Şantiyelerden Tiyatro Sahnelerine

Okul yıllarında bir yandan şantiyelerde dekorasyon işi yapıp bir yandan eğitimine devam eden oyuncu Mehmet Emin Kadıhan, 'Börü' adlı mini dizide 'kötü adam' olarak tekrar seyirci karşısına çıkacak Oyuncu Kadıhan: 'İlkokul döneminde pazarcılık yapmaya başladım ve bu işte geçirdiğim altı yıl bana çok şey kattı' 'Oyunculuğa başlamadan önce meslek edindiğim iş ise dekorasyonculuk oldu. Bugün İstanbul'un en özel mekanlarında el emeğim var' 'Hangi sektörde olursak olalım, önce iyi insan olmak zorundayız. Topluma bir şekilde faydalı olmayı es geçip sadece bireysel menfaat için yapılan her eylem, her düşünce unutulmaya mahkum' 'Sanatın her alanı insan olduğumuzu, bir 'yaratılmış' olduğumuzu gösteriyor bize. Ben de insanlara dokunabilmenin yolunu oyunculukta buldum'

MUSA ALCAN - Dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu Mehmet Emin Kadıhan, pazarcılık, tornacılık, marangozluk ve pazarlamacılık gibi birçok farklı işte çalıştığını belirterek, "Oyunculuğa başlamadan önce meslek edindiğim iş ise dekorasyonculuk oldu. Farklı şantiyelerde uygulayıcı usta olarak yaklaşık 9 yıl çalıştım. Bugün İstanbul'un en özel mekanlarında el emeğim var. O binaların önünden her geçtiğimde yaşadığım zor ve bir o kadar samimi yılları hatırlıyorum." dedi.

Okul yıllarında bir yandan şantiyelerde dekorasyon işi yapıp bir yandan eğitimine devam eden Kadıhan, şimdi tiyatro çalışmalarının yanı sıra dizi ve filmlerde kamera karşısına geçiyor.

"Diriliş Ertuğrul", "Sevda Kuşun Kanadında" ve "Yol Ayrımı" gibi birçok yapımda rol alan Kadıhan, yarın ilk bölümü yayınlanacak "Börü" adlı mini dizinin 2. bölümünde "kötü adam" olarak tekrar seyirci karşısına çıkacak.

Kadıhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insanın yaşam serüvenine odaklanan bir hikayeyi de tiyatro sahnesine aktarmaya hazırlandığını söyledi.

Oyunculuğun yanı sıra senaryo çalışmaları yaptığını aktaran Kadıhan, vaktinin büyük kısmını okumaya ayırdığını ifade etti.

Kadıhan, önceden oyuncu olmak gibi bir hayali olmadığını belirterek, "İş hayatına çok küçük yaşta atıldım. Bir yandan okuyup bir yandan da çalışan binlerce çocuktan biri olarak büyüdüm. İlkokul döneminde pazarcılık yapmaya başladım ve bu işte geçirdiğim altı yıl bana çok şey kattı. İnsanların karakter yapıları üzerinde tahlil yapma imkanına sahip olduğum ve o günden bugüne dek hayatımın hemen her döneminde faydasını gördüğüm bir kazanım oldu benim için." diye konuştu.

Pazarcılığın yanı sıra tornacılık, marangozluk ve pazarlamacılık gibi birçok farklı işte çalıştığını aktaran Kadıhan, "O dönem devletin şimdiki gibi ücretsiz kitap temini, ailemin de maddi durumu yoktu. O yüzden çocuk yaşta işe başlamamın tek nedeni defter, kitap alabilmekti. Oyunculuğa başlamadan önce meslek edindiğim iş ise dekorasyonculuk oldu. Farklı şantiyelerde uygulayıcı usta olarak yaklaşık 9 yıl çalıştım. Uğraştığım işin en iyisini yapmaya çalışırım. Tam bir usta olmalıydım. Bugün İstanbul'un en özel mekanlarında el emeğim var. O binaların önünden her geçtiğimde yaşadığım zor ve bir o kadar samimi yılları hatırlıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

- "Alın teriyle kazandığımız paranın o AVM'de geçmediğini öğrendik"

Kadıhan, o yıllarda yaşadığı bir anıyı ise şu sözlerle anlattı:

"Sanırım 2005 yılıydı, tadilatını yaptığımız Etiler'deki lüks bir daireden çıktık ve yemek yiyecek bir yer aramaya başladık. Hava soğuk, biz üzeri boyalı tulumlar ve ayağımızda iş ayakkabılarıyla Etiler'de uzunca yürüdük. Karşımıza ışıklar içinde cıvıl cıvıl bir AVM çıktı. 'Yemeği burada yersek bu ay evin kirasını ödeyemem' dedi bir arkadaş. 'O kadar da pahalı değildir' dedik ve AVM'ye girdik. 'Bu insanlar bize niye böyle bakıyor ki?' diye geçirdim içimden. Sonra güvenlik görevlisi yanımıza geldi ve 'Bu kılıkla buraya giremezsiniz, insanlar rahatsız oluyor' dedi. Halbuki bizim tek maksadımız yemek yemekti. Alın teriyle kazandığımız paranın o AVM'de geçmediğini öğrendik. En çok zoruma giden de yemek yiyen diğer insanların o 'kovuluşumuza' ses çıkarmaması olmuştu."

Oyunculuğun kendisi için bir çeşit "macera" olduğunu belirten Kadıhan, "Oyunculuğa başlama serüvenim oldukça ilginç. O zamanlar biri bana oyuncu olacaksın dese gülüp geçerdim. 2005 yılı sonlarıydı, o gün bir iş görüşmesinden elim boş çıkmıştım. O moral bozukluğuyla, ilanını gördüğüm bir cast ajansını aradım. Kısmet ya zaten ajansın önündeyken aramışım. İçeri girdim kaydımı yaptırdım ama o zamanlar tiyatro namına bildiğim tek şey rahmetli Nejat Uygur. Ajansta tiyatro kursu var deseler de ilgilenmedim. Çıkacağım sırada ders arası verildi ve sınıftan çıkanlar arasında pazarcılık yaptığım dönemden iki arkadaşım, onlardan bağımsız başka bir arkadaşım da vardı. Ben de başladım ve oradaki eğitimin ardından konservatuvara hazırlık kursuna gittik. Daha iyi bir eğitim aldık ve oyun çalışmalarına başladık. İlk kez 22 Temmuz 2006'da sahneye çıktım ve o gün yaşadığım heyecanı unutamam." ifadelerini kullandı.

- "Şöhret afettir"

Mehmet Emin Kadıhan, 2011'de "Kurt Kanunu" adlı diziyle kamera önü oyunculuğuna başladığını vurgulayarak, "Bugün oyunculuğu insanlara güzel şeyler aktarmak amacıyla yapabiliyorsam, bunda en büyük pay Suat Ergin ve Yasin Uslu'nundur. Hangi sektörde olursak olalım, önce iyi insan olmak zorundayız. Topluma bir şekilde faydalı olmayı es geçip sadece bireysel menfaat için yapılan her eylem, her düşünce unutulmaya mahkum. Şu gökkubbede bir hoş sada bırakabilmek gayreti kadar tatlı bir yorgunluk yok." diye konuştu.

Bugüne kadar farklı tiyatro ekipleriyle yüzlerce sahne temsilinde yer aldığının altını çizen oyuncu, şöyle devam etti:

"Televizyon ve sinemada 30'a yakın projede rol aldım. Bunların arasında Şener Şen'in başrolünde yer aldığı 'Yol Ayrımı', bir de 'Kayatekin' karakteriyle dahil olduğum 'Diriliş Ertuğrul' haricinde 'Saruhan', 'Sevda Kuşun Kanadında', 'Seddülbahir 32 Saat' de var. Daha önce FETÖ'nün kanalındaki bir dizide oynuyordum, ki devam etmiş olsaydım eminim rolüm çok akılda kalıcı olacaktı ama özellikle devam etmedim. Aslında bir darbe girişimi olan 17-25 Aralık operasyonları sırasında, devlete ve vatandaşlara alenen küfreden bir yapının işinde bulunmayı kendime yakıştıramadım ve diziden ayrıldım. Zerre kadar da pişman değilim. Ne kadar doğru yaptığımı, 15 Temmuz hain darbe girişiminde bir kez daha anladım. Şöhret ya da kariyer için bir yanlışı görmezden gelemezdim. Biliyorum ki şöhret afettir. Bir insan için devlet ve inanç en büyük esas olmalıdır, biz büyüklerimizden böyle gördük."

- "Börü" dizisinde "kötü adam"

Kadıhan, sanatın insanların hayatına dokunabilmek için iyi bir yol olduğunu ifade ederek, "Sanatın her alanı insan olduğumuzu, bir 'yaratılmış' olduğumuzu gösteriyor bize. Ben de insanlara dokunabilmenin yolunu oyunculukta buldum. Bunu seyirciyle paylaşmanın duygusu ise ayrı bir mutluluk." dedi.

Son olarak yarın yayına girecek mini dizi "Börü"nün 2. bölümünde sürpriz bir kötü karakterle konuk oyuncu olarak yer aldığını aktaran Kadıhan, seyircinin sıra dışı ve etkileyici bir yapımla karşılacağını dile getirdi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile