Sanık Kardeşler Bomba Malzemesi Gömdüklerini Kabul Etti

Ankara'da, 13 Mart 2016'da Kızılay'daki Güvenpark otobüs duraklarında bomba yüklü otomobille düzenlenen, 36 kişinin öldüğü, 349 kişinin yaralandığı intihar saldırısıyla ilgili, 9'u tutuklu 55 sanığın yargılandığı dava sanık savunmalarıyla devam etti Savunması alınan sanık kardeşler Azamettin ve Sebahattin Karakoç, bomba yapımında kullanılan sıvı malzemeyi Hacı Şenol isimli bir şahsın aracılığıyla İzmir, Ankara, Eskişehir, Muğla ve İstanbul'da araziye gömdüklerini kabul etti Sanık Azamettin Karakoç: 'Ankara Çamlıdere'ye girdik, burada da içinde sıvı olan 4 bidon gömdük. Buradaki bu işlemin de görüntülerini çektik. İstanbul'a döndük, belli bir süre sonra Muğla, Eskişehir ve İzmir'de de aynı sıvıyı gömdük' Sanık Sebahattin Karakoç: 'Hacı Şenol'un ağabeyime getirdiği sıvı maddeleri Şile, Çatalca, Ankara, Eskişehir, Muğla ve İstanbul'da gömdük. İlerleyen zamanlarda sıvı maddenin gömülmesi işine karşı çıktım. Ağabeyim de benimle hemfikir olduğunu söyleyerek elindeki 300 litre sıvıyı Hacı Şenol'a iade etmek istedi. Sıvı maddenin 200 litresini Hacı Şenol'a götürdü. Kalan 100 litresini de sonra alacağını söylemiş. Ben kalanı dökmek istedim ancak ağabeyim, Hacı Şenol'un gelip alacağını söyleyerek buna izin vermedi'

Başkentte, 13 Mart 2016'da Kızılay'daki Güvenpark otobüs duraklarında bomba yüklü otomobille düzenlenen, 36 kişinin öldüğü, 349 kişinin yaralandığı intihar saldırısıyla ilgili, aralarında terör örgütü PKK/KCK'nın üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu 9'u tutuklu 55 sanığın yargılandığı dava sanık savunmalarıyla devam etti.

Savunması alınan sanık kardeşler Azamettin ve Sebahattin Karakoç, bomba yapımında kullanılan sıvı malzemeyi Hacı Şenol isimli bir şahsın aracılığıyla İzmir, Ankara, Eskişehir, Muğla ve İstanbul'da araziye gömdüklerini ifade etti.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada ilk savunmayı yapan tutuklu sanık Azamettin Karakoç, müşteki yakınlarının olayla ilgili her şeyi bilmeleri için savunma yapacağını söyledi.

Üniversite mezunu olduğunu, ailesiyle ticaret yaptığını anlatan Karakoç, bu kapsamda Irak'ın Erbil kentine gittiğini, burada yaklaşık bir yıl tekstil işiyle uğraştığını söyledi.

Hakkari'de ticaret yaptıkları bir dönemde Hacı Şenol isimli bir şahsın 2009'da kendisine ulaşarak ticaret yapmak istediğini, ilerleyen zamanlarda söz konusu şahsın bir kez daha yanına gelerek kaçak sigara ve çay satması için kendisine teklifte bulunduğunu aktardı.

Karakoç, 'Çay ve sigaranın kaçak olduğunu bildiğim için reddettim. 50 kilogram kadar çay getirirsen, eşe dosta dağıtmak için alırım dedim. O da bunun üzerine güldü gitti.' dedi.

Hacı Şenol'un cep telefonu kullanmadığını, kendisini ankesörlü telefonlarla aradığını belirten Karakoç, şöyle devam etti:

'İlerleyen zamanlarda Hacı Şenol ile İstanbul Aksaray'da bir restoranda buluştuk. Çin'den ürün ithal edeceğini, bu iş için kendisine bir ortak aradığını söyledi. Bu ürünün Türkiye üzerinden civar ülkelere satılacağını anlattı. Bunun üzerine ürünün ne olduğunu, analizinin olup olmadığını sordum. Hacı Şenol, 'Analizi yanımda yok, sana gönderebilirim' dedi. Bu ürünün bir ilaç olduğunu, Sağlık Bakanlığından ithalat için izin almamız gerektiğini söyledi. Bunun için önce şirket kurmamız gerektiğini anlattı. Ben de teklifini kabul ettim. Bu ürünlerin numunelerini Kavacık'a getireceğini söyledi. Aracımla belirttiği bölgeye gidip bekledim.'

- Gömü işlemini kameraya almışlar

Hacı Şenol'un belirlenen bölgeye yaklaşık 100 kilogram ağırlığında içinde sıvı bir maddenin bulunduğu 4 koliyle geldiğini, bunların Edirne'deki müşteriye gönderileceğini söylediğini aktaran Karakoç, daha sonra Hacı Şenol'un kolideki maddeleri kendisinde bıraktığını kaydetti.

Bu ürünün satış izni alındıktan sonra Çin'den getirileceği bilgisini Hacı Şenol'dan aldığını bildiren Karakoç, 'Hacı Şenol, bendeki kolileri Şile Çatalca'daki müşteriye götüreceğimizi söyledi. İki üç kişi geldiler, arabaya kazma kürek koydular. Şile'ye gittiğimizde kardeşim Sebahattin'i de yanına alarak, bana 'sen burada kal' dedi. Daha sonra bu bu malzemeleri buraya gömmüşler. Bu işlemi yaparken de bütün anı kamera kaydına almışlar.' ifadelerini kullandı.

Kolilerdeki ürünlerin gömülmesi karşısında şaşkınlık yaşadığını savunan Karakoç, bunun nedenini sorduğunda Hacı Şenol'un açıkta kalmaları halinde bunların bozulacağını söylediğini iddia etti.

Şenol'un iki gün sonra Ankara'daki bir müşteriye söz konusu mallardan götürüleceğini söylediğini, bunun üzerine kendi arabasıyla yola çıktıklarını ifade eden Karakoç, 'Bu sefer de arabaya kazma kürek koydu. 'Yine mi gömeceğiz' dedim. Ankara Çamlıdere'ye girdik, burada da içinde sıvı olan 4 bidon gömdük. Buradaki bu işlemin de görüntülerini çektik. İstanbul'a döndük, belli bir süre sonra Muğla, Eskişehir ve İzmir'de de aynı sıvıyı gömdük.'

- Karşılığında para almışlar

Yaptıkları bu iş karşılığında Hacı Şenol'dan 2 bin dolar ile 8 bin euro aldığını ifade eden Karakoç, sonraki gömü işlemlerinde Hacı Şenol'un kendilerine eşlik etmediğini belirtti.

Gözaltına alındıktan sonra polis sorgusu sırasında araziye gömdüklerin sıvının Güvenpark terör saldırısında kullanıldığını öğrendiğini öne süren Karakoç, 'Polis bu durumu söyleyince yanlış bir işin içinde olduğumuzu anladım. Bunun üzerine diğer illerdeki gömülü sıvıların bulunması için bildiğim bütün bilgileri paylaştım. Bu sıvıları gömdüğümüz yerleri polise gösterdim. İzmir'deki gömü alanında bidonların kapaklarını bulduk, demek ki bidonları almışlardı.' diye konuştu.

- 'Sıvıyı şeffaf bidonlarda getirdi'

Sanık Karakoç'un savunmasının tamamlaması ardından aynı suçlama ile yargılanan kardeşi Sebahattin Karakoç'un savunmasına geçildi.

Ağabeyi gibi tekstil ithalat ve ihracatı yaptığını anlatan Sebahattin Karakoç, Hacı Şenol ile ağabeyinin vasıtasıyla tanıştığını belirtti.

Hacı Şenol'un 45-50 yaşlarında, kır saçlı, sağ gözünün altında yanık izi olduğunu anlatan Karakoç, bu şahsın ağabeyine, içinde sıvı bulunan şeffaf bidonlar getirerek, bunlardan çok para kazanılacaklarını söylediğini bildirdi.

Söz konusu sıvı maddenin ağabeyine belli aralarla getirildiğini söyleyen Karakoç, şöyle devam etti:

'Ankara'ya geldiğimizde Hacı Şenol bana bir kamera vererek gideceğimiz güzergahı çekmemi istedi. Bunu müşteri için yaptığımızı söyledi. Ankara Çamlıdere'ye geldiğimizde üç ayrı yere bu sıvı maddelerden gömdük. Müşteri gelip buradan alacak dedi. Neden böyle yaptığımızı sorduğumda, bu ilacın satış izninin olmadığını, Sağlık Bakanlığından izin alma işleminin devam ettiğini söyledi. Yaptığımız işin normal olmadığını söyleyerek, abimle tartışıyordum. Ankara merkeze geldik. Burada birilerini arıyordu, Kürtçe konuşuyordu. Şahsı bulduktan sonra sıvı maddeyi gömdüğümüz sırada çektiğimiz görüntüleri ona verdik.'

Karakoç, müşteki avukatlarının sorusu üzerine patlayıcı yapımında kullanılan sıvıyı Şile, Çatalca, Ankara, Eskişehir ve Muğla'da gömdüklerinin bilgisini vererek, 'Hacı Şenol'un ağabeyime getirdiği sıvı maddeleri Şile, Çatalca, Ankara, Eskişehir, Muğla ve İstanbul'da gömdük. İlerleyen zamanlarda sıvı maddenin gömülmesi işine karşı çıktım. Ağabeyim de benimle hemfikir olduğunu söyleyerek elindeki 300 litre sıvıyı Hacı Şenol'a iade etmek istedi. Sıvı maddenin 200 litresini Hacı Şenol'a götürdü. Kalan 100 litresini de sonra alacağını söylemiş. Ben kalanı dökmek istedim ancak ağabeyim, Hacı Şenol'un gelip alacağını söyleyerek buna izin vermedi.' iddiasında bulundu.

Polis sorgusunda bildiği her şeyi anlattığını savunan Karakoç, nişanlı olduğunu, evlenmek için tahliye olmak istediğini ifade etti.

Sanık Semih Yürek ve Mehmet Veysi Dolaşan'ın da savunmalarını alan mahkeme, duruşmayı yarına erteledi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile