Suudi Arabistan hükümetinin ülkenin önemli Şii din liderlerinden Şeyh Nemr Bakır En-Nemr’i idam etmesinin ardından İran’la yaşadığı gerginlik artarak sürüyor. Son olarak İran’ın, Yemen’in başkenti Sana’daki büyükelçiliğinin, Suudi Arabistan savaş uçakları tarafından vurulduğu iddiası gündeme bomba gibi düştü. Bölgenin durumu, Türkiye, Avrupa ve Amerika’nın bu gerilimin hangi noktasında olduğu konularında değerlendirmelerde bulunan Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslar arası İlişkiler Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Can Ulusoy, bu gerginlikten kaçamayıp taraflarını seçen ülkelerin saflarını keskinleştirmek durumunda olduğuna dikkat çekti. Körfez ülkelerini örnek olarak gösteren Ulusoy, ‘’Bu ülkeler ne kadar isteseler de Suudi Arabistan’ın baskısı karşısında İran’a karşı pozisyon almak zorundalar. Bununla birlikte özellikle Irak hükümeti, Suriye hükümeti ve Lübnan Hizbullah’ı, Suriye içinde, İran’la olan işbirliğini ve dayanışmasını daha da yükseltmek, keskinleştirmek zorunda. Suriye dışında ise yeni çatışma alanları ortaya çıkacaktır. Önümüzdeki günlerde Yemen’de daha büyük olaylar görebiliriz. Bunun karşılığında İran’ın Bahreyn’de yeni bir isyan düzenleme atağıyla da karşılaşabiliriz’’ dedi.
EN TEJLİKELİ SENARYO, SURİYE’DEKİ SAVAŞIN MEZHEPLER ÇATIŞMASINA DÖNÜŞMESİ
Suriye üzerinde, Suudi Arabistan ile İran arasında bir vekalet savaşının sürdüğünü söyleyen Yrd. Doç. Dr. Can Ulusoy, ‘’Suudi Arabistan bu noktada o bölgede bulunan ve desteklediği Sünni gruplara yaptığı yardımı daha aktif hale getirecek. Fakat Suriye’de açık bir savaş devam ettiği için bu durum bölgede değişiklik ortaya çıkarmaz. İşin tehlikeli olan noktası ise iki ülke arasındaki vekalet savaşının mezhep çatışmasına dönüşme ihtimali’’ dedi.
BU OLAY ORTADOĞU’NUN ŞEKİLLENMESİNE ETKİ EDER Mİ?
Türkiye ve İran haricinde Ortadoğu coğrafyasında gerçek bir devlet olgusunun ortaya çıkmadığını belirten Ulusoy, ‘’Buradaki ülkeler, ulus devlet olma süreçlerini başarı ile tamamlayamadıkları için hem geçmişten gelen sorunları hem de şuandaki sorunları bir araya geliyor’’ diye konuştu.
Avrupa’nın, yaşadığı mezhep savaşlarının ardından ulus devletlere ayrılmaya başladığını ancak aynı durumun Ortadoğu için geçerli olamayabileceği ya da kendi tarihsel tecrübesi içinde nasıl bir hal alacağının şimdiden söylenmesinin zor olacağını dile getiren Ulusoy bunun sebebini ise şöyle açıkladı; ‘’Avrupa son derece köklü, içsel ve büyük kırılmalar yaşarken aynı zamanda yeni bir iktisadi dünyanın da temellerini kurdu. Oysa Ortadoğu’da böyle bir dinamikten söz etmek mümkün değil.’’
TÜRKİYE’NİN OLAYLARIN NERESİNDE DURMALI?
Türkiye’nin mümkün olduğunca iki ülke arasında oluşacak mezhep kışkırtmalarının uzağında kalması gerektiğini ifade eden Ulusoy, ‘’Elbette Türkiye bölgede, İran’ın hamlelerine karşı kendi hamlelerini yapacak ama Suudi Arabistan ile İran arasında ortaya çıkacak bir meselede Türkiye’nin hiçbir şekilde mezhepler çatışmasında yer almaması lazım’’ dedi.
Suriye noktasından Türkiye’nin tavrının nasıl olması gerektiğini de yorumlayan Ulusoy, ‘’Suriye meselesi bizim de meselemiz. Eğer İran burada bir hamle yapıyorsa, Türkiye de yapar. Ancak mezhep çatışması buna benzemez. Bu çatışmanın içinde yer aldığınız taktirde karşı tarafta bulunan güçlerle ipleri koparırsınız. Bir diğer önemli nokta ise mezhep çatışmasına taraf olmak Türkiye’nin kendi içine de yansıyabilir. Türkiye bu kadar birbirine girmiş bir bölgede kendi içindeki sorunları çok daha şiddetli bir şekilde yaşamaya başlar. O yüzden Türkiye’nin mümkün mertebe mezhep çatışmasının dışında kalması gerekiyor’’ ifadelerinde bulundu.
‘’BATI, ORTADOĞU’DA ÇATIŞMALAR SÜRSÜN İSTİYOR’’
Amerika’nın ve Avrupa’nın Ortadoğu’nun bir çatışma bölgesi olarak kalmasından yana olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Can Ulusoy, ‘’Ortadoğu’nun durulmasını, istikrara kavuşmasını şu an için erken buluyorlar, istemiyorlar. Çünkü şu anda Dünya’nın yeni mücadele alanı Pasifik. Burada, bu mücadele yaşanırken Ortadoğu’nun şuandaki haliyle kalması Batı’nın ve Amerika’nın işine geliyor. Zaten şuanda Ortadoğu’daki durumdan rahatsız olsalardı Suudi Arabistan’daki bu idamlar gerçekleşmezdi’’ diyerek sözlerini noktaladı.
Siyaset Bilimci Yrd. Doç. Dr. Can Ulusoy Açıklaması
Suudi Arabistan ile İran arasında başlayan ‘idam’ gerginliği, İran’ın, Yemen’in başkenti Sana’daki büyükelçiliğinin, Suudi Arabistan savaş uçakları tarafından vurulduğu iddiası ile artarak devam ediyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Can Ulusoy, iki ülke arasındaki gerginliğe taraf olacak ülkelerin saflarını keskinleştirmek durumunda olduğunu ifade etti.