Savcı, KCK'nın Türkiye'deki örgütsel faaliyetlerini anlattıktan sonra sanıklar ile ilgili bölüme geçti. Bir numaralı sanık olarak adı geçen Sabri Ok ile KCK sözcülüğüyle suçlanan, kapatılan DTP'nin eski eş genel başkanı Kamuran Yüksek ile ilgili bölümler okundu.
BDP'nin, Sabri Ok'un talimatıyla kurulduğunu belirten savcı, kapatılan DTP'nin, KCK operasyonundan hemen sonra Sabri Ok'u 'parti danışmanı' olarak gösterdiğini kaydetti. Savcı, "Ancak soruşturmanın başından sonuna kadar bakıldığında danışman olmadığı KCK ve PKK adına direk talimat verdiği görülüyor. Diyarbakır'da Final Dershanesi önünde PKK'nin yaptığı patlamanın örgüte zarar verdiğini belirtip inceleme istedi. Ok, KCK sanıklardan bilgi ve dokümanları ajanda adıyla istediği anlaşılıyor. Osman Baydemir, kendisi ve Ok'u deşifre etmemek için aracı kişilerle sürekli görüştü. Baydemir, Ok'un talimatıyla hareket etti. Sanıklardan KCK mali sorumlusu olarak bilinen Recai Morkoç, Ok'a sürekli rapor verdi. Ok, Öcalan'ın kardeşi Havva ile Aram Tigran'ın tedavileri için talimat verdi ve bunun için 20 bin TL bulunması emrini verdi." dedi.
"AHMET TÜRK'ÜN OBAMA'YA VERDİĞİ MEKTUBU OK YAZDI"
Savcı, Türkiye'yi ziyaret eden ABD Başkanı Barak Obama'ya Ahmet Türk tarafından verilen mektubun, sanıklardan Sabri Ok tarafından kaleme alındığını anlattı. Savcı, "Sabri Ok, avukatlara da talimatlar verip zaman zaman onlarla görüştü. Avukatlar aracılığıyla Öcalan'la sürekli görüştü." dedi.
Sanık Ok'un, seçimde galip gelmek için DTP yönecilerinden Bayram Altun'a Tunceli'deki sol örgütlerle işbirliği yapma talimatı verdiğini belirten savcı, "Altun, TİKKO ve DHMP/C ile anlaştıklarını Ok'a anlattı. Ok ise anlaşmanın iyi olduğunu, ancak kontrolün kendilerinde olması gerektiğini hatırlattı. Toplumsal olayların tamanı Ok'un talimatıyla ve KCK'nın organizesiyle yapıldı." şeklinde konuştu.
Savcı, sanıklardan Kamuran Yüksek ile ilgili bölümde ise DTP'nin Yüksek'e güvenmediğini, ancak Ok'un talimatlarını yerine getirdiği için örgüt tarafından sevildiğini belirtti. Savcı, şöyle devam etti: "Sanıkların kendi aralarındaki görüşmelerde özellikle kadın sanıklar Yüksek'in kişiliğinin oturmadığını belirterek, onun genel başkan olmasını onaylamadıklarını belirtiyor. Yüksek'in Ok'un bütün talimatlarını yerine getirdiği için Ok tarafından çok sevildiğini ve yönetici yapıldığını görüyoruz. Yüksek, Sabri Ok ile sürekli irtibat halindeydi. KCK eylemlerinde milletvekillerini görevlendirme görevini de yapıyordu. KCK içindeki gençliği toparlamadaki başarısının da etkisiyle Ok tarafından DTP yöneticiliğine getirildi. Belediye başkanları üzerinde çok etkili bir konumu var bu yüzden. Diyarbakır'da Final Dershanesi önündeki patlama ile ilgili, kimi yönden iyi olduğunu ancak zamansız üstlenmesinin kendilerine zarar verdiğini dile getirmiştir."
BEKLEME SALONUNU SU BASTI
Duruşmada söz alan müdafi avukatlardan Sedat Yurttaş, sanıkların yaşadıkları sorunları belirtip, çözüm üretilmemesinden şikayet etti. Yurttaş, "Müvekkillerimizin her duruşma günü 3-4 saat beklediği bekleme salonu çok kötü durumda. Bazı sanıklarda sağlık sorunları ortaya çıkmaya başladı. Muharrem Erbey'in gözleri tozdan dolayı iltihap kaptı. Bugün de salonu su basmış." dedi.
Tutuklu sanıklardan eski DTP İl Başkanı Fırat Anlı ise bir takım sorunları olduğunu kaydetti. Araç yetersizliğinden dolayı mahkemeye iki ayrı sefer halinde getirildiklerini belirten Anlı, "Bir bölümümüz sabah 06.00'da buraya geliyor. Saat 10.00'a kadar kelepçeli bekliyoruz. Bekleme odasında hijyen sorunu devam ediyor. Sağlıklı olmayan koşullar var. Salonu bugün su basmasından dolayı 3 saat boyunca bütün sanıklar 45 metrekarelik odada kaldık. Bunun dikkate alınarak tedbir alınmasını istiyorum." şeklinde konuştu.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede, 104'ü tutuklu 152 sanık hakkında 'devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma', 'terör örgütü üyesi ve yöneticisi olma', 'terör örgütüne yardım ve yataklık etme' suçlarından 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor.