KCK duruşmalarında sanık, avukat ve baronun tavrının iyi niyet göstergesi olmadığını belirten Cumhuriyet Savcısı Levent Kaya, davanın naklinin dışında başka seçenek kalmadığını söyledi.
Diyarbakır 6. Ceza" href="https://www.beyazgazete.com/agir-ceza.html">Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugünkü duruşmasında, Cumhuriyet Savcısı Levent Kaya, davanın başka bir ildeki aynı derecedeki bir mahkemeye nakledilmesi ile ilgili hazırladığı mütalaayı mahkemeye sundu.
Savcı Kaya, bugüne kadar yapılan duruşmalarda yaşananları özetleyerek, yargılama sürecinde sanıkların Kürtçe savunma taleplerinin, mahkemece, sanıkların eğitim ve sosyal konumları itibariyle Türkçe bildikleri ve savcılık aşamasındaki savunmalarını Türkçe yaptıkları gerekçesiyle kabul edilmediğini hatırlattı. Kaya, sanık sayısının fazlalığı nedeniyle duruşmaya sanıkların toplu halde getirilmelerinin yargılamayı geciktireceği gerekçesiyle mahkemenin sanıkları gruplar halinde getirilmesine karar verdiğini belirtti. Sanık avukatlarının da mazeret bildirmeden duruşmalara katılmadığını, sanıkların, avukatlarının ve seyircilerinin mahkemeyi ayakta alkışlayarak protesto ettiğini hatırlatan Kaya, Diyarbakır Barosu’nun da avukat atamadığı gibi mahkemenin avukat atamak için kullandığı Otomatik CMK Atama Sistemi (OCAS)’nin şifresini değiştirerek buna engel olduğunu kaydetti.
Kaya, sanıkların da mahkemeyi protesto ederek duruşmalara katılmadığını, cezaevinden zorla getirilmek istenirken mukavemet gösterildiğini hatırlattı. Avukatların, örgütlü olarak yargılamadaki görevini yerine getirmediğini belirten Kaya, bundan sonraki yargılamanın da benzer sıkıntılarla geçeceğinin ortada olduğunu kaydetti. Savcı Kaya, “Son olarak bir kısım sanık ve avukatları duruşmaya katılmamışlardır. Hukuk sistemi, iddia ve savunma üzerinedir. Avukatın amacı, hukuki meselelerde adalet ve hukukun uygulanmasını sağlamak, bilgi ve tecrübelerini adalet için kullanmasıdır. Yasal zorunluluk hallerinde sanık ve avukatının, her ikisinin hazır olduğu ortamda yargılama yapılır. Bunun bilinçli olarak engellenmesi, yargılama sürecinin uzamasına neden olmanın yanısıra iyi niyet göstergesi de değildir. Avukatların duruşmalara toplu olarak katılmaması, yetkilerini kötüye kullanmasından dolayı davanın naklinden başka seçenek kalmamıştır.” diye konuştu.
Bugüne kadar duruşmalara mazeretsiz katılmayan avukatların mahkemeye mazeret dilekçesi göndermesi dikkat çekerken, duruşmada söz alan avukatlardan Selçuk Kozağaçlı, ana dilde sorgu yapılmasının yargılamayı uzatmayacağını savunarak, ``Nakil talebine ilişkin mütalaaya karşı savunma hazırlamak için süre talep ediyoruz.`` dedi. Mahkeme, avukatların bu talebini kabul ederek duruşmayı Aralık ayına erteledi.
"SANIKLAR OPERASYONLARDAN DOLAYI DURUŞMAYA GETİRİLEMEDİ"
Son duruşmada hazır edilmesi istenen KCK tutuklu sanıklarından 5 tanesi, terör örgütü PKK’ya yönelik düzenlenen operasyonlardan duruşmaya getirilemedi. Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, Bingöl’de tutuklu bulunan Zeynel Mat, İhsan Seviktek, Abdurrahim Tanrıverdi, Adnan Bayram ve Veysi Akar`ın devam eden operasyonlar nedeniyle getirilemediğini dile getirdi.
Duruşmaya getirilen ve Diyarbakır’da tutuklu bulunan Nizamettin Onar ile ilgili delil ikamesine, avukatlarının olmaması nedeniyle geçilemedi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı`nca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede, aralarında bağımsız milletvekili seçilen Selma Irmak ve Kemal Aktaş ile YSK tarafından milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle`nin de bulunduğu 104`ü tutuklu 152 sanık hakkında `devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma`, `terör örgütü üyesi ve yöneticisi olma` ve `terör örgütüne yardım ve yataklık etme` suçlarından 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor.
Savcı Kck davasının naklini istedi
Terör örgütü PKK'yı da bünyesinde bulunduran Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Türkiye Meclisi'nin Diyarbakır'da görülen ana davasının duruşmasında savcı, davanın başka bir ile naklini istedi.