Oğuzhan, kalbin sıcak havalarda genişleyen ciltteki damarlara daha fazla kan gönderebilmek için daha hızlı ve daha güçlü kasıldığını söyledi.
Bu sayede kalbin, ciltte kanı dolaştırarak soğuttuğunu anlatan Oğuzhan, şöyle devam etti:
“Kalp hastalarında vücut dengesi çok hassastır, sınırda olan kalp fonksiyonları daha fazla kasılma ihtiyacı olduğunda bunu yerine getiremez. Bu durumda da vücudun soğutma mekanizması çalışmaz. Bu bir yandan kalp krizine davetiye çıkarır, bir yandan da sıcağın diğer etkilerini ortaya çıkarır. Önce ısı yorgunluğu ortaya çıkar. Aşırı terlemeyle halsizlik, bitkinlik, yorgunluk hissedilebilir, bazen bulantı hissi olabilir, hafif baş ağrısı ortaya çıkabilir. Eğer uzun süre sıcağa maruz kalınırsa bunlar normal insanlarda da olabilir ama kalp hastasıysanız ve özellikle 65 yaşın üzerindeyseniz risk daha fazladır.”
GÜNEŞ ÇARPAN KİŞİYE SU İÇİRMEYİN
Oğuzhan, “ısı yorgunluğu” evresinde gölgeye alınmayan, soğuk suyla serinletilmeyen, terle kaybettiği sıvıyı alamayan kişilerde “güneş çarpması” olarak adlandırılan ağır bir tablo ortaya çıktığını kaydederek, “Bu tablo ölüme kadar gidebilir. Bu tabloda artık hasta terleyemez hale gelir, cilt kurur, yüz kızarır, şuur bulanıklığı başlar, şiddetli, zonklayıcı baş ağrısı vardır. Artık, bu kişinin acil olarak bir sağlık merkezine başvurması gerekir” diye konuştu.
Güneş çarpması durumunda hastanın hemen gölgeye alınması ve soğutulması gerektiğini dile getiren Oğuzhan, “Ancak bu kişiye su içirmeye çalışmamamız lazım. Bilinç bulanıklığı olduğu için suyun akciğerlere kaçma ihtimali vardır. Hemen bir ambulans çağırıp, sağlık merkezine taşınması gerekir” dedi.
SERİN OLAN ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNE GİDİN
Oğuzhan, kalp hastalarının kullanması gereken ilaçların dozunun sıcak havalarda yeniden ayarlanması gerekebileceğini belirterek, tansiyon düşürücü, idrar söktürücü, beta bloker grubu ilaç kullanan kalp hastalarının doktorlarına başvurması gerektiğini anlattı.
Kalp hastalarının 10.00-15.00 saatleri arasında dışarı çıkmaması gerektiğini belirten Oğuzhan, şunları anlattı:
“Mümkünse evde de klimalı bir ortamda otursunlar. Klimaları yoksa olan birine gitsinler, bu çerçevede alışveriş merkezlerini tercih edebilirler. Bu sayede ticaret de hareketlenmiş olur. Bir de özellikle aktivitelerini sınırlamalarında fayda var. Bu, sağlıklı insanlar için de geçerli. İnce ve geniş elbiseler kullanmaları lazım. Kafalarını şapka ile gözlerini gözlükle korumaları gerekir. Şemsiye kullanabilirler. Mümkün olduğunca sıvı almalılar. Ancak kalp yetmezliği olanların aşırı sıvı alması da zararlı olabilir.”
EN GÜZEL İÇECEK SU
Prof. Dr. Oğuzhan, sıcak havada alkolü tavsiye etmediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Özellikle sıcak havalarda, kıyı kesimlerinde yaygın olan 'soğuk bir bira içip serinleyelim' yaklaşımı çok yanlış. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki alkol, vücudumuzdan fazla miktarda su atılmasına neden oluyor. Bu da ısı ve güneş çarpmasını kolaylaştıracak bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Zaten terlemeyle su kaybediyoruz. Bu nedenle soğuk da olsa alkol kesinlikle bizi serinletmiyor. Ayrıca şekerli, gazlı meşrubatları da önermiyoruz. Şeker hem idrarla vücuttaki suyu atıyor hem de kalori demek. En güzel içecek su. Bunun yanında az şekerli komposto, limonata olabilir, yağ oranı fazla olmayan ayran olabilir.”
Soğuk Da Olsa Serinletmiyor..
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Oğuzhan, “Alkol, vücudumuzdan fazla miktarda su atılmasına neden oluyor. Bu da ısı ve güneş çarpmasını kolaylaştıracak bir faktör olarak karşımıza çıkıyor” dedi.