İnsanı merkeze alan filmleriyle tanınan yönetmen Semih Kaplanoğlu, "sinemanın emekleme çağında" olduğunu söyledi.
"Yumurta", "Süt", "Bal" ve "Buğday" filmlerinin yönetmeni Semih Kaplanoğlu, Trakya Üniversitesi Sinema Topluluğunca, üniversitenin Balkan yerleşkesindeki Türkan Sabancı Kültür Merkezi'nde düzenlenen söyleşide, her filminde insanlığa insan olmaya dair bir hikaye anlatmaya çalıştığını belirtti.
Son filmi Buğday'ın Kehf suresindeki Hz. Musa ve Hz. Hızır kıssasından ilhamla oluştuğunu ifade eden Kaplanoğlu, "Dünyayı sadece bilimsel bilgiler olarak algılamaya başladık. Biz de aslında dünyaya çok sınırlı olarak bakıyoruz, dünyayı sadece bilgi ya da bilimsel bilgi temelli incelemeye çalışıyoruz. Ne kadarını anlıyoruz, ne kadarını anlamıyoruz? İşte tam olarak hakikati kuşatamayan şeyin arayışı bu aslında." dedi.
Kaplanoğlu, bugün her şeyin dijitalleştiğini bunun da insanı anlamdan uzaklaştırdığını dile getirdi.
- "Tekniklerle hayal kuruyorum"
Gelecekte kullanılacağını hayal ettiği görsel teknikler üzerine de senaryolar yazdığını aktaran Kaplanoğlu, şunları kaydetti:
"Sinema emekleme çağında, yeni gelişen bir sanat. Bugün üç boyutlu görüntü vesaire gibi şeylerin, sinemada yapılacakların çok küçücük bir kısmını meydana getirdiğini düşünüyorum. Öyle teknikler var ki biz yaparken insanı bambaşka yerlere taşıyacak derin, birleşik bir teknoloji imkanı var elimizde. Biz bunları sadece bence sanat için değil daha çok ticaret olarak değerlendiriyoruz. O yüzden görsel anlamda görülen noktayı bence sanat bu konuda daha işlevselliğe sokmadı. O şimdi nasıl olacak bilmiyorum ama bambaşka bir görsellik ve dünya tasavvuru ortaya çıkacak diye düşünüyorum. Çünkü bazı tekniklere bakıyorum ve tekniklerle hayal kuruyorum, senaryolar yazıyorum. Bunların yapılabilirliğini de görüyorum. Bunlardan çok başka mana ortaya çıkacağını düşünüyorum."
Kaplanoğlu, konuşmasının ardından soruları cevapladı. Söyleşiye, akademisyenler, üniversite öğrencileri ve sinemaseverler katıldı.
'Sinema Emekleme Çağında'
Yönetmen Semih Kaplanoğlu: 'Bugün üç boyutlu görüntü vesaire gibi şeylerin sinemada yapılacakların çok küçücük bir kısmını meydana getirdiğini düşünüyorum'.