Serdar Eder Açıklaması 'Sicil Kurulu Kulübün Yatak Odası Gibidir'

Serdar Eder Açıklaması 'Sicil Kurulu Kulübün Yatak Odası Gibidir'

Galatasaray Sicil Kurulu Başkanı Serdar Eder, ’Kulübe üyelik yapısını’ anlattı. Eder, sicil kurulunun kulübün yatak odası gibi olduğunu vurguladı.

Galatasaray camiasında genel kurulların kilit adamı Serdar Eder, Galatasaray Proje Üretim Grubu’nun davetlisi olarak geldiği toplantıda yaşanan son gelişmeler, tüzük, üyelik yapısı ve idari çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu. Sicil kurulu olarak bir rüyalarının olduğunu belirten Eder, "O da dönem tamamlamak. Hep erken seçim oldu. Huzur içinde başkalarına bu görevi devredeceğiz. Perşembe günü toplantı yaptık. Madem dönem tamamlayamıyoruz, sicil kurulu içerisinde bir değişiklik yapalım dedik. Başkan Dursun Özbek çağırdı. Yeni dönemde sicil kurulu olarak bizimle beraber olmasını rica etti. Ben de kendisine durumu izah ettim. Önümüzdeki dönem sicil kurulunda olacağımı ama düz üye olarak yer alacağımı, sicil kurulu başkanlığımı bırakacağımı söyledim. Bu seçim işidir. Yeni dönemde sicil kurulu kendi içinde başkan dayı çıkaracak ve seçecek” diye konuştu.



“Yapılan üyelikler doğru yansıtılmıyor”

Kulübe yapılan üyeliklerin doğru yansıtılmadığının altını çizen Serdar Eder, “Sicil kurulunda görev yaptığım 2002 yılında 15 yılında 5 bin 220 kişi üye olmuş. Bunların bin 965’i Galatasaray Lisesi mezunu, bin 293’ü üye çocuğu ile eşi ve bin 613’ü dışarıdan üye olmuş. Burada bir dengesizlik yok. Dengeyi bozan eski tüzükten yeni tüzüğe geçişte kural var. Üye alım kısmının bütün tüzükle beraber oylanmamasını gerektiğini söylemiştim. Son 6 senede yeni tüzükle 685 kişi Galatasaray Lisesi ve sporculardan üye almışız. Bu sene 385 E Grubu, 252 D Grubu müracaat etti. Üye alınamamasının önünde en büyük engel, yeni yapılan tüzüktür. Adnan Polat bu tüzüğü değiştirdik, dokunulursa yanarız diyordu. Tüzük, ‘Sizin koyduğunuz üye alım sisteminden dolayı 655 üye alınmadı’” şeklinde konuştu.



“Acı çektim!”

Üye seçimlerinde yapılan eleştiriler için, ‘İlk defa ırkçılık yaptık’ diye konuşan Eder, “Kendi dönemimizde üye aldığımı kişilerin D grubundan olanların aile bireylerinin mektepli mi, mektepsiz mi olduğuna baktık. Bu hakikaten acı geldi. Biz hiçbir şeye bakmaksızın üye alıyorduk. 2012 yılında göreve geldiğimizden beri 112 tane aile bireyi almışız. 41 Galatasaray Liseli üye çocuğu, 6 Galatasaraylı üye eşi, 65 tane diğer aile bireylerinin çocukları. Bunu okumak bile zoruma gidiyor. Ama sonuç güzel çıktı. Bu sene Galatasaray Liseli üye çocuğu 41, diğer aile bireyi 51. 6 senede 11 kişi Galatasaray Liseli olmayan aile bireyi çocuğu fazla. Bu ayrımı yaptırdıkları için özür diliyorum. İlk defa böyle bir sayım yaptık” ifadelerini kullandı.

