SASKİ Genel Müdürü Dr. Rüstem Keleş, vatandaşların musluklarına içilebilir su vermenin önemine ve bu anlamda yerel yönetimlerin sorumluluklarına değindi. Keleş, “Yerel yönetimlerin, özellikle su otoritelerinin, suyla ilgili yönetimde söz sahibi olan organizasyonların ve kişilerin en temel görevlerinin su ve su kaynaklarını korumak olduğuna inanıyorum. Yaşadığımız çağdaş dünyada bütün uzmanlar ve yöneticiler ortak olarak bu görüşü ifade ediyor. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada belediye başkanlarının içilebilir su sağlama noktasında ne tür taahhütlerde bulunduğuyla ilgili bir düşünce paylaşıldı. Ben orada su ve su yönetiminden sorumlu kurum ve kuruluşların içilebilir su vermesi bir lütuf değil, bilakis yerine getirmeleri gereken en temel görevlerden birisidir şeklinde bir açıklamada bulundum” dedi.
Vatandaşların gönül rahatlığı ile çeşmelerden su içebileceklerini vurgulayan Keleş, “İçilebilir su vermenin birinci şartı su kaynaklarının korunmasıdır. İkinci şartı atık su yönetimidir. Sakarya Büyükşehir Belediyesi hem su kaynaklarının korunmasında hem atık su yönetiminde kesinlikle Türkiye’de bir fark meydana getirmiş, ülke ortalamasının üzerinde atık su arıtma oranıyla, içilebilir su kalitesinde dünya standartlarını yakalamasıyla, insanı, tabiatı ve tabiatta yaşayan bütün canlıları merkeze alan çağdaş, insani, İslami bir yaklaşım sergilemiştir. Yaptığımız bu çalışmaların hem modern dünyanın geldiği nokta bakımından hem de kültür ve medeniyetimizin bize emrettiği değerler bakımından önemli bir sorumluluk olduğuna inanıyorum. Biz bu inançla bütün çalışmalarımızı yaptık. Sapanca Gölü Türkiye’nin en güzel korunan göllerinden birisidir. Vatandaşlarımız hiç tereddüt etmeden, gönül rahatlığıyla çeşmelerinden akan suyu içebilirler” diye konuştu.
SASKİ Genel Müdürü Keleş Açıklaması 'Vatandaşlarımız Gönül Rahatlığıyla Çeşmelerinden Akan Suyu İçebilirler'
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürü Dr. Rüstem Keleş, İçilebilir su sağlamanın yerel idarelerin bir lütfu değil temel bir görevi olduğunu söyledi.