Irak'ın kuzeyindeki Erbil kentinde Mahabad Kürt Cumhuriyeti'nin kuruluş yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde bir konferans düzenlendi. Konferansa Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, Başbakan Berham Salih, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkanı Ahmet Türk, BDP Milletvekilleri Leyla Zana, Sırrı Sakık, Nazmi Gür'ü yanı sıra İran, Türkiye ve Suriye'den de siyasi parti temsilcileri, aydınlar, yazarlar ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
Bir dakikalık saygı duruşu ve Kürt marşının okunması ardından başlayan törende Mesud Barzani bir konuşma yaptı. Barzani, Kürtlerin kendi kaderlerini tayin ederken, 'şiddete dayalı çözümü değil siyasi ve diyalog yolunu ' tutması gerektiğini vurguladı. Barzani, 'İşte bu hakları isterken birilerine saldırarak değil şiddetle yapılmamalıdır ' ifadelerini kullandı.
Barzani'nin konuşmasının ardından Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin konferansa göndermiş olduğu mesaj okuyan Erbil Valisi Nevzat Hadi, konferansın Kürtler açısından çok önemli olduğunu belirtti. Talabani, mesajında Kürt halkının konferans ışığında Ortadoğu'da özgür ve eşit bir ortamda yaşamını kurmasını umut ettiğini kaydetti.
Daha sonra söz alan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, Kürtçe konuşmak istediğini; ama Zaza olduğundan Kürtçesinin zayıf olduğu için davetlilerden özür diledikten sonra Mahabad Kürt Cumhuriyeti'nin kuruluş yıldönümünü kutlayarak konuşmasına başladı. Son yüz yılda Kürtlerin karşısına barış kapısı açıldığına dikkat çeken Demirtaş, “Kürtler düşünmesi lazım ya bu barış kapısından içeri geçeceğiz ya da bu kapıyı kendi yüzümüze kapatacağız. Bence biz Kürtler bu kapıdan içeri girmek istiyoruz, bunun örneği 4 Kürt bölgesinde de vardır. BDP Başkanı olarak Kürtlerin geleceğinden kötümser değilim. Çünkü bugün Erbil 'de ki bir Kürt 'ün canı acısa, Diyarbakır 'daki ve Kamışlı 'daki Kürt 'ün de canı yanar. Bugün birlik beraberlik günüdür ve bu konuda görüşmelerin yapılması lazım.” dedi.
Ulusal Kürt Konferansının bir an önce yapılması gerektiği üzerinde duran Demirtaş, konferansın bir daha ertelenmemesi gerektiğini vurgulayarak bunun Kürt birliği açısından hayatı önem taşıdığına dikkat çekti.
Kürtler olarak tarihsel gelişmelerden ve geçmişten dersler çıkarılması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni yol haritalarımızı oluşturmalı ve yolumuza mücadelemize devam etmeliyiz. Aynı hataları yeniden yaşamamalıyız. Kürt halkı mazlum bir halktır. Tarihte Kürt halkının bir ferdi yoktur ki düşmanın talanına, saldırılar ve katliamlarına maruz kalmasın. Her evin bir şehidi var. O yüzden Kürtler birbirinin acısını derinden paylaşıyorlar. Kürtler her bölgede acı çekiyor. Dört parça Kürdistan'ın halkı birbirinin acısını derinden paylaşıyor. Mahabad'ta da yaşandı bu acılar, günümüzde de yaşanıyor. Güneyde Baas rejimi, Kuzey'de Türkiye Kürt halkına karşı katliamlar uyguladı ve günümüze kadar Kürt halkının katliamlarda yaşadığı kayıpların sayısı bir milyonu aşıyor. Bu katliamların artık son bulması için Kürtlerin birliği olmazsa olmazdır”
Kürt birliği üzerinde de duran Demirtaş 'Sömürge altında olmamızın nedeni ittifak olmamamızdan kaynaklıdır. Bütün temsilcilerimiz de bunu böyle biliyor ve söylüyor. O zaman biz niye ittifak olmayalım? Bizim bir an önce birliğimizi güçlendirmemiz lazım. Biz Kürt siyasi bir hareket olarak Kürt halkının birliği ve beraberliği için hizmetteyiz. Bunun için her türlü fedakârlığa hazırız. Biz artık ulusal bir birlik ile kendi kararımızı vererek yolumuza koyulmalıyız. Halkımız da bizden bunu istiyor ve haklıdır da isteğinde.” Dedi.
