Sivas Davası'nda 12 Eylül ile ilgili davayı örnek gösterdiler

Sivas'ta, 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nin yakılması ve 37 kişinin ölümüne ilişkin ana davadan dosyaları ayrılan 7 sanık hakkındaki davanın karar duruşmasında müşteki avukatları, sanıklara atfedilen eylemin insanlığa karşı suç oluşturacağı, bu nedenle zaman aşımı süresinin işlemeyeceğini savunarak, 12 Eylül ile ilgili davayı örnek gösterdi.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya çok sayıda müşteki avukatı katıldı.

Duruşmayı Madımak Oteli'nde hayatını kaybedenlerin yakınları ile CHP Grup Başkanvekilleri Emine Ülker Tarhan ve Sezgin Tanrıkulu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, İlhan Cihaner, Kamer Genç, Hüseyin Aygün, Sırrı Süreyya Önder, Sırrı Sakık ve Umut Oran'ın da arasında bulunduğu bazı milletvekilleri, sendikacılar ve Alevi örgütlerinin temsilcileri de izledi.

Duruşmada, sanık Cafer Erçakmak'ın, 10 Temmuz 2011'de öldüğüne ilişkin nüfus kaydının dosyaya konulduğu açıklandı.

Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu hakkında daha önce verdiği 15 yıllık zaman aşımı süresinin 2 Temmuz 2008'de dolduğu, bu gerekçeyle kamu davasının düşürülmesi yönündeki görüşünü tekrarladığını ifade etti. Yüksel, müşteki avukatlarının sanıklara atfedilen eylemin insanlığa karşı suç oluşturacağı ve bu nedenle zaman aşımı süresinin işlemeyeceğini ifade ettiklerini aktararak, şunları söyledi:

''Katılan vekilleri tarafından ifade edildiği gibi yargılamaya konu eylemin 5237 sayılı yeni TCK'da düzenlenen insanlığa karşı suç olarak kabul edilmesi durumunda bile sanıklar yönünden suç tarihi itibarıyla lehe olan 765 sayılı TCK'nın uygulanması hususu hukuki bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sebeplerle katılan vekillerinin dilekçelerinde belirttikleri, sanıklara atfedilen eylemin 5237 sayılı TCK'nın 77. maddesindeki 'İnsanlığa Karşı Suçu' oluşturacağı, bu anlamda zaman aşımı süresinin işlemeyeceğine yönelik itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmektedir.''

Savcı Yüksel, yargılama sırasında, öldüğü belirtilen sanıklar Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bağ hakkındaki kamu davasının da ortadan kaldırılmasını istedi.

12 Eylül davası örnek gösterildi

Müşteki avukatlarından Şenal Sarıhan ise ''Heyecan içindeyim. Tarihi bir adım atacaksınız ya da atmayacaksınız'' diyerek sözlerine başladı. Sivas olaylarına 15 bin kişinin katıldığını, ancak sadece 160 kişinin yargı önüne çıkarıldığını kaydeden Sarıhan, ''Ülkemizin önü açık olmalıdır. Ülkemizde insan onurunun, insan yaşamının değeri olmalıdır. Türkiye insan haklarında da öncü bir ülke olsun diye buradayız. Acılar hiç zaman aşımına uğrar mı?'' ifadelerini kullandı.

İnsanlığa karşı suçlarda zaman aşımının uygulanamayacağını dile getiren Sarıhan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, insanlığa karşı suçlarda zaman aşımının uygulanmayacağı gerekçesiyle, 12 Eylül dönemine ilişkin işkence suçlarıyla ilgili iddianame hazırladığını hatırlattı. Sarıhan, ''işkence eylemlerinin 1980'de olması ve iç hukukta bu suçlar yönünden dava zaman aşımı süresinin dolmasına rağmen, başsavcılığın, geniş bir yorumla işkencenin insanlık suçu olduğunu kabul ederek, zaman aşımını dikkate almadan, AİHS'ye atıfla iddianame hazırladığını'' anlattı. Şenal Sarıhan, şunları söyledi:

''Mahkemenin önünde iki yol bulunmaktadır. Bu yollardan biri 5 sanık yönünden davayı zaman aşımından düşürerek, polis kayıtlarına göre 15 bin eylemcinin katıldığı olayı kapatıvermektir. Böylece insanlığa karşı yeni bir suç işlenmiş olacaktır. Suçun adalet adına işlendiği izlenimi verilerek, bundan sonra bu suçu işleyecek olanlara cesaret verilecektir. Diğer yol ise insanlığa karşı suçların her koşulda yargı önüne çıkacağının bilinmesiyle kötülüğü engelleyecektir. O nedenle siz bir başlangıç yapınız. Türkiye ve dünya için önemli bir yol açacak bir kararı, heyetiniz verebilir.''

HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur'un, davayla ilgili açıklamasının, bulunduğu statü nedeniyle ''adil yargılamayı etkileyeceğini ve ihsası rey olacağını'' söyleyen Sarıhan'a, mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir itirazda bulunarak, ''Vicdanım hür'' dedi.

Avukat Mehdi Bektaş ve Kazım Genç ise eylemin insanlık suçu sayılarak, zaman aşımı kapsamına girmemesi gerektiğini savundular. Avukat Süleyman Ateş de 19 yıldır adalet bekleyen mağdur aileleri adına konuştuğunu belirterek, ''Polis otelin önüne barikat kursa, birkaç kişinin ayağına ateş etse, bunlar olmazdı'' diye konuştu.

Müşteki avukatlarının beyanlarının ardından mahkeme heyeti yarım saat ara verdi. Aranın ardından mahkeme heyeti yerini almadan, dinleyicilerle heyet arasına bir sıra polis dizilerek, güvenlik önlemi aldı. Daha sonra Mahkeme Başkanı Örsdemir, oy birliğiyle alınan kararı açıkladı. Salonda bulunan bazı dinleyicilerin alkışlı protestosu üzerine Örsdemir, ''Alkışlanacak bir şey yapmadık. Görevimizi yaptık'' dedi.

Kalabalık nedeniyle salona girişte izdiham yaşanırken, bazı izleyiciler dışarıda kaldı. Duruşmanın başında cep telefonuyla bir dinleyicinin salonun fotoğrafını çekmesi üzerine, mahkeme başkanı Örsdemir, polise telefondaki fotoğrafı sildirdi. Örsdemir, ''Lütfen cep telefonlarınızı kapatın. Zaten Twitter denen bir şey çıkmış. Yasalara göre duruşma salonunda kayıt alınamaz. Kanun hükmü açık'' diyerek, uyarıda bulundu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile