Yarın akşam TRT1'de izleyiciyle buluşacak 'Sevda Kuşun Kanadında' dizisinin İstanbul galası yapıldı.
TRT Tepebaşı Stüdyolarında gerçekleştirilen galada konuşan TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren, TRT1'de televizyon filmlerinde gençlere, yeni yapımcılara fırsat tanıyarak sektöre hayat verdiklerini, mini dizilerle de tarihe kökleri mazide yaprakları atide bir ışık tutmaya çalıştıklarını söyledi.
Eren, 'Dizideki 1960'lı yılların sonu, Türkiye'nin şu anki siyasi ve sosyolojik atmosferine ışık tutan kırılımların ve çalışmaların olduğu yıllar. 2000'li yılların başlarına kadar hakim olan egemen kültür, Türkiye'deki çatışmalarda haklıyı ve haksızı aramaya ve yok etmeye çalıştılar. Halbuki bu dizide ne doğruyu, ne haklıyı, ne haksızı arıyoruz, ne doğruyu, ne yanlışı tespit ediyoruz, biz TRT olarak inananıyoruz ki hiçbir siyasi görüş bu milletten ve vatan sevgisinden daha önemli ve büyük değildir.' diye konuştu.
Dizide tarihe ışık tutmak dışında daha önemli bir mesaj olduğunun altını çizen Eren, 'Çatışmalar ve kavgalar yüzyıllardır bu topraklarda oluyor, halbuki bu topraklarda değişmeyen şey aşk, sevgi, üzüntüdür, sarılmak, birlikte ve beraber olmaktır.' dedi.
Eren, siyasi veya sosyolojik yaklaşımların milli ve yerli olmasının önemine değinerek, sözlerini, 'Milli ve yerli olduktan sonra, vatan aşkı ve millet sevgisiyle yapıldıktan sonra inanıyoruz ki barış ve birlikte yaşama umuduyla bu kavgalar bir gün geride kalacak ve geleceğe umutla bakacağız.' diye tamamladı.
Dizinin genel yönetmeni Mesut Uçakan da AA muhabirine yaptığı açıklamada, dizinin önceki gün gerçekleşen Ankara galasının büyük ilgi gördüğünü belirterek, 'Gala sonrası iyi tepkiler aldık. İstanbul sanat şehri, burada bürokrasiden ziyade daha çok sanatçı dostlar var. Onların görüşlerini almayı heyecanla bekliyorum.' dedi.
Sanatçı Yavuz Bingöl ise dizinin yarın yayınlanacak olmasından heyecan duyduğunu ifade ederek, 'Dizideki rolüm için için 5-6 ay çalıştık. O dönemin sokakları, kostümleri hazırlanarak büyük bir plato kuruldu. Her sabah çok yakından takip ettim. Dönem işi olduğu için zorlukları var.' şeklinde konuştu.
Platonun Göktürk'te kurulduğu bilgisini veren Bingöl, 1968 döneminin siyasi atmosferinin dizide farklı bir bakış açısı ile izleyiciye sunacağını kaydetti.
'Türkiye Cumhuriyetinin iki mağduru var, İslamcılar ve Kürtler'
Bingöl, dizinin ele aldığı döneme dair 'Türkiye Cumhuriyetinin iki mağduru var, İslamcılar ve Kürtler. İslamcılar, o dönem sağ sol çatışmasında ortada durmuş, biraz mağdur edilmiştir.' değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanının iftar davetine katıldığı için kendisine yönelik yapılan eleştirilere de değinen Bingöl, 'O tarafı, beni eleştirenleri unuttum, sildim, hayatımdan çıkardım çünkü çok gönlüm kırıldı. Artık hayata insan olarak bakıyorum.' diye konuştu.
Bingöl, dizide 'Zafer' isimli bir albay emeklisini canlandırdığını aktararak, şöyle konuştu:
'Her oyuncunun oynamak isteyeceği bir karakter bu. Oynadığım karakteri sevdim çünkü bugüne kadar hep iyi, ağır abi karakterleri oynamıştım. Bu rol benim için iştah açıcı oldu, ilk kez gaddar, kötü, sert bir adamı oynuyorum. Bütün olayların başındaki, sağı, solu çatıştıran adamı oynuyorum. O dönem Türkiye üzerinde bir oyun oynanmış, dizi ülkeyi 12 Eylül sürecine götüren süreci anlatıyor. '
Dizinin yapımcılığını üstlenen Ahmet Nesim Şahin ise dizide anlatılan döneme işaret ederek, 'Türkiye'nin biraz acı dönemi. Hepimizde de etkileri olan bir dönem. Kendi iç acılarımızın belki de yansımasını yapmaya çalıştığımız bir şey oldu. Belki bir bilinçaltı rövaşatası oldu.' dedi.
Şahin, ellerinden geldiğince ve objektif bir şekilde o dönem yaşananları yansıtmaya çalıştıklarının altını çizerek, 'Bizim dizinin şöyle bir farklı tarafı var. Benim kendi tabirim bu; teröre bulaşmamış, elini kana bulamamış, görülmemiş çocuklarının perspektifinden bir dönem anlatıyoruz.' ifadelerini kullandı.
Dönem dizilerinin yapılması gerektiğine de vurgu yapan Şahin, 'Tutan olur, tutmayan olur. Sadece dönem dizileri değil, günümüzde yüzlerce dizi yapılıyor, 3 ya da 5 bilemediniz 10 dizi hayatta kalıyor. Dizi sektörü böyle.' diye konuştu.
Dizide Arif Ünlü karakterini canlandıran Murat Ünalmış ise 1968'li yıllarda sağ ve sol çatışması arasında, politik olmayan bir karakteri canlandırdığını dile getirerek, 'Dönem hakkında bilgilerim vardı, babam 1947 doğumlu ve o dönemde aktif siyaset yapmış biri. Dizi ile bilmediğim birçok şeyi de öğrenmiş oldum. Projeyi çok severek oynuyorum.' ifadelerini kullandı.
Emekli bir askeri canlandıran oyuncu Şevket Çapkınoğlu ise, 'Siyasi olayların ve ayak oyunlarının çok olduğu, çok acılı günlerin yaşandığı, karışık bir dönem. Herkesin canının yandığı bir dönem aslında.' yorumunu yaptı.
Çapkınoğlu, daha önce oynadığı karakterlerden çok daha farklı bir rolü canlandırdığını söyleyerek, şunları anlattı:
'Bundan önce oynadığım roller genelde, iyi adamdı. Burada Yavuz Bingöl'ün oynadığı emekli askerin kara kutusu, en yakın adamı, sağ kolu, sol kolu, her şeyiyim. Oynaması da çok keyifli. Dönem işi olduğundan oyunculuk olarak da bir tık farklı oluyor.'
Galaya, dizinin tüm oyuncu kadrosu, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, Anadolu Ajansı İstanbul Haberleri Editörü Hüseyin Altınalan, yönetmen Nazif Tunç ve sanat dünyasından birçok isim katıldı.
Galada, TRT Radyo Ses ve Saz Sanatçıları da bir konser verdi.
Dizi, yarın akşam 20.00'de izleyiciyle buluşacak.
'Sevda Kuşun Kanadında' Dizisinin İstanbul Galası
TRT Genel Müdür Yardımcısı Eren: 'Bu dizide ne doğruyu, ne haklıyı, ne haksızı arıyoruz, ne doğruyu, ne yanlışı tespit ediyoruz. Biz TRT olarak inanıyoruz ki hiçbir siyasi görüş bu milletten ve vatan sevgisinden daha önemli ve büyük değildir'