Suriye'deki yaşanan olaylara da değinen Demirtaş, o bölgede Kürt halkı için tarihsel bir gelişme olduğunu söyledi.
Demirtaş, “Her geçen gün halkımız daha da güçlü bir şekilde örgütlenerek büyüyor. Biz halkımızın ve oradaki örgütünün kararlarına sonuna kadar saygılıyız ve onların yanındayız. Tüm Kürt ulusunun da bu temelde Suriye 'deki Kürt halkına destek olması ve bu tarihsel süreçte kendi haklarını kazanması gerekiyor. Tüm Kürt hareketleri ve temsilcileri bu sorumlulukla hareket etmeli ve tarihin üzerine farz kıldığı bu sorumluluğu yerine getirmelidir. Bunun için bir an önce ulusal konferans yapılmalı ve bir daha ertelenmemelidir. Bu bizim birliğimiz için hayati önemdedir. Tüm Kürdistan halkı için başarılar diliyorum ve bu konferansın Kürt Ulusal Birliğine destek ve vesile olmasını diliyorum. Yolumuz açık olsun.” diyerek sözlerini noktaladı.
MESUD BARZANİ: KÜRTLERİN YOLU ŞİDDET DEĞİL, DİYALOG VE SİYASETTİR
Barzani, ise DP heyetinin de dinlediği konuşmasında 'Kürtlerin yolu ancak diyalog ve siyasettir ' dedi. Barzani, Kürtlerin kendi kaderlerini tayin ederken, 'şiddete dayalı çözümü değil değil siyasi ve diyalog yolunu ' tutması gerektiğini vurguladı. Barzani, 'İşte bu hakları isterken birilerine saldırarak değil şiddetle yapılmamalıdır ' ifadelerini kullandı.
Kuzey Irak'ta iki gün sürecek yıl dönümü etkinlikleri kapsamındaki konferansta konuşan Mesud Barzani, Kürtlerin çektikleri sıkıntıları, geçirdikleri zor zamanları anlatarak başladığı konuşmasında 'Kendi dilimiz için mücadele ettik ve ediyoruz; ama şiddetle değil silahla değil. ' diye kaydetti.
'Maalesef bazı hükümetlerle savaşlarımız oldu ' ifadelerini kullanan Barzani, Kürtlerle Türk, Fars ve Arap ülkeleri arasında savaş olsun diye uğraşanlar olduğunu ama bunu başaramadıklarını dile getirdi. Barzani, 'Ama biz kendi mücadelemize devam ettik, şimdi o ülkelerle kardeşliğimiz dostluğumuz baki kaldı. Siyaset ve diyalog yoluyla Kürtler haklarını almalılar ' ifadelerini kullandı.
Barzani, 'İnsanlara haklarını Allah vermiş. Bu hakkı başkalarının verme yetkisi yoktur, hakkı sadece Allah verir. Biz de Allah'ın bize vadettiği bir gelecek, bir hak için çalışıyoruz. Kürt milletinin şiddet yolundan gitmemesi konusunda umutluyum ' şeklinde konuştu. Barzani, 'Biz maalesef bölünsek de kendi birliğimiz için mücadele ediyoruz; ama silahla değil ' diye kaydetti.
Selahattin Demirtaş: Ya Barış Kapısından Gireceğiz, Ya Da Yüzümüze Kapatacağız
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, son yüzyılda Kürtlerin karşısına barış kapısı açıldığına dikkat çekerek, “Kürtler düşünmesi lazım, ya bu barış kapısından içeri geçeceğiz ya da bu kapıyı kendi yüzümüze kapatacağız.” dedi.