Salda'daki Biyolojik Çesitlilik Arastirmasi Bakanligin Koruma Kullanim Dengesi Yönetimine Rehber Olacak

Dörtte biri tamamlanan çalismada 11 sürüngen ve kurbaga türü, 2'si endemik 5 balik türü, 187 kus türü, 21'i Türkiye'ye, 2'si Salda'ya ait endemik 267 bitki türü, 63 omurgasiz, 23 memeli hayvan türü tespit edildi Projenin Bilim Koordinatörü Prof. Dr. Ahmet Emre Yaprak: 'Bölgeyi nokta nokta gezerek alandaki bitki ve hayvan varligini listeliyoruz. Gölde yasayan 5 balik türünden yag baligi ve disli sazancik dünyada sadece Salda Gölü'nde bulunuyor. Bunun disinda bitkilerde de yine sadece burada bulunan özel sigirkuyruklari ve geven türleri var' Projede Ekolog olarak görev alan Prof. Dr. Gül Nilhan Tug: 'Essiz bir alan. Avrupa Birligi sinirlari içinde bildigim kadariyla böyle bir alan yok o yüzden belki yeni bir habitat tipi önerimiz olabilir ancak bu iki yillik çalisma sonucunda belli olacak'

BILAL ALTIOK - Burdur'un Yesilova ilçesindeki beyaz kumsali ve turkuaz rengi suyunun güzelliyle "Türkiye'nin Maldivleri" olarak ünlenen Salda Gölü ve çevresinde baslatilan biyoçesitlilik arastirmasi, Bakanligin koruma-kullanim çalismalarina da kilavuzluk edecek.

Çevre ve Sehircilik Bakanliginin öncülügünde Ocak 2021'de baslatilan "Salda Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi Karasal Biyolojik Çesitlilik Arastirma Projesi" kapsaminda Salda'daki bitki ve hayvan çesitliliginin varligi ortaya konuluyor.

Arastirma sonuçlari, hangi alanlarin korumada öncelikli, hangi alanlarin ise ziyaretçi kullanimina uygun oldugunu belirleyerek karar vericilere sürdürülebilir koruma kullanim dengesini yönetmede yol gösterecek.

Yaklasik 6 aydir süren ve arastirmanin dörtte biri tamamlanan çalismada 11 sürüngen ve kurbaga türü, 2'si endemik 5 balik türü, 187 kus türü, 21'i Türkiye'ye, 2'si Salda'ya ait endemik 267 bitki türü, 63 omurgasiz, 23 de memeli hayvan türü tespit edildi.

- "Bitki ve hayvan varligi listeleniyor"

Projenin Bilim Koordinatörü, Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Emre Yaprak, AA muhabirine, gölün beyaz adalar kisminda yaptigi açiklamada, arastirmayi çok sayidaki üniversiteden uzmanla yürüttüklerini söyledi.

Yaprak, biyolojik çesitliligin yaninda alanin beseri cografyasi ve hidrojeolojisinin de çalisildigini aktararak, "Bölgeyi nokta nokta gezerek alandaki bitki ve hayvan varligini listeliyoruz." dedi.

Listeye aldiklari nadir ve endemik türlerin popülasyon büyüklüklerine iliskin raporlar çikardiklarini belirten Yaprak, üçüncü arazi çalismalarini gerçeklestirdiklerini, çalismanin iki yil daha devam edecegini, bu asamada bile pek çok nadir ve endemik görülen canliya rastladiklarini anlatti.

Alanda toplam sekiz arazi çalismasi planladiklarini belirten Yaprak, Bakanligin alanin sürdürülebilir kullanimini, ortaya çikan veriler dogrultusunda gerçeklestirecegi için bu çalismalarin kilavuz olacagini ifade etti.

- "Göldeki 5 balik türünden 2'si endemik"

Yaprak, Salda'nin dünyada nadir görülen alanlardan biri oldugunu vurgulayarak, söyle konustu:

"Suda mikroorganizmalarin olusturdugu birtakim özel kayaç yapilari var. Bu kayaçlar dünyada çok nadir bulunuyor. Gölün çevresinde çok nadir görülen bitkiler var. Ayrica alani çevreleyen serpantin denilen özel kayaç yapilarinin üzerinde dünyanin baska yerinde bulunmayan bitkiler yetisiyor. Gölde yasayan 5 balik türünden yag baligi ve disli sazancik dünyada sadece Salda Gölü'nde bulunuyor. Bunun disinda bitkilerde de yine sadece burada bulunan özel sigirkuyruklari ve geven türleri var."

Gölü çevreleyen tuzlu bataklik, özel toprak ve kayaç yapilarindan dolayi nadir ve endemik bitkilerin Salda'da görüldügüne dikkati çeken Yaprak, "Kavruk sigirkuyrugu türü de mesela çok önemli, sadece burada bulunuyor. Eger burada yok olursa tüm dünyada yok olmus demektir. Ayrica Türkiye'de birkaç yerde olan çorak sabun otu da nadir görülen bitkilerden. Ekim çaksiri bitkisi, Bozdag geveni, Akdag geveni ve Salda geveni de nadir görülen bitkiler. Serpantin denilen kaya çesidi, Akdeniz ve Iç Anadolu arasinda bir geçis bölgesi olmasi gibi bu etmenler bir araya geldiginde burada çok sayida endemik bitki türünü görebiliyoruz." ifadelerini kullandi.

Salda'nin ziyaretçilerine de seslenen Prof. Dr. Ahmet Emre Yaprak, buranin 10 binlerce ve milyonlarca yildir ev sahibi olan canlilarinin hayatta kalmasi için ziyaretçilerin Bakanligin uyarilarini dikkate almasini, girilmemesi istenen yerlerde bulunmamalarini istedi.

- "Yeni bir habitat tipi önerisi olabilir"

Projede Ekolog olarak görev alan Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Gül Nilhan Tug da alanin tamamini dolasarak farkli yasam alanlarinin belirlendigini kaydetti.

Bu yasam alanlarindaki organizmalari tespit ettiklerine deginen Tug, "Tuzlu batakliklar bakimindan özel bir bölge. Bunun disinda çevresinde orman yogunlugu ve stepler var. Amacimiz burada Avrupa Birligi EUNIS habitat siniflandirmasina göre alandaki habitat tiplerini siniflandirmak, belirlemek. Hangi bölgede ne var onu ortaya koymak. Bunu yaptiktan sonra da yerlesim alanlari kapsam disi birakilip hangi alanlara korumada öncelik verilmeli, hangi alanlar ne amaçla kullanilabilir ya da kullanilmali mi, insan girisi olmali mi, olmamali mi? Bunlarin kararlari verilecek. Essiz bir alan. Avrupa Birligi sinirlari içinde bildigim kadariyla böyle bir alan yok o yüzden belki yeni bir habitat tipi önerimiz olabilir ancak bu iki yillik çalisma sonucunda belli olacak." dedi.

Pamukkale Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Ögretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Çiçek de alanin florasini belirlemeye çalistigini belirterek, "10 yil önce bölgeyi ziyaret ettigimde gelisi güzel bir kullanim vardi, kontrol yoktu, etrafta çöpler vardi. Simdi yaptigimiz gözlemlerde buranin ciddi derecede korundugu ve önemler alindigini fark ettik. Özellikle nadir bölgeler ve bitkilerin etrafi çevrilerek korumaya alindigini ve uyari levhalarinin yapildigini gördük. Bu bizim için çok sevindirici bir durum. Bakanlik bu konuda oldukça ciddi çalismalar yürütmekte. Çalismalarin ardindan daha güzel sonuçlarin ortaya çikacagini düsünüyoruz." degerlendirmesinde bulundu.

Tabiat Varliklarini Koruma Genel Müdürlügü Tür Habitat Sube Müdürü Muhsine Misirlioglu da alandaki kisitlamalar ve kullanim kararlarinin iki yil sürecek biyoçesitlilik ve su bütçesi arastirmalari tamamlandiginda belirlenecegini kaydederek korumanin gerekçelerine iliskin halki bilgilendirme çalismalari da yapilacagini ifade etti.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile