiyotikler var. Bunlar da hayvanların dokularında gevşemelere neden oluyor. Şimdi danalarda da büyüme hormonu ile 3-4 ayda 500 kiloya gelen danalar var. Bunlar birikince etrafınızda yiyebilecek bir şey kalmadığını görüyorsunuz. Ayran yoğurttan yapılır, şimdi önümüze konan şeyler ekşimiyor. Hepsini topladığımızda bizim için esas olan canlı unsurun yok edildiğini görüyoruz. Çünkü marketlerin kazanç mekanizması bu. Bir kere dağıtıyor ayda bir daha dağıtmıyor, bundan kar ediyor. Halk eksik beslene beslene artık vücudu dağılmaya başlıyor. Eskiden kelle paça içiliyordu, sakatat yeniyordu, şimdi onlar da kalmadı. Bütün gıdalar değişti, tavuk denen şey aslında ızgarada kızartılamaz, fast food lokantalar gittiğinizde hızlı olması gerekiyor adı üstünde ne yapacak yağa daldırıp çıkarınca pişmesi gerekiyor, o zaman etrafına kalın unlu bir şey veriyor, onla tat vermeye çalışıyor. Market statüsü ne kadar düşerse ürün içeriği de düşüyor, homojenize yoğurt içinde kaymak olmaz, sorunca da 'haklısınız üzerine margarinden kaymak koyuyoruz' diyorlar”
SAĞLIKLI BESLENME ÖNERİLERİ
Sağlıklı beslenme konusunda önerilerde bulunan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Medikal Onkolog Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar, “Süt süt değil, yoğurt yoğut değil, açık süt bulup kendiniz yapacaksınız, ambalajlı peynir değil, açık peyniri tadarak alacaksınız. Koyun ve keçi ürünlerinde bu oynamayı yapamıyorlar. İnek sütünde yapabiliyorlar. Endüstride çıkma tavuk diye bir terim çıkardı. Yumurtadan kesilen tavuklar sunuluyor, bunlar daha iyi seçenekler. Senin annen baban da açık sütle büyüdü, açık sütte mikrop var lafını da paket süt üretenler yaydı. Mesele kutudan kaynaklanmıyor, UHT işleminden geçirilince artık süt özelliği kalmıyor. Okulda dağıtılan sütlerinin hepsi UHT'dir. Bu konuda Ulusal Süt Konseyine raporu verdim. Batıdan doğuya süt gidiyor, böyle saçmalık mı olur. Projede amaç iyidir ama günlük pastorize süt alınması lazım, hiç bulamayanlar için. Ülseratif kolit, fıtıklar, vücudun bağ dokusu zedeleniyor, bunun içinde kanser de var. Hastalıkların artmasından bunu görüyoruz, artık herkesin ailesinde bir ya da iki kanser vakası var. Bu kader değil, sorunların giderilmesi lazım” dedi.
Sağlıklı Beslenme Gençlik Gelecek Konulu Konferans
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Tasarım ve Yönetimi Bölümü 3’üncü sınıf öğrencileri, 'Sağlıklı Beslenme Gençlik Gelecek' konulu bir konferans düzenlediler.