Kazık, “Sadece eşim ve çocuklarımın bakımından dolayı tahliye olmak istiyorum” dedi.
Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen maden kazasının ardından Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan sekizi tutuklu 45 sanıklı Soma davasının 4. oturumunda, tutuklu sanıklardan sekizi, 37 tutuksuz sanıktan 27’si ve madenci aileleri hazır bulundu. Duruşmada tutuklu sanıklardan sonuncusu olan emniyet vardiya amiri ve maden mühendisi Hilmi Kazık da savunma yaptı. Eşi ve çocuklarının bakımı için tahliye edilmek istediğini söyledi.
Madenci aileleri ise “Biz ne olacağız, çocuklarını düşünüyormuş” diye tepki gösterdi.
“50 PPM ÜZERİNE ÇIKMASINA GEREK YOK”
Amirlerinin Mehmet Efe ve Mehmet Ali Günay Çelik olduğunu, altında mühendis, tekniker ve çavuşların çalıştığını söyleyen Kazık, 8 saatlik mesaisini yer altında geçirdiğini kaydetti.
Sabit cihaz bilgilerini vardiya amirinin verdiğini, zaten sıkıntı olan yere bunu bilerek gittiklerini söyleyen Kazık, mahkeme başkanının “Değerler 50 PPM’in üzerine çıktığında ne gibi uygulama yaparsınız?” sorusuna, “50’ye çıkmasına gerek yok. 30-40 PPM’de şüphelenip kaynağını araştırırız. Top atımlarına bakarız. Yoksa yangın mı diye tespit ederiz. Genel de top atımı olurdu. Yangın çıktığında olurdu kayıt ederdik” dedi.
“SIKINTI GÖRÜRSEM GÖRMEZLİKTEN GELMEM”
Mahkeme başkanının “Çok yangın çıkar mıydı?” sorusuna ise Kazık, “Isınmalar olurdu. Zaten kül verme sistemi yangın çıkmasın diye verilen bir sistemdir. Yangın çıktıktan sonra yapacak bir şey yok zaten. Biz ısınma olan yerleri tespit ederiz. B sınıfı iş güvenliği uzmanlığım var. Benim görevim 5 maddeydi. Ama benim dışımdaki maddelerde bir sıkıntı görürsem, görmezlikten gelmem o anda müdahale ederim. Ben 5 madde de risk analizi yapıyordum” diye konuştu.
“SENSÖZ VERİLERİNDE YANGININ EMARESİ YOK”
Kazık, sensör verileriyle ilgili olarak şöyle konuştu: “Sabit sensör verilerini normalde görmeyiz. Zaten sensör verilerinde yangının emaresi yok. Onlar zaten top atımı nedeniyle. 30 PPM’e düşmesi gerekiyorsa, düşmüş. Ölçümlerde karbonmonoksit veya diğer gazların ölçümlerine bakarız. Sensör verilerini dikkate alıp da yangın var diye gitmeyiz. Emniyet nezaretçisinin görmesiyle bilinir.”
“DEFTERLERİ DE SENSÖR VERİLERİNİ DE BİZ TUTUYORUZ”
Mahkeme başkanının raporlara göre ‘5 PPM’e çıkması patlamayla açıklanamaz denmiş’ demesi üzerine Kazık, “12 saat içinde normal değerlere dönüşmüş. Nasıl patlamayla açıklanmamış oluyor? Defterleri de sensör verileri de biz tutuyoruz. Gizlemeye yönelik bir şey yapsak ya saklamaya çalışırız ya da yok ederiz. Verilerin tutmamasının sebebi; sabit cihaz 24 saat kayıt yapar. El cihazlarıyla 10 tane ölçüm alırız. Bir top atıldığı zaman bir atım 5 dakikada da geçebilir, 20 dakikada da geçebilir. Sürekli atıldıysa saatler de sürebilir” ifadelerini kullandı.
“DİNAMİT ATIMI NEDENİYLE”
Kazık, ‘değerlerin dinamit atımı ile açıklanamaz’ görüşüne ilişkin şöyle savunma yaptı: “Yer altında çalışan biri o piklerin dinamit atımı nedeniyle olduğunu bilir. Top atımı olmayacak da ne olacak. Zaten gaz takibi yapmak görevimiz.” Bunun üzerine madenci aileleri “Fıtratınızda var. Ne takip etmişsin ama” diyerek tepki gösterdi.
“HAVALANDIRMADA SIKINTI YOKTU”
Sensör sayısı ile ilgili net verinin kanunda da olmadığını kaydeden Kazık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayak çıkışlarında ve bacalarda sensör vardı. Sayısını ben tayin etmiyorum. Başka nerede olabilir ki zaten. Benim görevim cihazların yanından geçerken cihazların düzgün çalışıp çalışmadığını kontrol etmek. Amirlerime sadece ‘cihazdan koysak olur mu?’ diye tavsiyelerim olur. Sabit sensörün çalışmadığını gördük. Bakım kontrol istedik. Tutanakları var. Kalibrasyon yapılmamasıyla ilgili görev benim değil. Teknik bilgidir”
Kazık, havalandırma sorunu ile ilgili olarak şunları söyledi: “Plan ve projeyi ben yapmıyorum. Yeraltında çalışıyorum. Masa başında çalışmıyorum. Eğer tecrübemle ön görürsem amirlerime sunarım. Sadece tavsiye veririm. Plan proje ile ilgili görevim yok ama sıkıntı yoktu. Sadece motor sıcaklığından dolayı bir sıcaklık vardı”
Kazık, mahkeme başkanının maskelerle ilgili suçlamaları sorması üzerine, sözlerini şöyle sürdürdü: “Maskelerle ilgili görevimiz çalışanların taşıyıp taşımadığı, sorun bildirilirse değiştirilmesinin sağlanması bir sene önce rutin kontrolleri yapılmıştı. Görevli arkadaş Harun Yıldırım. Hangi sıklıkla yapıldığını bilmiyorum. Benim maskem sağlamdı. 5 senelikti. Bir sene önce kontrol ettirmiştim. Bakıma getirin demedikleri müddetçe kontrole götürülüyor muydu bilmiyorum”
TATBİKAT YAPILDI MI BİLMİYORUM
Mahkeme başkanı bunun üzerine “Acil eylem planınız yok muydu, tüm ocağa haber verildi mi, tatbikat daha önce yapıldı mı?” diye sordu. Kazık da bu soruya şöyle karşılık verdi: “Vardığımda yangın başlamıştı. Müdahale yapıldı. Ben görevimi yaptım. Ocağın boşaltılması talimatı verilmişti zaten. Bu talimatı verenler tecrübeli insanlar. Tatbikat yapıldı mı bilmiyorum. Bu olayın kimsenin tecrübesinde değil. Beş yıllık mühendisim. Ben ilk gördüğümde büyük bir olay olduğunu anladım. Duman çok yoğundu.” Kazık’ın savunma yapmasıyla birlikte tutuklu sanıkların savunmaları tamamlandı.
Son Tutuklu Sanık Da Savunma Yaptı
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde başlayan Soma davasının birinci duruşmasının 4’üncü oturumunda, tutuklu son sanık emniyet vardiya amiri ve maden mühendisi Hilmi Kazık da savunma yaptı.