Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Tartışmalı Kamplar

Çin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki kamplarda kalanların büyük çoğunluğunun evlerine döndüğünü iddia etti.

Çin yönetimi, Uygur Türklerinin yoğun olduğu Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki tartışmalı kamplarda tutulanların büyük çoğunluğunun evlerine döndüğünü ve iş sahibi olduğunu ileri sürdü.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi Valisi Şöhret Zakir ve Vali Yardımcısı Alken Tuniaz, başkent Pekin'de Çin Devlet Konseyi Enformasyon Ofisince düzenlenen basın toplantısında, Sincan'daki kamplara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Zakir, uluslararası toplumun eleştirilerinin odağında bulunan ve "toplama kampı" olarak da adlandırılan merkezlere yönelik, "Mesleki ve teknik eğitim alanlarının büyük çoğunluğu topluma geri döndü ve yüzde 90'ından fazlası iyi geliri olan, sevdiği işi buldu." diye konuştu.

Vali Yardımcısı Tuniaz da "Eğitim alanlarının büyük çoğunluğu, iyi geliri olan, kendine uygun hissettiği, sevdiği işi buldu." ifadesini kullandı. Tuniaz, kampta çok sayıda kişinin "eğitimlerini tamamladığını" dile getirdi.

Kaç kişinin kamplardan sosyal hayata döndüğüne yönelik rakam vermeyen Tuniaz, "Öğrenim süreleri boyunca herhangi bir dini etkinliğe izin verilmiyor ancak isteyen eve döndüğünde yasal dini etkinlik düzenleyebilir." dedi.

Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde kaç kamp bulunduğuna, bu kamplarda kaç kişinin olduğuna ve ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.

Çin'de son yıllarda Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde eğitim merkezi adı altında faaliyet gösteren kamplar ile Uygurların kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Çin makamlarının Uygur Türklerine yönelik sistematik asimilasyon politikasının insanlık adına büyük bir utanç kaynağı olduğunu belirtmişti. Çin makamlarını, toplama kamplarını kapatmaya davet eden Bakanlık, "Türk kamuoyunun ağır insan hakları ihlalleri konusundaki tepkisinin Çin makamlarınca dikkate alınmasını bekliyoruz." ifadesini kullanmıştı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de "Uygur Türklerine dönük keyfi tutuklamalar, bir milyondan fazla Uygur Türk'ünün toplama kamplarında ve hapishanelerde alıkonulması gibi eylemlerin hiçbir şekilde meşru bulunmayacağını söylüyoruz." demişti.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, 11 Temmuz'da Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesinin eleştirildiği ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısına yer verilen bir mektubu imzalamıştı.

İnsan Hakları İzleme Örgütünün raporunda, son 2 yılda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde çok sayıda kişinin "önleyici polisiye tedbir" adı altında suçsuz yere alıkonulduğu ve siyasi bakımdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın toplama kamplarına gönderildiği belirtilmişti.

BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi. Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini geri çeviriyor.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile