Vatandaşların sobayı söndürmeden uyumamalarını isteyen Fincan, "Bizim hastanemizde hiperbarik oksijen tedavi merkezi olduğundan dolayı bu konuya biz daha fazla eğiliyoruz. Halkımızdan istediğimiz en önemli konu yanan sobayı söndürmeden uyumamaları. Çünkü ters rüzgardan ve lodostan dolayı karbon monoksitin içeri girmesiyle istenmeyen durum meydana gelebilir. Özellikle sobaların üzerlerine konulan sulardan dolayı meydana gelen yanık vakalarıyla çok sık karşılaşıyoruz. Vatandaşlarımızın bu konuda da
dikkatli olmaları gerekiyor" dedi.
Ali Güven Fincan, "Kokusuz ve renksiz bir gaz olan karbon monoksitten kaynaklanan zehirlenme hiç farkına varılmadan oluşur. Bu nedenle dünyada ''Sessiz Öldürücü'' olarak adlandırılmaktadır. Karbon monoksit gazı çok az miktarlarda bile insanlara etki etmekte ve zehirlilik etkisi sinsi seyretmektedir. Hafif baş ağrısından, komaya, felce ve ölüme kadar giden ciddi sonuçları vardır. Bu yüzden havalandırması olmayan yerlerde açıkta ateş yakılmaması, soba kullanılırken boru ve baca temizliğine dikkat edilmesi
gerekmektedir. Ayrıca, soba satın alırken TSE belgeli ve yanma verimi yüksek sobalar tercih edilmeli, soba odanın içinde en uygun yere yerleştirilmeli, altına yanıcı olmayan bir maddeden tercihen mermer altlık konmalı (Ahşap ve plastik muşamba malzeme kullanılmamalıdır), kalitesiz yakıt kullanılmamalı, sobanın verimli yakılabilmesi için en fazla 2/3 oranında kömür ile doldurulmalı, mutlaka üsten yakılmalı (alta kömür üste çıta koyularak yakılmalı) ve daha sonra üzerine hiç kömür ilavesi yapılmamalı, kömür
bittiğinde tekrar temizlenip aynı şekilde yakılmalıdır. En önemli tedbir ise yatmadan önce sobaya kesinlikle kömür atılmamalıdır" diye konuştu.
Karbon monoksit zehirlenmesinin üç aşamada gerçekleşeceğini vurgulayan Başhekim Ali
Güven Fincan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birinci aşama: Karbon monoksit soluyan kimsede hafif uyuşukluk, durgunluk ve uyuklama hissedilir. Bu belirtiler zehirlenmenin başladığı anlamına gelir. Zehirlenmeye maruz kalan kişi veya kişiler derhal temiz havaya çıkarılmalıdır. Bu aşamada kurtulma şansı olabilir. Biraz daha fazla Karbon monoksite maruz kalındığında hareket yeteneği felce uğrar, insana tatlı bir rehavet çöker ve uyuklama isteği doğar. Öleceğini bilse bile kişi o ortamdan ayrılmak istemeyebilir. İkinci aşama: Titreme, adale kasılması,
çene kilitlenmesi ve diş gıcırdatmaları başlar. Gözler bir noktaya dikilir ve ateşlenme başlar. Üçüncü aşama: solunum ve kalp atışları yavaşlar, vücut ısısı düşer, his ve şuur kaybolur. Ölüm gerçekleşir. Karbon monoksit zehirlenmesi sonucu kırmızımsı pembe olan cilt rengi kiraz kırmızısı renge dönüşür. Dudaklar rujla boyanmış gibi kızarır ve yüz tebessüm eder bir hal alır. Sobalı bir odada otururken; yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı, uyku hali, bulantı, kusma, görme bulanıklılığı,
huzursuzluk hissedilince, pencere ve kapıyı açın, odaya taze hava girmesini sağlayın, belirti ne olursa olsun zehirlenen kişiyi mutlaka açık havaya çıkartın ve derhal 112 Acil Yardım ekibini arayın, unutmayın ki hiçbir şey sizin ve ailenizin hayatından önemli değildir."
Soba Zehirlenmelerine Karşı Önemli Uyarılar
Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Ali Güven Fincan, kış ayının gelmesiyle karbon monoksit gazından zehirlenenlerin sayısının arttığını belirtti.