“Yönetimdeki herkesin 1 dönemde 5 üye önerme hakkı var”

Kulübe nasıl üye yapıldığı hakkında bilgi veren Serdar Eder, “Şu anki dönemde herkesin 1 dönemde 5 kişiyi önerme hakkı var. İşleyişten bahsedeyim. Misal 300 kişi alacağız. Bunun 150 mektepli, diğer 150. Yönetim kurulunda 15 kişi var. Bir de başkan 16 kişi. Bunların da 5 kişi önerme hakkı var. 80’i gitti. Öte kurullardan 1, 2 kişi alsak kimse üye olmak istemez. Dedik ki önermesinler. İlk defa yönetim kurulunda olan kişilerin tanıdıkları üye olmak istiyor. Yüzde 3 kişi alınıyorsa yüzde 40’ı üye çocuğu olsun, yüzde 10’u eşi, yüzde 50’si dışarıdan olsun dedik. Bugüne kadar üye eşi almamaya çalıştık, çocuklarımız var. Zaten eşinden faydalanıyor. Hiçbir zaman sicil kurulunun takdirine bırakılmamasını istedik” değerlendirmesinde bulundu.

“Sicil kurulu kulübün yatak odası gibidir”

Sicil kurulunun kulübün yatak odası gibi olduğunu vurgulayan Serdar Eder, “Çok özel bir yerdir. Sicil kurulunda görev yapan kişilerin devamlılığını, insanları tanıması ve buna göre bütün üyelerle de aynı mesafede olması gereken bir kurum olmalı” dedi.



Adnan Polat dönemi hakkında konuştu

Serdar Eder, Adnan Polat dönemi için ise şunları söyledi:

“Rahmetli Özhan Canaydın, Adnan Polat’ı başkan adayı olarak gösterdi. Adnan Polat’ın o dönemki söylemleri ile Özhan ağabeyin kafasındaki proje arasında dağlar var, onlar örtüşmüyor. O projeyi de kimse dile getirmiyor. Bana göre Galatasaray’ın o gün çıkış yolu varken o yol başka bir yöne döndü. Bir kavşaktan düz gitmemiz gerekiyorken yan yola saptık. Neydi o; Özhan Canaydın ile genel kuruldan izin aldığı 196 milyon Dolara Riva’nın satın alınması ile ilgili bir Arap ve İngiliz ortaklığı olan firmadan talebiydi. Biz eğer ki o 196 milyona o gün o arsayı satmış olsaydık ne olurdu, şimdi konuşalım? 196 milyon Dolar’a o gün Riva satılmış olsa 150 milyon Dolar’a Eren Talu’ya ortak olunacaktı. Eren Talu’nun devlet ile yaptığı anlaşma şuydu; 150 milyon Dolarlık bir stat yapacak. Stadı bitirip Mecidiyeköy’deki arazinin hafriyatına başladığında 888 milyon Dolar alacak. 350 milyon Dolarlık bir inşaat yapıp devlete 1 milyar 776 milyon Dolarlık değer bırakacak. Bugünkü yapılan anlaşmanın aynısı gibi. Dedesinin kurduğu bir kulübün stadını bitirecek olan Eren Talu stadı biz yapamadığımız için devlete ödediğimiz reklam gelirlerinden pay, stadın tüm bilet paralarından ayrılan pay, devletle ilgili tüm sorunlar artı stat bittiğinde 888’in yüzde 60’ı artı bugün 135 milyon Euro olan bir bankanın o günkü kredi borcu da 38 milyon. Yani 150 ile 196 arasında bir 38’de var ya. Bir de 137’ye şu anki borçtan ekleyin. Galatasaray’ın 488 gibi bir parasının olacağını, stadını kendisinin yapmış olacağını düşünün. Ben bu proje için aday oldum. Ancak bağımsız ve hür aday olamıyorsunuz. Üstelik çıkıp o cesaretle aday olduğunuzu açıklayabiliyorsunuz. Adaylığınızın devamı sadece siz ve genel kurulun elinde olmayabiliyor."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile