Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Açıklaması 'Estetik Meselesini Çok Önemsiyorum'

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Açıklaması 'Estetik Meselesini Çok Önemsiyorum'

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, “Atalarımız çınarı boşuna dikmemişler. Bu kadim peyzajı önemsemeliyiz” dedi.

Turizm sektörünün kalite belgesi anlamına gelen ‘Mavi Bayrak’ ve ‘En İyi Çevre Bilinçlendirme Etkinlikleri’ ödül törenine katılmak üzere İstanbul’a gelen Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, İHA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin üç tarafı denizler ile çevrili olan kıymetli bir ülke olduğuna vurgu yapan başkan Yılmaz, “Kıyılarımızın, sahillerimizin ve deniz suyumuzun temizliği ülkemizin gelişmişlik göstergesi olmaya yönelik bir prestij meselesidir diye düşünüyorum ve önemsiyorum. Dünya’nın gelişmiş ülkelerine gittiğimizde ne kadar mavi bayraklı plajımız olduğunu ne kadar mavi bayraklı tesisimiz olduğunu soruyorlar. Atık su arıtma tesisimiz var mı onu soruyorlar. Atık su arıtma tesisi ve katı atık deponemiz var mı onu soruyorlar. Çok şükür belediyelerimiz bu işleri büyük oranda artık ilke edindiler. Prensiplerine ve projelerinin ön sıralarına bunları koydular. 1 milyon nüfuslu bir şehrin atık suyunu arıtmak için aşağı yukarı 35-40 milyon euroluk bir bedel tutuyor. Bunlar küçük paralar değil ama belediyeler bütün şartlarını zorluyorlar ve bu atık su arıtma tesislerini yapıyorlar. Yine 1 milyon nüfuslu bir şehrin katı atık deponesi aşağı yukarı 20 milyon euroluk bir maliyeti oluşturuyor. Belediyeler bütün bu zorlukları göze alarak aşıyorlar. Bu da çevre bilincinin yükselmesi sayesinde oluyor” diye konuştu.

“Bir bina cephesinin estetiğini, en az peyzaj kadar önemsemeliyiz”

Şehirlerde estetik meselesinin ihmal edilmemesi gereken bir husus olduğuna dikkat çeken Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz, “Bütün çevre duyarlılığı olan herkesin bir konuyu daha bu projeksiyon içerisine dahil etmelerini öneriyorum. O da estetik meselesidir. Şehirlerimizde bu büyük alt yapı projeleri, çevre projeleri yapıldı yapılıyor ve yapılma yönünde bilinç yükseldi. Ama estetik konusunda bina cephelerindeki kirlilik, sıvasız ve boyasız binaların varlığı, balkonlara çamaşır asmak gibi çamaşır asılmış balkonlarda oluşmuş olan çirkin görsellikleri şehirlerimizin prestijlerine olumsuz katkı veriyor. Bu olumsuzlukları ortadan kaldırmaya yönelik bu sıva ve boya işleri bitmeyen binalara ruhsat verilmemesi gerektiğini ve hane halklarının da çamaşır vs. gibi cepheleri çirkinleştiren bu görselliklerden bina cephelerimizin kurtulmasının şehir estetiğimize çok büyük değer katacağını özellikle vurgulamak istiyorum. Bunun için de kurulması gereken estetik kurullarını bütün belediyelerin kurmalarını ve aldıkları belediye meclislerine götürecekleri kararları önce bu estetik kurullardan geçirdikten sonra estetik kurulunun ortaya koyduğu bir vizyondaki bir estetik kararı; bir viyadüğün estetiği, bir bina cephesinin estetiğini, rengini en az peyzaj kadar en az kişi başına düşen alan kadar önemsemeliyiz diye düşünüyorum. Bu açıdan şehirlerimizde bu kat edilmiş olan mesafeyi taçlandırırız. Bunlarla da bu eksiğimizi gidermiş oluruz diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“Atalarımız çınarı boşuna dikmemişler. Bu kadim peyzajı önemsemeliyiz”

Yeşil alanlarda yapılmış olan peyzaj kalitesinin de önemli olduğunu belirten Yılmaz, “Estetik meselesini çok önemsiyorum. Estetik kurulu kurulmasını ve şehrin hemen hemen her açıdan, her perspektiften görünüşünün bir estetik kültürünün filtresinden geçmesi gerektiğine inanıyorum. Cepheler; yükseklikler, kat irtifaları, bina görsellikleri, binaların önlerindeki bırakılmış olan yeşil alanlarda yapılmış olan peyzaj kalitesine de önem vermeliyiz. Çok uyduruk kaydırık, hiçbir ekonomik ömrü olmayan hatta 10 sene içerisinde içinden çürüyerek yok olan bazı fidan türlerini getirip dikiyoruz. Atalarımız çınarı boşuna dikmemişler. Bu kadim peyzajı önemsemeliyiz. Bu kadim ağaçları; çınarı, ıhlamuru, manolyayı tabi iklime göre ama iklime toprağa göre seçilir bu seçimler ama hemen hemen bizim ülkemizin her yerinde çınar olduğu halde neden çınar dikmeyi, neden çınarı bu kadar ihmal ediyoruz anlamakta zorluk çekiyorum. O bakımdan peyzajda da ağaç türü, peyzajda kullanılacak olan peyzaj türlerinin tespiti ve seçilmesi esnasında da kadim medeniyetimizden gelen, Osmanlı’dan hatta Selçuklu’dan gelen çınarı ihmal etmişliğimizi de bir vesileyle ifade etmek istiyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile