Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun HDP ile randevusunu HDP’li yöneticilerin yaptığı açıklamaların ardından iptal ettiğini açıklamasına yönelik eleştirilerde bulunan Sırrı Süreyya Önder, “Sayın Başbakan dış seyahati öncesinde esip gürlemiş, biz de çok korktuk. Kendisi bize randevu iptali olarak Selahattin Bey’in ‘Sur’da, Cizre’de olanları kendisine soracağız’ lafını niyet kategorisinde değerlendirerek, niyette samimiyet dışı bir kategoriye yerleştirmiş, benim lafımı da ciddiyet terazisinde tartmış. Üslup ve ciddiyet konusunda akıl verene bakar mısınız? Bu konuda ders alacağımız en son insan Davutoğlu’dur” dedi.
Basın toplantısı boyunca eleştirilerini sürdüren Önder, "Kaçak çaya hallendiyseniz Rize çayı içelim" ifadelerini kullandı.
“EĞER KIYMETİNİ BİLSE KENDİSİNE BİR ZEMİN SUNMUŞUM”
Başbakan Davutoğlu’nun “Bize oy vermezseniz bu bölgeye beyaz Toroslar gelir” mealinde sözler ettiğini belirten ve “Eğer üsluba kafayı takacaksak bu beyaz Toros meselesinden başlayabiliriz. Üstelik bu vaadinde de durmadı. Beyaz Toroslar yerine bölgeye tanklar ve toplar geldi” ifadelerini kullanan Önder, ders almaya ihtiyaçlarının olmadığını kaydetti.
Önder, “Ben demişim ki, ‘siz buraya neye geliyorsunuz?’ Sayın Başbakan bu ziyareti ne için yapıyor, yeni anayasa için değil mi, ben demişim ki, anayasal düzlemi sağlamadan…’ bununla ne kastettiğimi de açıklamışımı, ‘vaz geçtik insanların temel yaşam hakkından, vazgeçtik insanların nefes alma hakkından cenazelerini defnedecek bir zemin hazırlamadan bize yeni anayasa konuşmaya gelirseniz kaçak çayımızı içer gidersiniz’ demişim. Eğer kıymetini bilse kendisine bir zemin sunmuşum. Samimiyet şu olabilir mi; yeni bir anayasa konuşacaksınız ve siz bunu konuşmaya geldiğiniz partinin ağırlıklı oy aldığı seçmenleri evlatlarının cenazesini buzdolaplarında tutacaklar. Morglarda yer kalmamış, sokaklardaki cenazelerin tümü sivil. Bu cenazeler yerde kalacak siz geleceksiniz hangi derde derman olacaksa bizle yeni anayasa konuşacaksınız öyle mi? Dünyanın en samimiyetsiz pratiği bu değilse başka hiçbir şey değildir. Morgda üç aylık bebeğe yer bulunamıyor başka ölmüş bedenin üzerine koyuyorsunuz. Ortam bu haldeyken bizim sizinle bir yeni anayasa konuşmamızın hangi ciddiyet terazisinde tartılabileceğini bize de söyleyin de o hikmetli aklınızdan bizde istifade edelim. Sayın Başbakan bu konuda bize akıl verecek en son insansın. ‘Gitsin Kandil’de çay içsin’ diyor, gittik Sayın Davutoğlu. Üstelik bu ülkede Milli Güvenlik Kurulunda kararlaştırılan bir politika ile biz Kandil’e gittik. Sonra çözüm çerçeve yasası ile teminat altına alınan yasal güvencelerle biz Kandile gittik, sizin öneri ve tekliflerinizi götürdük orada tartıştık, onların önerilerini size getirdik tartıştık, kötü mü oldu. Üç yıl hiçbir evladımızın canından endişe etmemiş olduk, bu zamanların kıymetini bilemediniz” diye konuştu.
“SAYIN BAŞBAKAN ‘TÜRKLEŞECEĞİZ’ DEMEDİK, ‘TÜRKİYELİLEŞECEĞİZ’ DEDİK”
“Bu kadarını Kenan Evren de yapardı size ne ihtiyaç var. Bir seçilmiş olarak demokrasiye inandığını beyan eden bir Başbakan olarak bu halkın önüne tanktan toptan başka koyacağınız hiçbir siyasi çözüm yok mudur, o zaman size ne ihtiyaç var” açıklamasında bulunan Önder, bölgeyi ziyaret etmesi gerekenin Genelkurmay Başkanı değil, Başbakan olduğunu söyledi.
Önder, “Siz utanmadan bu ülkede kabinede yer alan bakanları o ilçeye sokmadınız, sonra bize ciddiyet dersi vereceksiniz öyle mi? DTK’dan başlayabilirsiniz, hangi zeminde kurulduğunu bilmiyormuş Sayın Başbakan. 10 senedir var DTK, 10 senedir hangi zeminde olduğunu bilmiyorsanız oturun derdinize yanın. Seçmene şikayet ediyormuş, ‘Türkiyelileşmek dediler bakın şunların yaptıklarına.’ Sayın Başbakan ‘Türkleşeceğiz’ demedik, ‘Türkiyelileşeceğiz’ dedik. Sizin ve birçoklarının Türkiyelileşmek kavramından anladığı bu topraklarda yaşayan herkesin Türk olması, böyle bir hayat yok. ‘Dilleriniz Allah’ın ayetleridir’ lafını bu süreç başlarken siz söylüyordunuz, herkesin Türk olmasını nasıl, ne hakla bekleyebilirsiniz” şeklinde konuştu.
“SANAT KENDİNİ KÜÇÜMSEYENLERİ FENA HALDE MADARA EDER SAYIN BAŞBAKAN”
Başbakan Davutoğlu ve AK Parti sözcülerinin sanatı küçümsediklerini iddia eden Önder, “Bu sanatı küçümseme bütün AKP sözcülerinde var. Sayın Başbakan, ‘biz burada film çevirmiyoruz’ diyor, film çevirmeyi basit bir iş zannediyor. Sanatı küçümsemelerini çok iyi anlıyorum, 15 senedir bu ülkede iktidarlar, kendileri ile anılacak bir tane sanatçı yetiştiremediler. Bu 15 senenin istihsali, ortaya çıkardığı olgu ne diye baktığınızda glikozu Arjantin’den ithal edip bal diye yutturan bir sürü bal dünyası firması, bir sürü de sonu ‘mal’ ile ‘lank’ ile biten inşaat firması. Sizin bu ülkenin repertuarına eklediğiniz bundan ibaret. Sanat kendini küçümseyenleri fena halde madara eder Sayın Başbakan. Eğer ciddiyetten bahsedecekseniz şuradan başlayacaksınız Sayın Başbakan; Dolmabahçe’yi bize siz kendi eliniz ve dilinizle tahsis ettiniz. ‘Dolmabahçe mutabakatına verdiğim önemin göstergesidir’ dediniz, bizzat bize söylediniz. Eğer ciddiyetten başlayacaksak ‘ben o fotoğrafı da doğru bulmuyorum, öyle bir mutabakat da masa da yok’ deyip başta sizin emeğinize tekme atıldığı zaman çıkıp diyecektiniz ki, ‘burayı ben tahsis ettim, bu mutabakatı ben gerçekleştirdim.’ Öyle, ‘siyasette ciddiyet ararım’ deyip tanrı katından konuşmaya benzemez bu işler. Kendi emeğinize Sayın Bülent Arınç kadar sahip çıkamadınız. Ondan sonra bize ciddiyet dersi mi vereceksiniz?” ifadelerini kullandı.
“SAYIN BAŞBAKAN KARPUZ KESMEKLE YÜREK SOĞUMAZ”
Kendilerinin bölgesel hamlelerinin başkalarının çok zoruna gittiğini kaydeden Önder, “Eş Genel Başkanımızın Rusya ziyaretini hainlikle tarif etti, bize üslup dersi verenin yaklaşımına bakın. Sen bize ‘hain’ diyorsun ne işin var burada dememişiz, gelecekseniz asgari demokratik zemini sağlayın, yoksa çay içmekle kalırsınız demişiz, buna hallenmiş. Sizin bütün Rusya krizine bu ülkenin tamamını etkileyecek bir aymazlığınıza getirdiğiniz çözüme bakalım, getirdikleri tek çözüm tezek yakmak” açıklamasında bulundu.
“Sayın Başbakan karpuz kesmekle yürek soğumaz” ifadelerini kullanan Önder, geri dönüş imkansız değilken bu meselenin demokratik bir zeminde çözmenin imkanlarının araştırılması gerektiğini söyledi.
Had bildirme laflarının bir kenara bırakılması gerektiğinin altını çizerek, “Bunu bize 12 Eylül rejimi söyledi, sökmedi, bu parlamentoda Tansu Çiller bağırdı, sökmedi, bizim en iyi bildiğimiz iş zindanlarda yatmak ve direnmek, buradan size ekmek çıkmaz. Bu ülkeyi zaten kocaman bir hapishaneye çevirdiniz” dedi.
Çözüme hazır olduklarını kaydeden ve “Beni beğenmiyorsanız grubumuzda hangi meslekten insan ararsanız var, onunla muhatap olun” ifadelerini kullanan Önder, Başbakan Davutoğlu’nun “Kandil’de çay içsinler” sözüne ilişkin, “Keşke gelseniz, gitsek beraber çay içsek. Yüz yüze konuşsak. Siyasetçiye düşen budur, çözüm aramak. Sizin yaptığınız sorunu büyütmekten başka hiçbir işe yaramıyor. Ben köşeli geliyorsam size sürecin tümünden çekilebilirim, hiç gam değil. Benim yokluğumla barış gelecekse barış geldiği gün Meclisin bahçesinde ben kendimi öldürürüm, başka bir şeye gerek yok. Yeter ki siz barışı, demokratik çözümü, Kürt’e hürmeti, Alevi’ye muhabbeti, emeğe saygıyı bir an için aklınıza getirin. Bu ülke demokratikleşecekse bunlarla demokratikleşecek” diye konuştu.
Sırrı Süreyya Önder Açıklaması 'Kaçak Çaya Hallendiyseniz Rize Çayı İçelim'
HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun HDP ile randevusunu iptal etme nedenlerini eleştirerek, Başbakan Davutoğlu’nun kendilerine üslup ve ciddiyet konusunda ders verecek en son kişi olduğunu söyledi.