Hava Pilot Üsteğmen Fırat Ç.'nin, Hava Pilot Yarbay Selami Selçuk Ç.'ye telefon ederek, PKK'lı teröristlerden 'Kendi adamlarımız, çok zayiat veriyoruz' deyip, Heron'ların düşürülmesini ya da koordinatlarının değiştirilmesini isteyen konuşmalarını, şehit yakınları "ihanet" olarak değerlendiriyor.
Dağlıca baskınında şehit olan Uzman Çavuş Selçuk Gürdal'ın ikiz kardeşi Celalettin Gürdal, "Kardeşim, 'Heron'ları üstlerimiz yönlendiriyor. Yanlış yöne yönlendirirlerse bizi de vurabilir.' diyordu." açıklamasında bulundu. Gürdal, dönemin Dağlıca Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik'in kendisine seyrettirdiği, saldırı anında çekilmiş görüntüden sonra her şeye inanmaya başladığını söyledi.
Gürdal, "Dirik'in her şeyde parmağı olabilir. Dağlıca'da bir şeyler olacağı belliydi. Kardeşim, Heron'larla ilgili sürekli bir şeyler anlatıyordu. 'Üstümüzden uçuyorlar. Sistem üstlerimize bağlı. En ufak bir hata veya yanlış yönledirmede üstümüze düşebilir. Bizi de vurabilirler.' diyordu." şeklinde konuştu.
İki askerin konuşmalarını "ihanet" olarak değerlendiren Celalettin Gürdal, "Doğrudur, yapılmıştır. Ben bunu, Onur Dirik'in seyrettirdiği görüntüden yola çıkarak söylüyorum. Bundan şüphem yoktur. 45 dakikalık o görüntüde çok şey saklı." dedi.
İzmir Şehit Aileleri İnsan Hakları ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Yavuz Alphan ise "Eğer o ses kaydı doğruysa, burada büyük bir vatan hainliği var. Burada bir ihanet var. O ölen çocukların hesabı verilmeli. Heron'ların, yer tespitinde büyük katkısı var. PKK'lıların yerleri tespit ediliyordu. Tespitte zorluk yaşanırsa ne olacak? Giden asker şehit düşmüş olacak." diye konuştu.
Alphan, PKK'lılardan "Kendi adamlarımız" diye bahseden kişilerin, ordunun içine sızmış ajanlar olabileceğini ifade etti: "Bir albay, 'Mayınları biz döşedik.' diyor. Patlayan bu mayın, yedi sekiz askeri şehit ediyor. Başka bir asker çıkıyor, 'Biz olay yerine gitmeden, oturduğumuz masadan rapor hazırladık.' diyor. Heron'larla ilgili konuşma da bunlara benziyor. ABD'de bir süre önce 10 Rus casusu yakalandı. Haliyle gerek bizim askerin içinde gerek dışarıda gerekse başka kurumlarda casuslar olması mümkündür. Bu tür insanlar, bilhassa askerlerin içine sızıyor. Kanı bozuklar vardır, bunlardan hesap da sorulmadı. Hakkâri'deki kitapevi saldırısında yakalanan asker hakkında savcılık tahkikat açınca, dönemin Genelkurmay Başkanı, 'Bu benim askerim. Ben buna kefilim.' dedi ve serbest bırakıldı. Soruşturmayı açan savcıya ise görevden el çektirdiler. Bu olay da öyle, hiç kimse bir şey yapamaz."
SALDIRIDA 13 ŞEHİT VERİLMİŞTİ
Dağlıca'daki askeri birliğe 21 Ekim 2007 tarihinde ağır silahlarla saldıran teröristler Piyade Astsubay Mehmet Bozkurt, Astsubay Soner Özübek, Uzman Çavuş Mustafa Uysal, Çavuş Selçuk Gürdal, erler Lokman Eker, Yavuz Öztürk, Zekeriya Yatı, Abdurrahman Doğan, İrfan Beyaz, Vedat Kutluca, Samet Saraç ve Mehmet Gücük'ü şehit etmişti. 16 askerin yaralandığı çatışmada 8 asker kaçırılmıştı.