Havaların soğumasıyla birlikte vücut direncinin düştüğünü dile getiren Uzm. Dr. Akkuş "Vücut direncimizin düşmesini önleyebilmek ve vücudumuzun enfeksiyonlarla savaşabilmesi için bazı önlemler almamız gerekir. Bu dönemlerde kalın giyinmekten kaçınmalı özellikle ince kat kat giyinilirse girdiğimiz ortam sıcaklığına göre bir iki kat çıkararak ortama uyum sağlamış ve terlemekten kaçınmış oluruz. Bunun dışında kalabalık, havasız ortamlara girmememiz, evi ya da bulunduğumuz ortamı sık sık havalandırmamız gerekiyor. Bununla birlikte özellikle elektrikli ısıtıcılar, klimalar gibi etkenlerden kaynaklı ortam ısısı kuru olabilir. Bu yüzden nemlendirici yöntemler kullanarak ortamın ısısını havasını nemlendirebiliriz" dedi.
Hastalıkları tetikleyen faktörlerin sadece bunlarla da sınırlı kalmadığını belirten Akkuş, "Her hastalıkta olduğu gibi moral en büyük ilaç. En büyük savaştığımız şeylerden birisi stres. Stres ile savaşmamız gerekir, stresli bir vücut enfeksiyonlara çok kolay yenik düşebilir o yüzden de moralimizi yüksek tutmak ve olabildiğince sıkıntı ve stresten uzak kalmak metabolizmamızı güçlendirecektir. Bunun dışında sigara ve alkolden de uzak durulması gerekiyor" şeklinde konuştu.
Bu süreçte hijyen ve sağlıklı beslenmenin de önemli bir yere sahip olduğunun altını çizen Akkuş, şunları söyledi:
"Sağlıklı beslenerek de enfeksiyonlarla savaşmış oluruz. Özellikle çocuklarda sağlıklı beslenme çok önemli, çocukların düzenli ve sağlıklı beslenmeye adapte etmemiz gerekmektedir. Kişiden kişiye değişmekle birlikte vücudumuzun ihtiyacı kadar su tüketmek oldukça önemlidir. Portakal, mandalina, kivi, nar gibi kış meyvelerini, limon, yeşil yapraklı sebzeleri ve diğer sebzeleri tüketmeye önem gösterilmelidir. Ihlamur, yeşil çay, adaçayı gibi antioksidan özelliği olan ve C vitamini içeren kuşburnu çayı tüketilebilir. Haftada en az bir kez balık tüketmek gerekiyor."
Kış mevsiminde en çok karşılaşılan hastalıklardan olan grip ve nezlenin tedavi sürecine ilişkinde bilgiler veren Akkuş, "Grip ve nezle ilaç kullansak da kullanmasak da ortalama 1 hafta sürede atılabiliyor. Bu yüzden bir hafta istirahata dikkat ederek, dengeli beslenme sağlayarak atlatmak mümkün. Eğer çok şikayetiniz olursa boğaz, kulak ağrısı, burun akıntısı gibi ancak bu şikayetleri giderici ilaçlar kullanılabilir. Fakat sadece baş ağrısı, boğaz ağrısı, ateş değil daha fazla şikayetleriniz varsa ve bu şikayetler bir haftayı geçiyorsa mutlaka bir hekime başvurulması gerekiyor demektir" ifadelerini kaydetti.
Uzman Dr. Akkuş son olarak antibiyotiklerin bilinçsiz kullanımının da ciddi risk oluşturduğunu belirterek "Gerekli olmadıkça antibiyotik kullanımından kaçınmak gerekiyor, sık antibiyotik kullanımı var olan bakterilerin antibiyotiğe karşı direnç göstermesi ve artık ölmemesi demektir. Bu nedenle daha üst antibiyotiklere ihtiyaç duyulmakta. Olabildiğince antibiyotik kullanımını arka plana atıp vücudumuzun direncini enfeksiyonlarla savaşarak atlatabilmek yönünde değerlendirme yapılmalı ve olabildiğince antibiyotik kullanımından uzak durulmalıdır. Tabii ki eğer şikayetler uzun sürüyor ve enfeksiyonu atlatamıyorsa hekime başvurulmalı ve hekim gerek duyduğu takdirde antibiyotik kullanılmalıdır" diye konuştu.
Soğuk Algınlığına Karşı Uzmanlardan Uyarı
Soğuk havaların etkisi ile kış hastalıkları da artış gösteriyor. Özellikle grip, nezle ve soğuk algınlığı kişiyi aniden yatağa düşürüp, yaşam kalitesini bozabiliyor. Soğuk algınlığını daha ciddi tablolara yol açmadan hafif bir şekilde atlatmak bazı pratik önerilerle mümkün olabiliyor. İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Tuğba Nur Akkuş, soğuk algınlığına karşı alınabilecek önlemler ile ilgili bilgi verdi.