Türkiye'nin attığı bu adımlar sonucunda ticaretinde ciddi bir canlanmanın gerçekleştiğini de hatırlatan Ergün, özellikle dış politika konusundaki açılımların 'Eksen kayması' şeklinde değerlendirenler yanlış içinde olduklarını söyledi. "Türkiye kabuklarını kırıyor." diyen Ergün, Gazze olayından dolayı İsrail ile yaşan gerginliğe de değinerek, İsrail halkına ve Musevilik inancına karşı olmadıklarını, karşı oldukları şeyin İsrail'in Ortadoğu'ya dönük politikaları olduğunu kaydetti. Türkiye'nin tutumunun son derece net olduğunu ileri süren Bakan Ergün, "Türkiye'nin tutumu İsrail hükümetlerinin yanlış politikalarınadır. Birisinin yanlışı söylemesi gerekir. Türkiye bunu söylüyor. Dünyanın yanlışa destek olmasından vazgeçmesini istiyor Türkiye. Çünkü bu yanlışa destek olmak Ortadoğu'da barış ve istikrarı tehdit eder. Dünya Barışını da tehdit eder hale gelmekte. Türkiye'nin ne yaptığı ve ne istediği doğru bir şekilde anlaşılmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin BM' deki İran oylamasında verdiği hayır diplomatik kapıların açık kalmasını sağladığına işaret eden Sanayi ve Ticaret Bakanı, bugün AB ülkelerinde birçok siyasetçinin bu tutumu takdir ettiğini ileri sürdü. Çünkü çatışmaların nelere mal olduğunun görüldüğünü, bunun en iyi örneğinin de Irak'taki savaş olduğunu anımsatan Ergün, diplomatik kanallarla çözülebilecek problemlerin diplomasi dışına taşındığı zaman nasıl başka problemlere yol açtığının göz önünde olduğunu ifade etti. "Bütün bu yaşananları bir eksen kayması şeklinde değerlendiren büyük bir yanılgı içindedirler." diyen Ergün, bu yaşanan sürecin kesinlikle eksen kayması olmadığını savundu.
Yaşananları Azerilerin "Her şey gaydasındadır." sözüyle açıklayan Ergün, olması gerekenlerin yaşandığının altını çizdi. "Türkiye'nin yüzünün Ortadoğu' ya, Afrika'ya ve Güney Amerika'ya da çevirmiş olması Avrupa'dan ve Batı dünyasından yüz çevirdiği anlamına gelmez." diye konuşan Nihat Ergün, Türkiye'nin bütün dünya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmesinin evrensel ilkelerden taviz verdiği anlamına gelmediğini, bunu aksini iddia edenlerin haksızlık yaptığını anlattı. Türkiye'nin yönünün belli olduğunu ve bu yönün de muasır medeniyetler seviyesi olduğunun altını çizen Bakan Ergün, Türkiye'nin gücünü arttırması için aktif bir dış politikanın zorunlu olduğunu kaydetti. Ticaretin gelişmesinin dış ilişkilerin geliştirilmesiyle mümkün olacağına değinen Sanayi Bakanı, "2002 yılında ihracatımız 36 milyon dolarken 2008 yılında nasıl oldu da bu rakam 132 milyara çıktı. Kendi kendine mi çıktı yani? Siyasetçimiz ve işadamımız dünyayı dolaştığı için oldu bu." ifadelerini kullandı.
Bu politik anlayışın barış değil çatışmaya ve dünya barışına tehdit edecek içerikte olduğuna işaret eden Ergün, Türkiye'nin diplomatik köprüleri kapatmadığını tam tersine yaptıklarının köprülerin açık olduğunun bir işareti olduğunu kaydetti. Bakan Ergün, "Türkiye'nin diyalog kapıları herkese açıktır. Yeter ki muhataplarımız doğru politika izlesinler." diye konuştu.
Daha önceleri 'Bekle gör politikası' izleyen Türkiye'nin bunu terk edip yaşanan küresel sorunlara eğildiğini anlatan Ergün, artık "üç tarafımız deniz, dört tarafımız düşmanlarla çevrili" anlayışının geride kaldığını açıkladı. "Herkes bize düşmansa, bu ilişki üzerine politika inşa ediyorsan o zaman hangi ticari ilişkiyi geliştirirsiniz?" diye soran Ergün, Türkiye'nin İspanya ile birlikte Medeniyetler İttifakı eş başkanlığı yaptığını da hatırlattı. Bakan Ergün, bu sayede medeniyetleri birbirleriyle çatıştırmaya çalışanlara karşı inançları ve farklılıkları bir arada tutmayı amaçladıklarını kaydetti.
Geçtiğimiz günlerde muhalefet partilerinden birisinin "Haritada yerini bile bulmada zorlandığınız ülkelerde ne işiniz var." diye sorduğunu anımsatan Ergün, şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye'yi yıllardır nasıl bir zihniyetin yönettiğini bu soru açıkça göstermektedir. Bugün Türkiye'ye bu tür zihniyetler uymaz. Şimdiki Türkiye böyle bir Türkiye değil. Küreselleşmenin temel parametre olduğu bir dönemde uzak diye bir kavram olabilir mi? Gitmezsen uzak. Bilgi eksikli yok, ulaşmazsan bilgi eksikliği var. Bilgi değil ilgi yok. Bu zihniyet aslında yıllardır sizlere de uzak duran zihniyettir."
BÜYÜKELÇİLİKLERDE ZİHNİYET DEĞİŞİMİ YASANDI
Türkiye'nin yurtdışında görev yapan büyükelçiliklerinde son yıllarda büyük bir zihniyet değişikliğinin yaşandığını belirten Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise yaptığı konuşmada, bunun son derece sevindirici olduğunu söyledi. "Bu değişikliği birkaç elçiye sordum ve şu cevabı verdiler: 'Başbakan ve Dışişleri Bakanımız girişimciler ve her Türk'e yakın olacaksınız' dediler." diyen Hisarcıklıoğlu, bu yakın ilginin Avrupa'da bulunan Türkleri de sevindirdiğini ettiğini kaydetti.
Hisarcıklıoğlu, 150 milyonluk Amerika'da 7 milyon Yahudi'nin bulunduğunu ama, ABD başkanlığına aday olan herkesin önce İsrail'e selam gönderdiğini ileri sürerek, bunun temel sebebini bu insanların örgütlenmiş olmalarına bağladı. "Bir birinizi sevmedikçe mükemmel insan olamazsınız. Bir birinizin hatasını görmeyin, hatasız olan bir tek Allah'tır." diyen Hisarcıklıoğlu "Hata ararsak çok hata buluruz. Burada azınlıktasınız. Bir birinizi hatalarınızı görmeden sevin. Etkili olmanın yolu buradan geçiyor." diye konuştu. Türklerin çok başarılı olduğunu ama bir türlü başarılı bir şekilde örgütlenemediklerinin altını çizen TOOB Başkanı, iki el bir araya gelmedikçe sesin çıkmayacağına işaret etti.
AB ÜYELİĞİNİ DESTEKLİYORUZ
Düzenledikleri bu toplantıların Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde bir kilometre taşı görevi gördüğüne inandıklarını kaydeden DTİK Avrupa Bölge Komitesi Başkanı Turgut Torunoğulları da, Türkiye'nin üyeliğine destek olduklarını anlattı. DTİK çatısı altında yer alan Avrupa Bölge komitesi olarak Avrupa'da iş yapan Türk işadamlarının yaşadıkları sorunlara çözüm üretmeye çalıştıklarını anlatan Torunoğulları, bu konuda Türkiye'den destek aldıklarını söyledi. Hollanda içinde ve dışında şimdiye kadar çok sayıda toplantı gerçekleştirdiklerine de değinen Torunoğulları, bu çabalarında Türk hükümetinin kendilerine gösterdiği yakın ilgiye teşekkür etti.
Hedefleri arasında lobiciliğin önemli bir yer edindiğini kaydeden Torunoğulları, Türkiye'den bazı talepleri olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Lobiciliğimizin başarıya ulaşması için sivil toplum kuruluşlarına destek verilmesi önemlidir. Avrupa'daki Türk girişimciler örgütleri bazı eğitimlerden geçirilmelidir. Türk tanıtım fonu Avrupa'daki Türk girişimciler yakın iletişimde olmalıdır. Lobiciliğimizde başarılı olmamız Türkiye'nin vereceği desteğe bağlıdır."
Avrupa' da yaşayan Türklere seçme ve seçilme hakkının verilmesi gerekliliği üzerinde de duran Torunoğulları, Ankara'nın Brüksel ile olan ilişkilerinde Avrupa'daki sivil toplum örgütlerinin yer almasını istedi.
Programda bir konuşma yapan Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan ise, Türk işadamlarına, Hollandalı işadamları ve kurumlarla olan ilişkilerin daha da artırmaları tavsiyesinde bulundu.