Cüneyd Zapsu, Denizli Genç İşadamları Derneği tarafından düzenlenen, ''Türkiye'de Yatırım Fırsatları'' konulu konferansta, Türkiye'de 28 Nisan 2007'de geri dönüşü olmayacak noktanın aşıldığı ifade etti.
Türkiye'nin bir daha geri dönmeyeceğini belirten Zapsu, ''10, 20, 30, 50, 100 sene sonraki tarih kitaplarında 28 Nisan 2007'yi göreceksiniz, önemli bir dönüm noktası. Negatif anlamda değil, pozitif anlamda dünyada kafa tutabilecek bir yere geldik. Değişim, dönüşüm hatta ciddi ciddi bir devrim oldu'' diye konuştu.
Zapsu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bazı gazete kupürlerinde hakkımda en çok yazılanlar ben, PKK'lıyım, Mossad, CIA, İngiliz gizli servisi, El-Kaide'ciyim. Yani gördüğünüz gibi her türlü kötü şeyin altındaydım. Siyasette tahmin ettiğiniz gibi yeni değildim. Ben AK Parti'yle başlamadım siyasete. Siyaseti rahmetli Turgut Bey'in ANAP'ında, sonra YDH'de, sonra da Demokrat Parti'de sürdürdüm. Başbakanımıza rahmetli Turgut Özal'ın yapmak istedikleri bütün eğilimleri toplayan bir parti kurmasını önerdiğimde, kendisi İstanbul Büyükşehir belediye Başkanı değildi. Etrafında yurt dışını, iş alemini tanıyan çok kimse yoktu. Benim niyetim orada bırakmaktı. İş adamı bir aileden çıktım, siyasetçi değilim ama inandığım bir kişiye yardımcı olmaya çalıştım. Milletvekili veya bakan olmayı hiçbir zaman istemedim. Huyum, karakterim siyasete uygun değil.''
Türkiye'de yargının ne kadar siyasallaştığını kendi gözleriyle gördüğünü ifade eden Zapsu, ''200'ü aşkın dava açmak zorunda kaldım, davaların yüzde 80'ini hatta yüzde 90'ını kazandım. Sonra Yargıtay'da bir anda hepsini kaybettik. Sebep soyadımın Zapsu olması'' dedi.
Dedesinin bir alim, yazar olduğunu, ''Büyük İslam Tarihi'' isimli bir eseri bulunduğunu anlatan Zapsu, babasının vasiyeti üzerine ağabeyiyle, hiçbir siyasi yönü olmayan, 4 halife devrini anlatan bu kitabı 2005 yılında yeniden bastırdıklarını kaydetti.
Kitabı gönderdikleri herkesten teşekkür aldıklaını belirten Zapsu, ''Bir gün ofisime bir paket geldi. Kitaplar iade. Bin kitaptan tek iade Yargıtay üyelerimizdendi. Yargıtay başkanımız ve üyelerimiz kitabı iade etmişler. Hala içim acıyor. Kitabın ne olduğuna bile bakmıyor, kitaptan korkuyor. 'Bu Zapsu Kürtçü, şucu, bucu' diyor. Hakiki bir Müslümanda ırkçılığın olmadığını bilmiyor. 22 Temmuz 2007 gecesi izin istedim, 5 Mart 2008'de resmi sıfatımı bıraktım'' dedi.
Bir ülkeye yatırım yapılabilmesi için güçlü bir hükümetin gerektiğini ifade eden Zapsu, ''2001 yılında AK Parti'yi kurduğumuzda herkes bir damga vurdu, 'bunlar İslamcı, şucu, bucu' diye. Yurt dışında korkuyorlardı, 'Eyvah bunlar gelirse Türkiye'de neler olacak' diye. Ben, Ali Babacan bir grup kendimizi anlatmak için gidip geliyorduk yurt dışına. Şu anda aynı kişiler 'eyvah, siz giderseniz' diyorlar. Bir güven gelmiş. Bu hükümet öyle İslamcı mislamcı falan değil, bu hükümet bir iş hükümeti'' diye konuştu.
Türkiye'deki cari açığa değinen Zapsu, ''Devlet gölge yapmamayı, lüzumsuz işlere karışmamayı öğrendi ve sizi de rahat bırakmayı öğrendi. Şu anda en büyük sıkıntı cari açık. Türkiye'de her şey var ama para yok. Türkiye'de birikmiş bir sermaye yok. Para yok, petrol yok, gaz yok ne yapacağız biz- Cari açık arttıkça artıyor. Türkiye'nin eksiği para'' dedi.
'Sebep Soyadımın Zapsu Olması'
AK Parti Kurucu Üyesi Cüneyd Zapsu, ''Türkiye'de yargının ne kadar siyasallaştığını kendi üzerimde gördüm. 200'ü aşkın dava açmak zorunda kaldım, davaların yüzde 80'ini hatta yüzde 90'ını kazandım. Sonra Yargıtay'da bir anda hepsini kaybettik. Sebep soyadımın Zapsu olması''dedi.