Sivaslı Bağlama Ustası 'Ozanlar Müzesi' Kurdu

Sivaslı bağlama ustası Şentürk İyidoğan, saz imalat atölyesinin karşına, Aşık Veysel ile Pir Sultan Abdal, Neşet Ertaş'ın da aralarında yer aldığı birçok ozanın büst ve özgeçmişlerinin yer aldığı 'Ozanlar Müzesi' kurdu.

İlkokul yıllarında mesleğine destek olmadan başlayan bağlama ustası 50 yaşındaki Şentürk İyidoğan, 4 Eylül Sanayi Sitesi'ndeki küçük atölyesinde bağlama imalatı ve tamiri yapıyor.

Aşık Veysel, Davut Sulari gibi birçok ünlü ozanın da sazlarını toplayan ve özenle saklayan İyidoğan, atölyesinin karşısına 'Ozanlar Müzesi' kurdu.

İyidoğan'ın günümüz sanatçılarının yardımlarıyla kurduğu müzede, Aşık Veysel, Pir Sultan Abdal, Neşet Ertaş, Aşık Mahsuni Şerif, Davut Sulari, Ruhsati, Ali Ekber Çiçek, Muzaffer Sarısözen, Feyzullah Çınar, Kaygusuz Abdal, Nesimi Çimen, Murat Çobanoğlu, Seyit Meftuni gibi ozanların büstleri yer alıyor.

Aşık Veysel'in heykelini Fazıl Say, Neşet Ertaş'ın heykelini Cengiz Özkan, Feyzullah Çınar'ınkini Erdal Erzincan, Pir Sultan Abdal'ın heykelini ise Arif Sağ'ın yaptırdığı müzede, her büstün yanında bulunan tabelada ozanın özgeçmişiyle büstü yaptıranın ismi de yer alıyor.

Her bir büstün dekoratif bir ağaç kütüğü üzerine yerleştirildiği müzede, kütük üzerindeki düğmelere basılarak ozanların kendi seslendirdiği türküler dinlenebiliyor. Ayrıca büstlerin yanında ozanların çaldıkları bağlamalar da yer alıyor.

Bağlama ustası İyidoğan, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Sivas'ın aşıklar ve ozanlar diyarı olduğunu ve böyle bir yerin de kurulması gerektiğini söyledi.

Sivas kültürünü yaşatmak adına böyle bir yer açmayı yıllardan beri planladığını belirten İyidoğan, müzeyi yardımla kurduğunu anlattı. İyidoğan, şöyle devam etti:

'Kim kimin eserini okuyorsa heykel maliyetini ona karşılattırdım. Buraya gelen ziyaretçiler ozanlarımızı kendi sesiyle dinleyebilecek. Katkılarından dolayı herkese çok teşekkür ediyorum. Büst yapılması için kimi aradıysam 'Yaptırmam' demedi. Memleketime bir hizmet olsun istedim.'

İyidoğan, büstlerin yanında bağlamaların da yer aldığını işaret ederek şunları kaydetti:

'Kimin heykeli varsa onun sazlarını yanına koymaya çalıştım. Ziyaretçilerin burada saz çalıp türkü söylemelerinden öte burası aslında bir edep, erkan odası. Birçok öğretmenimizle de konuştum, öğrencileri buraya getirmelerini istedim. Çocukların burada dinleme kültürünü öğrenmelerini ve edep, erkan odasının da gelecek kuşaklara aktarılmasını istiyoruz. Teknolojiyle dinleme kültürü kalmadı. Toplumdaki sevgi, saygı o dönemdeki aşamalarda değil. Burası da umarım onun geri kazanılması için bir yol olur. Aşıklarımızı ve toplumdaki yerlerini özellikle bizden sonra gelecek kuşaklara aktarmak istiyorum. Çocukların bu kültürü kaybetmemelerini, ozanlarımızı tanımalarını ve bilmelerini istiyorum. Buranın da bunun için iyi bir yol olmasını diliyorum. Toplumun ozanlarımızı tanıması, ozanlarımızın toplumla ne kadar barışık olduğu, 72 milleti ayırmadan nasıl anlattıklarının burada öğrenilmesini istiyorum.'