'Sahada Olduğu Gibi Sanalda Da Verdikleri Kirli Mücadeleyi Kaybettiler'

UMED Başkanı Değirmenci: 'Dezenformasyon amaçlı tüm fotoğrafların bugün yürütülen Zeytin Dalı Harekatı'nda değil, Türkiye dışında farklı ülkelerde ve farklı zaman dilimlerinde terör saldırıları ya da diğer bazı olaylar sonrası çekilmiş, bazılarına eklemeler yapılmış kareler olduğu Anadolu Ajansı ile Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından gözler önüne serilince sahada olduğu gibi sanalda da verdikleri kirli mücadeleyi kaybettiler'.

Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Başkanı Aslan Değirmenci, terör örgütü mensupları ile yandaşlarının Zeytin Dalı Harekatı'na karşı kara propaganda ürünü fotoğraflar üzerinden yürüttükleri dezenformasyon faaliyetlerine ilişkin, "Dezenformasyon amaçlı tüm fotoğrafların bugün yürütülen Zeytin Dalı Harekatı'nda değil, Türkiye dışında farklı ülkelerde ve farklı zaman dilimlerinde terör saldırıları ya da diğer bazı olaylar sonrası çekilmiş, bazılarına eklemeler yapılmış kareler olduğu Anadolu Ajansı ile Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından gözler önüne serilince sahada olduğu gibi sanalda da verdikleri kirli mücadeleyi kaybettiler." dedi.

Değirmenci, Genç Memur-Sen ve Siirt Üniversitesi (SİÜ) Akademik Düşünce Eğitim ve Medeniyet (ADEM) Topluluğunca, SİÜ Kezer Yerleşkesi'ndeki konferans salonunda düzenlenen "Medya ve Algı Yönetimi Paneli"nde, kaos ortamına zemin hazırlamak için kullanılan medyanın silahının "yalan haber yapmak" ve "bilgi kirliliği üretmek" olduğuna dikkati çekti.

Bu tür medya organlarından dürüst ve doğru iletişim beklemenin mümkün olmadığını vurgulayan Değirmenci, "Ancak hepimize düşen görev, bir haberin doğruluğunu araştırmadan, kaynağına bakmadan, amacını düşünmeden inanmamak, sosyal medyada paylaşarak yayılmasına destek vermemektir." dedi.

Örneklerle medyanın gerçekleştirdiği manipülasyonlara işaret eden Değirmenci, şöyle konuştu:

"Sosyal medyada yayılan yalan haber bir anda infiale sebep olabiliyor. Anında milyonlarca kişiye ulaşarak gerçek perdeleniyor, ülkeyi yönetilemez hale getirmek isteyenlerin amacına hizmet ediyor. Yalan haber milyonlarca kişiye ulaştıktan sonra doğrusunu anlatmak bazen çok uzun bir zaman alabiliyor."

MİT tırlarına yönelik haberleri anımsatan Değirmenci, bunların birer haber değil, psikolojik harp faaliyeti olduğunu anlattı.

Değirmenci, bu haberlerin devleti ve hükümeti ortadan kaldırmak ve Türkiye'yi dünyaya yargılatmak için yaptırıldığına dikkati çekerek, "Kaldı ki gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek, basın özgürlüğü değil, bizzat basın özgürlüğü maskesi altında ihanettir. Bu ihanet ile karşı karşıya kaldık. Şimdi bu ihanete yargı önünde hesap soruluyor." diye konuştu.

12 Eylül ve 28 Şubat'a ilişkin darbe davalarında darbenin medya ayağına mercek tutulmadığını savunan Değirmenci, kendisini imtiyazlı sayan sözde gazetecilerin Gezi olayları, 7 Şubat MİT krizi, 17/25 Aralık küresel operasyonunda yeniden algı operasyonlarıyla karşılarına çıktıklarını belirtti.

"12 Eylül ve 28 Şubat sürecinde cuntaya psikolojik harekat desteği veren medya, FETÖ ile omuz omuza vererek ulusal ve uluslararası arenada psikolojik harp merkezlerinde üretilen haberlerle milli iradenin tecellisini engellemeye yeltendiler, ulusal güvenliği tehdit ettiler. " diyen Değirmenci, manipülasyon, fitne ve fesat ile önce yürekleri, sonra da yeryüzünü kirletmeye çalıştıklarını söyledi.

- "Şiddet, kaos ve kargaşadan yana olanlar dezenformasyon için düğmeye bastı"

Değirmenci, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Afrin'de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'nı sosyal medyadan karalamak için farklı yer ve zamanlarda çekilen fotoğraflara işaret etti.

Sosyal medya üzerinden algı operasyonu ile PYD'nin meşrulaştırılmaya çalışıldığını vurgulayan Değirmenci, şunları kaydetti:

"Türkiye, barış ve huzur için Zeytin Dalı Harekatı'nı devam ettirirken şiddet, kaos ve kargaşadan yana olanlar, dezenformasyon için düğmeye bastı. Toplumu etki altına almak, Türkiye'nin iradesini sorgulamak için en sinsi propaganda türü olan gri propagandayı devreye soktular."

- "Sahada olduğu gibi sanalda da verdikleri kirli mücadeleyi kaybettiler"

Değirmenci, Türkiye'nin iradesini sorgulama amacıyla özellikle sosyal medyada "yalan, ajite etme, acı yarıştırma, yok sayma" üzerine inşa edilen materyallere dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dezenformasyon amaçlı tüm fotoğrafların bugün yürütülen Zeytin Dalı Harekatı'nda değil, Türkiye dışında farklı ülkelerde ve farklı zaman dilimlerinde terör saldırıları ya da diğer bazı olaylar sonrası çekilmiş, bazılarına eklemeler yapılmış kareler olduğu Anadolu Ajansı ile Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından gözler önüne serilince sahada olduğu gibi sanalda da verdikleri kirli mücadeleyi kaybettiler."

- "Örgüt, Afrin'i militan devşirmek adına önemli bir kaynak olarak görüyor"

Değirmenci, Zeytin Dalı Harekatı'nda da önceliğin güvenlik olduğu kadar bölgede kalıcı barışı temin etmek ve huzuru sağlamak olduğunu hatırlattı.

PYD/PKK'nın Afrin bölgesini Akdeniz'e sıçrama tahtası olarak gördüğünü anlatan Değirmenci, bu amaçla Afrin'den Türkiye'ye Amanos Dağları üzerinden ikmal hattı kurarak militan ve silah sevkiyatı yapmaya çalıştıklarını belirtti.

Değirmenci, TSK ve emniyet güçlerinin şu ana kadar Afrin'den bölgeye geçiş yapan 50'den fazla teröristi etkisiz hale getirdiğini kaydederek, şu bilgileri verdi:

"Örgüt, Afrin'i militan devşirmek adına önemli bir kaynak olarak da görmekte. 'Öz Savunma Gücü' adı altında 16 ve 18 yaş arasındaki çocukları zorla silah altına almaktadır. Bölgede yine örgütün kurduğu çok sayıda askeri eğitim kampı bulunmakta, zorla silah altına alınan çocuk ve gençler buralarda eğitime tabi tutulmaktadır."

Değirmenci, konuşmasını şöyle tamamladı:

"PYD ve ABD'nin oyununu bozmakla beraber Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması ve terör unsurlarının tam olarak etkisiz hale getirilmesini amaçlıyor. Türkiye, tüm kurumlarıyla din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin sivilleri terörün zulmünden kurtarmak için çaba sarf ediyor."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile