Savunma Sanayii Müsteşarı Demir AA Finans Masası'na Konuk Oldu Açıklaması (4)

'(Güç Grubu Geliştirilmesi Projesi) İhaleye en kısa sürede çıkacağız. Şartname benzer unsurlar içerecek ama içerisine, motorun bir dizi destek unsur ve aksamları var, bu aksamın da beraberinde geliştirilmesi gibi bir kavram ekleyeceğiz. Yeni ihale alt bileşenlerin de geliştirilmesini içerecek' 'Havacılık sektöründe de jet motoru geliştirme süreci devam ediyor. Bir taraftan da pistonlu motor, transmisyon ve aktarma sistemleri geliştirme projelerimiz devam ediyor. Bunların hepsi aslında teknolojinin peşinden, arkasından koşmak gibi bir olay'

Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, Güç Grubu Geliştirilmesi Projesi ihalesine en kısa sürede çıkacaklarını belirterek, 'Şartname benzer unsurlar içerecek ama içerisine, motorun bir dizi destek unsur ve aksamları var, bu aksamın da beraberinde geliştirilmesi gibi bir kavram ekleyeceğiz. Yeni ihale alt bileşenlerinde geliştirilmesini içerecek.' dedi.

Demir, AA Finans Masası'na konuk oldu ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Güç Grubu Geliştirilmesi Projesi'nde garantör konusunun projeyi daha hızlı götürmek, tecrübesi olan kişi veya şirketlerle çalışarak riski azaltmak anlamında bir şart olduğuna dikkati çeken Demir, ilk projede de görüldüğü gibi bu desteğin bulunamadığı durumda maliyet ve sürenin arttığını anlattı. Demir, garantör kullanmak şart olmasa bile projenin belli sürede yerine getirilmesi için kaçınılmaz bir unsur olabileceğini söyledi.

Demir, ihaleye en kısa sürede çıkacaklarını vurgulayarak, 'Şartname benzer unsurlar içerecek ama içerisine, motorun bir dizi destek unsur ve aksamları var, bu aksamın da beraberinde geliştirilmesi gibi bir kavram ekleyeceğiz çünkü motorun ve transmisyonun tek başına yapılması, diğer aksam olmadan pek bir anlam ifade etmiyor. Yeni ihale alt bileşenlerin de geliştirilmesini içerecek. Burada kolaylaştırıcı olmak istiyoruz, zorlaştıran şartlar varsa bunu firmalarla konuşup, sonuç odaklı olarak gitmelerini sağlamak istiyoruz.' diye konuştu.

Yerli motor üretimi stratejisine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Demir, 'Motor konusunda Türkiye maalesef uzun yıllardır adım atmadı. Tabii bu da manidar. Daha 60'ların sonunda, 70'lerin başından beri otomobil üreten bir ülkede motorun olmaması ilginç bir olay ki motor yüzyıllar öncesinin teknolojisi.' ifadesini kullandı.

Bu bağlamda tank motoru hedefleyen bir motor projesi başlattıklarını hatırlatan Demir, firmaların bu konuda epey çaba gösterdiğini anlattı.

Demir, fiyat ve süre açısından ilk başlarda oluşan şartların değişmesi nedeniyle güç grubu geliştirme ihalesini mecburen iptal etmek zorunda kaldıklarını ama yeni bir ihaleye gideceklerini belirterek, şöyle konuştu:

'Burada şunu unutmamak gerekiyor. Bu tür geliştirme projelerinin tek bir kaynaktan yürütülmesi riskli. O açıdan motor projesi gündeme geldiğinde birden fazla kaynakla yürütmek, birden fazla sorumluyla yürütmek daha akılcı bir olaydı. Bunu biz sayın Cumhurbaşkanı'mız başbakan iken icra komitesine katıldığında konuştuk ve kendisi bunu son derece destekledi. Ancak yine devletin kendi kuralları içinde bir projenin iki ele yaptırılması gibi tartışmalar bunu biraz baltadıysa da biz yine de ikinci bir motor projesini aslında biraz geç olsa da başlattık. Motor projesi iki kanaldan yürüyecek, başarı şansını riske atmamak üzere bu süreçte de biz gereken desteği vereceğiz.'

- 'Jet motoru geliştirme süreci devam ediyor'

Herhangi bir ürün geliştirme sürecinde sanayicinin kendi yetkinliklerine bakıp, teknik destek sağlayıcı arayışına girdiğini ifade eden Demir, sanayicinin işin teorisinden başlayarak bir araştırma yapıp, mevcut kaynakları kullanıp, oradaki tecrübeyi aktararak yola çıkma konusunda bir iştahsızlığı olduğunu dile getirdi.

Demir, bu durumun 'hız endişeleri'nden kaynaklandığını aktararak, şunları söyledi:

'Daha önce bu tecrübelerden geçmiş, belli bir seviyeye gelmiş kişiler veya şirketlerle çalışmak daha pratik ve hızlandırıcı bir olay. Onun için o tercih ediliyor. Burada projeyi yürütürken bir yabancı teknik destek sağlayıcılarla çalışmaları mümkün, bu hızlandırma açısından iyi olur ama bir taraftan da meseleyi araştırma boyutunda içselleştirerek ve neyin, nasıl olduğunu tam kavrayarak bir tasarım sürecinin geçirilmesi şart. Bunda da bizim desteğimiz sürekli var, hem Ar-Ge birimimiz hem sanayileşme birimimiz bu konuda şirketlerimize, ulaştırma kurumlarımıza destek veriyor.'

Teknoloji transferiyle gerçekleştirilen ürünlerin çok fazla içselleştirilemediğine ve kaynağına bağlı kaldığına dikkati çeken Demir, yeni bir teknoloji geliştirme girişiminin daha uzun soluklu ve daha inovatif olduğunu, uzun vadede teşvik edilmesi gerektiğini ifade etti.

Demir, havacılık sektöründe de jet motoru geliştirme sürecinin devam ettiğini bildirerek, 'Bir taraftan da pistonlu motor ve transmisyon ve aktarma sistemleri geliştirme projelerimiz devam ediyor. Bunların hepsi aslında teknolojinin peşinden, arkasından koşmak gibi bir olay. Arzumuz biraz daha önden gidecek konuların daha hızla gündeme gelmesi. Bugün klasik içten yanmalı bir motorla yürüyen tankın yanında daha başka tahrik sistem önerilerini çalışmak, bunu desteklemek bizim öncelik verdiğimiz konulardan biri.' dedi.

- 'Her muharebe ortamı önemli tecrübeler oluşturuyor'

Fırat Kalkanı Harekatı ve meskun mahalde verilen terörle mücadele sonrası oluşan tecrübelerin projelere yansımasının nasıl olacağının sorulması üzerine de Demir, her muharebe ortamının önemli tecrübeler oluşturduğuna dikkati çekti.

Demir, mücadelelerde, meskun mahalde atış noktalarının tespiti, insan hayatını tehlikeye sokmayacak insansız hava araçları gibi sistemler oluşturulması, o mahalde mücadele eden askerler ve polislerin kendilerini koruma sistemlerinin etkinliği, araçların durum farkındalığını artıracak tedbirlerin alınması, çeşitli kamera ve görüntü sistemlerinin yeni teknolojiler kullanılarak daha etkin hale getirilmesi gibi bir dizi kavram bulunduğunu ifade etti.

Günümüzde düşman ile mücadelede yeni metotların çok önemli olduğunu belirten Demir, şöyle devam etti:

'Asimetrik bir durum ile karşı karşıyasınız. Genel ordu ve silahlı kuvvetler yapılandırmanız klasik bir savaşa göre olur genel strateji olarak ama Türkiye'nin içinden geçtiği dönemlerde yeni metotların bulunması, bu asimetrik ortamlarda, tuzaklı ortamlarda düşmanınızın çok sinsice, gereğinde sivil alanları kullanarak saldırabileceğini ve bu arada sivillere zarar vermeden mücadele yürütmeyi öğrenmeniz gerekiyor. Bu konuda silahlı kuvvetlerimizin ve polisimizin mücadelesinin çok takdir edilecek tarafları var. Mücadele sırasında her zaman sivillerin zarar görmemesi için azami dikkat gösterilmesi söz konusu. Kuvvetlerimiz kendilerini riske attılar, şehit verdiler ama özellikle siviller zarar görmemesi için çok çaba gösterdiler. Onun için bu mücadele sırasında dost düşmanı iyi ayırt edecek, farkındalığı artıracak, korunmayı maksimumda tutacak ve insanı minimum riske atacak sistemler öne çıktı.'

(Bitti)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile