Sanık Avukatlarından Erhan Ergun Açıklaması

Sanık Avukatlarından Erhan Ergun Açıklaması

''Balyoz Planı'' davasında tutuklu yargılanan emekli Albay Mümtaz Can'ın avukatı Erhan Ergun, mahkemenin avukatların duruşmalara katılımını sağlaması gerektiğini söylemesi üzerine, Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, bu konuda gerekeni yapacak kurumun İstanbul Barosu olduğunu kaydetti.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan tutuklu sanık emekli Korgeneral Doğan Temel, ''görevlendirmede yetkili perSonel listesinde'' isminin yazılı olması nedeniyle suçlandığını, 19 aydır tutuklu olduğunu belirterek, hiçbir suç delili olmamasına rağmen savcılık mütalaasında hakkındaki suçlamaların devam ettiğini söyledi.

Harp akademisi komutan yardımcısı olarak hiçbir yetkisinin bulunmadığını ifade eden Temel, 43 yıllık askeri yaşamı boyunca emir, komut altında Çetin Doğan ile çalışmadığını, kendisini pasifize göreve çektiği için Doğan ile aralarında 1999 yılından beri de anlaşmazlık olduğunu anlattı.

Temel, ''Kimseden kanunsuz bir teklif almadım. Kimse de böyle bir şeye cesaret edemez. 27 Mayıs askeri darbesinin ailece acılarını yaşamış biri olarak darbelere karşı olduğumu özellikle vurgulamıştım. Bu dava hakkında sokaktaki herhangi bir vatandaş kadar bile bilgim yoktur. İsmimi kimin bu soruşturmaya dahil ettiğinin ortaya çıkartılmasını ve 19 aydır devam eden bu eziyetin bir Son bulmasını istiyorum'' dedi.

Tutuklu yargılanan emekli Korgeneral Hayri Güner de, kim ya da kimler tarafından hazırlandığı belli olmayan sözde ''Balyoz'' planında isminin yazılı olması nedeniyle tutuklu olarak yargılandığını savunarak, duruşmada sanık ve tanık beyanlarında kendisini ilgilendiren bir suçun söylenmediğini dile getirdi.

Güner, herhangi bir delil olmadan savcılık mütalaasında suç tarifinin yapıldığını, üzerine atılı suçu ve kanaate dayalı suçlamaları reddettiğini, Çetin Doğan'ın görevlendirmesinde kendisine ne zaman, nasıl, nerede görev ve yetki teklif edildiğinin kanıtlanmadığını belirterek, ''Kimseden yasa dışı herhangi bir faaliyet teklifi almadım. Beraatıma karar verilmesini ve mağduriyetime sebep olanların tespit edilerek, cezalandırılmalarını arz ve talep ederim'' diye konuştu.

Tutuklu sanık emekli Tümgeneral Recep Rıfkı Durusoy ise bütün sanık, tanık ve alınan uzman bilirkişi raporlarının her şeyi söylediğini belirterek, ihtiyaç duyduğu hususları ve isnat edilen suçu işleyemeyeceğine dair Harp Akademilerinden aldığı resmi yazıyı mahkemeye sunduğunu dile getirdi.

Sanıklardan Ayhan Gedik, yaptığı en iyi işin gemi kullanmak olduğunu ifade ederek, ''Mahkeme heyeti de savcılık, hakimlik görevini yapıyor. Siz hiç yıllarca gördüğünüz suçlu profilini burada gördünüz mü- Kim suçlu, kim suçlu değil bunu en iyi siz bilirsiniz. 18 aydır annem, babam ve ailemden ayrı bırakıldım. Gerçek mutlaka ortaya çıkacaktır. Sahte veriler üreten ve bu sıkıntılara sebep olan kimseye hakkımı helal etmiyorum'' şeklinde konuştu.

-Kızının davetiyesini heyete gönderdi-

Sanık Şafak Duruer, sanıklardan ve 31 tanıktan kendisiyle ilgili kimsenin beyanda bulunmadığını, hakkında dosyaya giren yeni, somut bir delilin olmadığını, 2003 yılında kaydedildiği iddia edilen ve hakkındaki tek delil olarak ileri sürülen dijital listenin 2007 yılında piyasaya sürülen yazı karakteriyle hazırlandığının raporlarla ortaya çıktığını ifade etti.

Sanık Bekir Memiş de tanık dinletme ve bilirkişi incelemesi talepleri gibi suçsuzluğunu kanıtlamaya yönelik girişimlerinin Sonuçsuz kaldığını belirterek, mahkemenin tarafsızlığını yitirdiği ve adil yargılanmadığı gerekçesiyle avukatı olmadan esasa ilişkin savunma yapmayacağını söyledi.

Tutuklu sanık emekli Albay Mehmet Yoleri ise iddianameye dayanak oluşturan dijital delillerde 1400 sahteciliğin tespit edildiğini belirterek, çeşitli hastalıkları nedeniyle aldığı raporları mahkemeye gösterdi.

Yoleri, kızının nişanını Silivri 5 No'lu Cezaevi kantininden aldıkları çikolata ile kutladıklarını anlatarak, ''16 Eylül'deki nikahına da gidemiyorum. Buyurun kızımın davetiyesi. Ben gidemiyorum, siz gidin'' diyerek, davetiyeyi mübaşir aracılığıyla heyetteki hakimlere gönderdi.

-Başkan Diken'in sözleri-

Tutuklu yargılanan sanıklardan emekli Albay Mümtaz Can'ın avukatı Erhan Ergun, savunma makamının da savcı gibi kamu görevi yaptığını belirterek, mahkemenin savunmanın duruşmada olmasını sağlaması gerektiğini söyledi.

Avukat Ergun, ''Mahkemenin, kararını etkilemese dahi en azından toplumun vicdanını rahatlatmak için, tanık dinleme taleplerinin bir kısmını kabul ederek savunmanın duruşmalara katılımını sağlaması gerekir'' dedi.

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken de yasaya göre savcı ve mahkeme heyetinin duruşmada bulunması gerektiğini, zorunlu müdafi gerektirmeyen suçların olduğunu hatırlatarak, ''Benim, 'Bugün canım istemedi, duruşmaya çıkmıyorum' deme hakkım yok. Duruşmaya çıkmadığım anda meslekten bile atarlar. Ama savunma bunu yapıyor. Savunmanın meslek kuruluşunun da bir yaptırımını göremiyorum. Savunmanın yerini alması için gereğini yapacak olan İstanbul Barosu'dur. Biz üzerimize düşeni yaptık. Durumu baroya bildirdik'' dedi.

Duruşmada esasa ilişkin savunma yapması için söz verilen sanıklardan Mümtaz Can, Aytekin Candemir, Ünal Özkan ve Sırrı Yılmaz da talepleri kabul edilmediği ve avukatları duruşmalara katılmadığı için esas hakkında savunma yapmayacaklarını söyledi.

Sanıklardan Zafer Karataş da şartlar oluşmadığı ve avukatı bulunmadığından savunma yapmayacağını ifade etmesi üzerine, Başkan Diken, ''Avukatınız duruşmaya katılıyor ama dinleyici kısmında'' dedi.

Duruşma, tutuklu sanıkların esas hakkındaki savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.

Muhabir: Melike Gallenkuş - Hanife Sevinç / Nurhan Çorlu

Yayıncı: Sabri Çelebioğlu
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile