'Sıra 'Asım'ın Nesli'nde'

Tiyatro, dizi ve sinema oyuncusu Ahmet Yenilmez, "Türk tiyatrosunun yapılanması ve kadrosu ideolojiktir ve onun üzerine bir de evlat-baba, emmi-dayı ilişkisi üzerine şekillenmiştir" dedi.

Ahmet Yenilmez, Mehmet Akif Ersoy'un hayatından kesitlerin anlatıldığı tek kişilik oyunu "Safahat"a ve gündeme ilişkin AA muhabirine açıklamalar yaptı.

Yenilmez, turnelere devam ettiğini ve her gittiği yerde 10-15 defa oynadığını belirterek, "İnsanlar gerçekten susamış. Bunu samimiyetle söylüyorum. Böyle bir şeyi tahmin ediyor muydum? Emin olun etmiyordum. Başka bir şey var. Yaşadığımız günle alakalı çözüm yolları aranıyor ya, sanki Cenab-ı Allah, 'Var işte elinizde. Onu görün' dercesine bir zuhurat yaşatıyor bizlere" diye konuştu.

- "Hakkari'deki oyunda 300 kişilik salonda 500 genç vardı"

"Safahat" oyununun, aynı sezon içerisinde 81 vilayette oynayan tek oyun olduğuna dikkati çeken sanatçı, "İnsanlarımızın, çok tanımamasına rağmen mesela Mehmet Akif gibi ortak payda isimlere çok saygı duyduğunu ve onunla birliktelik sağladığını gördüm. Tanımıyor, pek bilmiyor ama çok enteresan bir şekilde, bütün farklı aidiyetleri bir kenara bırakıp Mehmet Akif üzerinde birleşebiliyor. Doğuda da böyle, batıda da böyle" açıklamasında bulundu.

Yenilmez, 2009'dan bu yana 500'ü aşkın oyun oynadıklarının ve terör olaylarına rağmen doğuya gitmeye devam ettiklerini dile getirerek şunları kaydetti:

"Hakkari'de bir oyun oymamıştık. Ben 'kimse gelmez' dedim ama 300 kişilik salonda 500 genç vardı. Oyunu bitirip kulise gittiğimde liseli bir kızın ağladığını gördüm. 'Ne oldu kızım?' diye sorduğumda, 'Ahmet amca buraları gördüğünüz gibi bilmeyin. Burada binlerce Asım'ın Nesli var. Gittiğiniz yerlere bizden selam söyleyin' dedi. Bu olay bile her şeyi anlatıyor."

Yeni "Mehmet Akif Ersoy"ların yetişmesi gerektiğini aktaran Yenilmez, "Devlet yeni neslin oluşmasında şu tercihi yapmalı, 'Haluk'un Nesli' mi, 'Asım'ın Nesli' mi? 'Haluk'un Nesli'ni 90 küsur yıldır denedik. 5 bin şehitle vatan yaptığımız topraklarda, 30 bin kardeş birbirimizin katili olduk. O zaman sıra 'Asım'ın Nesli'nde. Zaman da tam zamanı" sözlerine yer verdi.

İyi şeylere vesile olmak istediklerinin altını çizen sanatçı, "Mehmet Akif Ersoy'un vefat ettiği dairenin müze yapılması, Akif'le ilgili etkinliklerin daha da artırılması yönünde çalışmalarımız var. Çünkü, Akif bizim tek rol modelimiz. Dikkat edin, doğuya da batıya da Arap'a da Kosovalı'ya da gitseniz, sevmese bile edepsizlik yapmıyor kimse. Akif deyince bir saygı ve hürmet var" ifadelerini kullandı.

Yenilmez, Mehmet Akif Ersoy'la ilgili sinema projesi üzerinde çalıştıklarını söyleyerek şöyle konuştu:

"Film projesinde senaryo aşaması bitti. Sanırım yaz sonu gibi motor deriz. Gönlümün istediği, Akif dedemizin o gittiği Trablusgarp, Almanya gibi coğrafyadan oyuncuları oynatmak. Görüşmeler devam ediyor. İçinde Kosova'dan, Arnavutluk'tan, Arabistan'dan, Mısır'dan da oyuncular olacak. Hayati biyografi değil de duruşuyla ilgili bir biyografiye ihtiyaç var. Duruşun biyografisi olacak. 'İstiklal Marşı'na, 'Çanakkale Şehitlerine' şiirine yansıyan duruşun hikayesini çekeceğiz."

- "Darülbedayi'nin Anadolu coğrafyasına aşıladığı tiyatro aşkına ihanet etti"

Sanatçı Yenilmez, Erhan Yazıcıoğlu'nun, Şehir Tiyatroları'ndaki "Genel Sanat Yönetmenliği" görevinden istifa ettiğini açıklaması konusuna da değindi.

Şehir Tiyatroları tarihinin en rahat dönemini yaşadığını belirten Yenilmez şunları söyledi:

"Sayın Erhan Yazıcıoğlu, tiyatro mesleğine ve Darülbedayi'nin Anadolu coğrafyasına aşıladığı tiyatro aşkına ihanet etmiştir. İlk açıklamasında primlerin ödenmemesi ve kadroların verilmemesini sebep göstermişti. Bir tiyatro sanatçısına, tiyatro emekçisine, hele hele 100 küsur yaşındaki Darülbedayi geleneğinin başında bulunan bir zata, para sebep göstererek istifa gerekçesi sunmak gerçekten yakışmadı. Bu, Darülbedayi'nin tarihine kara leke olarak geçecektir."

Genel Sanat Yönetmeni'nin birinci vazifesinin, sanatsal planlama olduğunu vurgulayan Yenilmez, "Kadro ve maaşların ödenmesi gibi konular idari kısmın görevidir. Ne oldu? Bu arada kim ondan, kimleri kadroya almasını istedi, kimlere ne sözler verdi ve kimler kurban istedi? Sayın Yazıcıoğlu bunu kendi çevresinde aramak zorundadır. İstifası isabetli olmuştur. Sayın Yazıcıoğlu'nun makamı dolduramadığı icraatlarından ortaya çıkmıştır" diye konuştu.

Kimsenin, emri altında çalıştığı devlet kurumunu rencide edici konuşamayacağına vurgu yapan sanatçı, şöyle devam etti:

"Darülbedayi'nin içerisindeki çöreklenmiş bazı zihniyetler ısrarla göstermemeye çalışsa da ben bunu ısrarla söyleyeceğim. Türk tiyatrosunun yapılanması ve kadrosu ideolojiktir ve onun üzerine bir de evlat-baba, emmi-dayı ilişkisiyle şekillenmiştir. Yani özellikle Şehir Tiyatroları'ında tüm kadrolara, soyisimler, akrabalık bağları, gönül ilişkileri, meyhane birliktelikleri üzerinden bir kadrolaşma getirilmiştir. Diyorum ki gelin bunu konuşalım. Dünyanın neresinde böyle bir kadro yüzdesi, böyle bir kadro tahsisi vardır?"

Yetkililerin daha cesur olması gerektiğinin altını çizen Ahmet Yenilmez, "Şehir Tiyatroları'nı yönetecek Anadolu coğrafyasının dokusuna uygun sanatçılarımız var. Darülbedayi'yi tekrar eski ruhuna döndürmeli ve yeniden bir reform sürecine tabi tutmalıyız. Bu, Devlet Tiyatroları için de geçerlidir. Siyasette, ticarette, bürokrasideki o belli zihniyet memleket insanını nasıl inim inim inlettiyse, aynı zihniyet bugün son kaleleri olan tiyatro, sinema, sanat kurumlarında da aynı zulmü uyguluyor. Onlarla beraber olmadığınız, onların değirmenine su taşımadığınız sürece hemen itibarsızlaştırma kampanyasına başlarlar" ifadelerine yer verdi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile