Şehit madenci çocukları yasanın iptali için dava açmaya hazırlanıyor.
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde bir araya gelen madenci çocukları, geçen hafta TBMM’de görüşülen torba yasa kapsamına kendilerinin de dahil edilmesini istedi. 1992 yılında Türkiye Taşkömürleri Kurumu (TTK) Armutçuk Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında hayatını kaybeden 279 maden işçisinin çocukları da sivil şehit statüsünden yararlanmak istiyor.
“ZONGULDAKLI ŞEHİT AİLELERİNE HAKSIZLIK YAPILDI”
Torba yasa görüşmeleri başladığında bir rapor hazırlayarak Zonguldak milletvekilleri, partilerin gurup başkanvekilleri ve komisyon başkanı ile görüşmeler yaptıklarını anlatan şehit madenci çocuğu Çetin Yiğit, çıkarılan yasa da sadece Soma’daki kazada hayatını kaybedenlere sivil şehit statüsü verilmesinin anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyledi
1970 yılından bu yana Zonguldak’ta meydana gelen kazalarda bin 584 madencinin hayatını kaybettiğini, bunların 800 kadarının çocuklarının TTK ya da başka kurumlarda iş sahibi olduğunu dile getiren Yiğit, geri kalan şehit madenci çocuklarının ise mağdur edildiğini vurguladı
Sivil şehitlik hakkı kazanacak isimlerin sayısının abartılarak komisyona yanlış bilgi verildiğini savunan Yiğit, şöyle konuştu: “Sayın başbakanımız, şu andaki sayın cumhurbaşkanımız maden şehitlerine sivil şehitlik hakkı verilsin' diye kendi ağzından söyledi; 'maden şehitlerine sivil şehitlik hakkı verilecek' diye. Ama Soma'yla sınırlı tutuldu. Biz de kendi aramızda arkadaşlarla heyet kurduk. Bursa’daki Maden Şehitleri Derneği Genel Başkanımız Nihat Hanay ile beraber meclis ziyaretlerimiz oldu. Meclis ziyaretlerinde Köksal Toptan milletvekili sayesinde grup başkan vekilleriyle görüşmelerimiz oldu. Komisyon başkanıyla görüşmelerimiz oldu. Zonguldak maden şehitlerini ve tüm maden şehitlerini bu yasaya dâhil edeceklerini söylediler. Daha sonraki süreçte bunun yasada olmadığını öğrendik. Tekrar ikinci defa ziyarete gittiğimizde şu anki bakanımız Nurettin Canikli'ye bilgi verdik. O da bize 'bu yasayı acele çıkartmak zorundayız' dedi.
Ben kendisine bunun anayasaya eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyledim. Kendisi de “Bu konunun doğru olduğunu, bu konuda haklısınız ama bu yasanın bir an önce çıkması gerekir. Siz buna dava açtığınız takdirde yine kazanacaksınız' diye bize söyledi.
"
1970’ten bu yana şehit olanların isimlerini çıkarttığını anlatan Yiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaklaşık 1584 kişi var. Kamuda işe girebilme yaşı 44. Bu da 1970’le 2014 arası 44 yaşına tekabül ettiğinden 1584 kişi. Ama biz diyoruz ki 1584 kişi değil bu. Bu sayı zamanında çoğu arkadaşımız çeşitli nedenlerden dolayı 2000’den önce kurum yetkilileri olsun, dönemin yetkilileri olsun yardımcı olduğundan çoğu şehit arkadaşımızın çocukları işe girdi. Bu sayı 1584 değil 700-800 civarındadır. En fazla Zonguldak’ta maden şehidinin bu işten yararlanma sayısı 700’ü geçmez. 700 kişinin devlete külfet olacağını zannetmiyorum.”
Konuyu o dönem maliye bakanlığı yetkilileri ile de görüştüklerini ve bu sayının kendilerine külfet getirmeyeceğini anlattıklarını belirten Yiğit, torba yasa kapsamına Zonguldaklı şehit madencilerin ve ailelerinin alınmamasının kendilerini üzdüğünü ifade etti.
ANAYASANIN EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRILIKTAN DAVA AÇACAKLAR
Yiğit, 1 Ekim 2014’ten sonra 2. Torba yasa görüşmelerinin başlayacağını duyduklarını, kendilerinin en azından bu sefer torba yasa kapsamına alınmasını umduklarını ifade etti.
Yiğit, haklarını alıncaya kadar mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini dile getirerek konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bu konuda hiç kimse bana bilgi vermedi diyemez. Ben bütün milletvekillerimizin hepsini ziyaret ettim. Özellikle 1 yıl önce sayın Ercan Candan’a verdim dosya şeklinde. Amele Birliği başkanıyla gittiğimizde bana “sen çok güzel bir çalışma yapmışsın ben bu çalışmanın üzerinde duracağım bu konuda sana kesinlikle yardımcı olacağım bu Zonguldak maden şehitleri için güzel bir adım ben bunu meclis gündemine taşıyacağım” dedi.
Ama biz hiç meclis gündemine taşınan bir şey göremedik. Sadece mücadelemizle kaldık. Ben buradan yine kendilerine sesleniyorum; bu Zonguldak bizim, bu maden şehitleri de bizim. Burada bu maden şehitlerine sahip çıksınlar. Bu gün 20 kişi toplanılacak, yarın 50 olur, 1000 olur. Biz bunun için gerekirse 100 kişiyle 500 kişiyle gitmeye dahi karar verdik. Hukuki olarak anayasa mahkemesine biz başvuru yapacağız dedi milletvekilimiz Sayın Ali İhsan Köktürk. Ondan sonraki süreçte de biz şehit ailelerini bir araya toplayacağız bireysel dava açtıracağız, anayasanın eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiğinden dolayı. Biz bunu hukukçularla tartıştık, Bursa’daki şehit aileleri genel başkanı Nihat Haney de bu konuda çalışma yapıyor. Hukukçularla görüşeceğiz, bu konunun sonuna kadar gideceğiz. Biz bunu dava ile alacağımızı yüzde 90 biliyoruz. Ama bizi dava ile uğraştırmasınlar.”
31 YILDIR 14 MİLYON TL YARDIM PARASINI ALAMADILAR
Soma’daki maden şehitlerinin aileleri için toplanan yardım paralarının eşit şekilde dağıtıldığını belirten Yiğit, 1983 yılında Kozlu’daki maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında hayatını kaybedenlerin aileleri için toplanan ve şu anda 14 milyon TL’yi bulan yardım paralarının ise aradan geçen 31 yıla rağmen halen hak sahiplerine verilmediğini söyledi.
Zonguldaklı şehit ailelerine hakları verilinceye kadar 7 Mart’ta şehit madenciler için düzenlenen törenlere kimsenin gelmesini istemediklerini ifade eden Yiğit, konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “1983 grizudaki yardım olayları mesela şimdi Soma ile ilgili yardımlar dağıtıldı. 1983 yılındaki şehit maden çocuklarının yardımları halen dağıtılmadığı şekilde bekletiliyor. Soma’dakiler bugün nasıl dağıtıldıysa 1983 grizu mağdurlarının yardımlarının dağıtılması içinde devletin bir an önce adım atması gerekiyor. Her yıl 7 Mart 1983 anma törenleri Kozlu’daki 3 Mart 1992 anma törenleri düzenleniyor. Bunu sendikamız organize ediyor genelde her yıl bu şekilde. Tüm yetkililer buraya geliyor. Geldiklerinde söyledikleri şey bizler sizin acınızı paylaşıyoruz. Ben bundan sonra bu olay çözülünceye kadar bu olay çözüme ulaşmazsa 7 Mart törenlerinde 1992 Kozlu grizusuna bu olay çözülmezse kimsenin gelmesini istemiyorum. Biz bu maden şehitleri arkadaşlarımızla o töreni gerektiği şekilde yaparız. Bizim buraya gelip de biz sizin acınızı paylaşıyoruz deyip de gösteri yapmasını istemiyoruz kimsenin. Bize sadece çözüm üretsinler ondan sonra gelsinler biz onları başımızın tacı yaparız bu maden şehitleri adına. O törenlere bu sorunu çözmeden kimsenin gelmesini istemiyorum.”
“BU OLAYLAR BİZİ DAHA ÇOK ÜZÜYOR”
Babası Recep Kocaman’ı 1983 yılında Kozlu’da meydana gelen grizu faciasında kaybeden 34 yaşındaki Cefair Kocaman, ayrım yapılmamasını istedi. Babasını kaybettikten sonra zor günler yaşadıklarını anlatan Kocaman, şöyle konuştu: “TTK Genel Müdürlüğü’ne birkaç kere gittim, kapılarını aşındırdım. Bana dediler ki; 'okuldan mezun olacaksın' tamam oldum. İki yıllık okul okuyordum. Bu seferde dediler “4 yıllık” onu da bitirdim. Bu seferde dediler ki; 'KPSS’ye gireceksin.' KPSS’ye de girdim bu seferde 'alım yok' dediler. Şahsen ben 3 yaşındaydım babam öldüğünde. Küçükken onu hissetmiyorsunuz, zamanla hissediyorsunuz yokluğunu, zaman geçtikçe fark ediyorsunuz. Böyle haksızlıklar olduğu sürece daha çok hissediyorsunuz. Annem 20 yaşındaydı dul kaldığında ben 3 yaşındaydım. 20 yaşındaki bir kadının bir kız çocuğuyla Türkiye gibi bir yerde dul kaldığını düşünün. Ev istiyorsunuz, ev vermiyorlar, kötü gözle bakıyorlar. Kız çocuğu yanında küçük düşünün. Şu son 10 yılda aşıldı belki böyle şeyler. Çok doluyum aslında. Ben ayrım olmasın istiyorum. Neden bizi mahkeme kapılarında süründürüyorlar? Biz neden her seferinde dava açmak zorunda bırakılıyoruz? İllaki çıkıp bir şeyler söylememiz mi lazım? Biz mi arayacağız hakkımızı? “Sizin de böyle bir hakkınız varmış, evet geçmişte eşitsizlikler yaşanmış, haksızlıklar yaşanmış, biz bunu şimdi fark ettik. Acınızı belki dindiremeyiz ama en azından bu da sizin hakkınızdır” demeleri gereken yerde biz koşuyoruz sürekli. 80 yaşına da gelsem, koşmam gerekirse koşacağım."
21 YIL ÖNCE SOMA’DAKİ ACIYI YAŞADI
Soma’da yaşanan acıları paylaştıklarını ve oradaki ailelerinde kendi kardeşleri olduğunu vurgulayan şehit madenci Kadir Aydın’ın 31 yaşındaki oğlu Cemil Aydın da, iki işte birden çalışarak ailesini geçindirdiğini söyledi.
Babası öldüğünde 9 yaşında olduğunu ve sıkıntılı günler yaşadıklarını belirten Aydın, kendilerine yardım edilmesini istedi. Aydın gazetecilere yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Zonguldak milletvekillerimiz olsun, yetkililere bir tek ricamız; tutup da biz madene girmek istemiyoruz, biz onun çabasında değiliz. Sonuçta biz de bir şehit yakınıyız. Bizim gibi arkadaşları, mağdur kişileri bir hastanede temizlikte veya başka bir yerde bir değerlendirme olabilir diye düşünüyorum. Çetin başkanımızın dile getirdiği gibi 800 kişi öyle yüksek bir rakam değil. Bu kişileri belli bir ortamda belli bir yerde istihdam edebilirler. Yani diyecek bir şey yok, biz bu acıyı 21 sene önce yaşadığımız için artık diyecek bir şey bulamıyoruz.”
Sivil Şehit Statüsünden Yararlanmak İstiyorlar
Zonguldaklı şehit madencilerin çocukları, TBMM’de geçen hafta çıkan torba yasada sivil şehit statüsünün sadece Soma’da hayatını kaybeden madencilere verilmesine tepki gösterdi.