'Bez Bebek' dizisinde canlandırdığı 'Simge' karakteriyle akıllarda yer eden sunucuoyuncu Fatoş Kabasakal; geçen haftadan itibaren 'Kurşun Bilal' dizisinde rol almaya başladı. Kabasakal; her çarşamba atv'de yayınlanan dizide 'Azra'yı canlandırıyor. Karakteri hakkında detaylı bilgi vermek istemeyen oyuncu "Sürprizi kaçsın istemiyorum. Ama 'Azra' dizinin gidişatını değiştirecek" diyor.
'Azra' karakterini anlatır mısınız?
Zengin bir kız... Aslında sadece zengin diye tanımlamak yetersiz olur. Çünkü çok derinliği olan bir karakter. 'Azra'yla birlikte dizinin gidişatı da, konsepti de değişecek. Önceden her hafta farklı bir cinayeti aydınlatıyorlardı. Artık dizi belli bir olay örgüsü dahilinde, tek konu üzerinden yürüyecek. 'Azra' da bu hikayede kilit bir rol üstlenecek.
Polisiye olması teklifi kabul etmenizde nasıl etkili oldu?
Polisiye bir dizide rol aldığım için insanlar "Polis mi oldun?" diye soruyor. Hemen belirteyim; polis olmadım. 'Bez Bebek'ten sonra 'Simge' karakteri üzerime çok yapışmıştı. O tarzda birçok teklif geldi ama ben istemedim. Yapımcılar risk almayı sevmiyorlar. Oynadığın rolün aynısını ya da bir benzerini teklif ediyorlar. Ben buna karşıyım. Farklı rollerde de oynamak istiyordum. Bu dizi benim için bir basamak olacak.
'Kurşun Bilal'i daha önce izliyor muydunuz?
Yalan söylemeyeceğim; açıkçası izlemiyordum. Yaz dönemine denk geldiği için hiç televizyon izlemedim. Teklif geldikten sonra izledim, hoşuma gitti.
YAPIMCI RİSK ALMAYI SEVMİYOR
"Yapımcılar risk almayı sevmiyorlar, bu riski ben alayım" mı dediniz?
Dediğim gibi 'Bez Bebek'ten sonra pek çok teklif geldi. 'Bez Bebek'in yönetmeniyle bağlarımı koparmadım. Bana gelen teklifleri birlikte değerlendiriyoruz. O kamera arkasına bakıyor, ben kamera önüne... Şimdiye kadar hep benzer roller geldi. Ben bunu istemiyorum. Çünkü yetenekliyim. Herkes sadece 'Bez Bebek'te oynadığımı düşünüyor ama öyle değil. 2005'te 'Misi' adlı dizide başrol oynadım. İyi bir rolle başladım aslında ama 11 bölüm sonra dizi kalktı. 'Bez Bebek'se uzun sürdü. İnsanların da aklında tutmuş işler kalıyor.
Bu şanssızlığı neye bağlıyorsunuz?
Reyting canavarı diye bir şey var. Televizyonda görücüye çıkıyorsun ve reyting cihazı olan 2 bin kişiye kendini beğendirmeye çalışıyorsun. Kaderimizin o insanların elinde olması çok acımasızca... Biz yine oyuncuyuz ama sette çalışan onlarca insan var. Onların durumu ne olacak?
Tekliflerin güzel olduğunuz için geldiğini düşünüyor musunuz?
Böyle bir genelleme var maalesef! Bana güzel olduğum için rol teklif edilmesini istemiyorum. Aslında dünyada da böyle kalıplar var! Julia Roberts'a kimse Angelina Jolie'nin oynadığı rolleri teklif etmiyor. Biri romantik komedilerin vazgeçilmezidir, diğeri aksiyon macera filmlerinde başarılıdır. Böyle bir kalıp var. Ben de bu kalıbın yıkılması gerektiğini düşünüyorum. Yurt dışındakiler biraz daha cesur olabiliyorlar.
GEREKİYORSA SEVİŞİRİM DE!
'Azra'yı yaratmak için kendinizden bir şeyler kattınız mı?
Bir hafta düşündüm; "Bu kız ne yapar, nasıl giyinir?" diye. Zengin ve havalı bir kız olduğu için; topuklu ayakkabı giyer diye düşündüm. Bu nedenle ilk bölümde topuklu ayakkabı giydim. Rol için gayet güzel oldu ama ayaklarım mahvoldu. Çünkü, kovalamaca sahneleri vardı ve ben hep topuklularla koştum. Bir hafta ayaklarımın üzerine basmakta zorlandım. Yani ben karakteri çıkarmak için bir hafta topukluyla koşuşturmayı göze aldım. Şimdi "Çok matah mı?" diyecekler. Evet bence matah bir şey. Çünkü ben bu role inandım ve ne gerekiyorsa onu yaptım. "Sanat için seviştik, öpüştük" diyorlar ya, bence sanat o değil. Sanat demek; topuklu ayakkabıyla çakıllı yollarda koşmak, yerlerde yuvarlanmak, sürünmek demek.
Sanat için sevişmem diyor musunuz peki?
Öyle bir kaygım da yok. Rol ne gerektiriyorsa yaparım. İnanmam lazım önce. İki kişi fazla izlesin diye yapılacak bir şey değilse, o da yapılabilir.
SEYİRCİNİN YARISI 'AZRA'YI SEVMEYECEK
Bu dizide rol almayı neden istediniz?
Öncelikle 'Azra' karakteri çok hoşuma gitti. Hem iyi, hem kötü. Çok dişi bir karakter. Bu beni cezbetti. Dizi ilerledikçe farklı yönleri de ortaya çıkacak, Bilal de ona aşık olacak. 'Azra'yı izleyenlerin yarısı çok beğenecek diğer yarısı da ondan nefret edecek.
'Azra'yla kendinizi özdeşleştiriyor musunuz?
Ben 'Azra' gibi değilim. Bu kız çok fena; zehir gibi... Her istediğini yapar, her istediğini elde eder. Herkesi de yola getirir.
Azra zengin bir kadın.... Rol icabı da olsa zengin olmak nasıl bir duygu?
(Gülüyor) Çok güzel. Diziyi Boğaz manzaralı bir evde çekiyoruz. Sabaha kadar Boğaz'ı seyrediyorum. İlerleyen yıllarda inşallah benim de böyle bir evim olur.
Çekimler nasıl geçiyor? Sizi ekip nasıl karşıladı?
Çok sıcak karşıladılar; hiçbir sıkıntı yaşamadım. Ben zaten hemen olaya odaklanabilen biriyim. Rolümü yapar, evime dönerim. Kimseyle sıkı arkadaş olmama gerek yok. Ama iyi insanlarla çalışıyorum. Herkes bana yardımcı oluyor.
VÜCUDUM GÜZEL AMA MANKENLİK YAPMADIM!
Mankenlik geçmişiniz yok ama herkes sizi manken sanıyor. Bundan rahatsızlık duyuyor musunuz?
Eskiden rahatsız oluyordum ama şimdi umursamıyorum. Güzel bir kadınım; modellik yapmam için çok teklif geliyor. Yıllar önce mayo kataloğu çektim. Çok pardon da çekerim, kime ne? Türkiye'nin önemli markalarından biri iyi para verdi, marka yüzü oldum. Manken gibi bir vücuda sahibim. Ama hiçbir zaman mankenlik yapmak istemedim.
Sanat topuklu ayakkabıyla koşmaktır!
'Kurşun Bilal'de 'Azra'yı oynayan Fatoş Kabasakal, "Azra dizinin gidişatını değiştirecek. Seyirci ya onu sevecek, ya ondan nefret edecek" dedi ve ekledi: İlk hafta çekimlerde topukluyla koştum, ayağım mahvoldu. 'Sanat için seviştik' derler; sanat o değil. Sanat; topukluyla koşmak, yerlerde yuvarlanmak demek