Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Pazar günkü Kıbrıs ziyaretinin can çekişen birleşme süreci için umut olacak.
Kıbrıs adasının merkezindeki Lefkoşe şehrinin ortasından geçen Ledra Caddesi adadaki ikilemin en açık seçik görülebildiği noktalardan bir tanesi.
Caddenin güneyi Rum tarafının kuzeyi ise Türk tarafının topraklarında kalıyor. Güneydeki dükkanlarda dünyanın her yerinde Türk lokumu olarak bilinen yiyecek Kıbrıs lokumu, Türk kahvesi ise Yunan kahvesi olarak satılıyor. Caddenin ortasında pasaport kontrol noktaları diğer tarafa geçmek isteyenleri kontrol ediyor.
Adanın ikiye ayrıldığı dönemden bu yana hiçbir zaman tartışmanın bütün tarafları adada birleşme konusunda bu kadar ciddi işbirliğine gidilmediğini söylemek mümkün. Ancak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un Pazar günkü ziyaretine saatler kala gözlemciler müzakerelerle ilgili umutsuzluklarını dile getiriyor.
EROĞLU FELAKET OLUR
Ban’ın adaya gelişinin en önemli sebebi görüşmelerin beklenenden daha ağır gidiyor olması.
Türk tarafında Nisan ayında yapılacak seçimlerde sandıktan milliyetçi, ayrılıkçı Derviş Eroğlu’nun isminin çıkması ihtimali çok yüksek. BBC’ye konuşan bir diplomat, Eroğlu’nun seçilmesinin anlaşmanın geleceği açısından “felaket” sonuçlar yaratacağını belirtti. Dolayısıyla hem adanın iki lideri hem de Türkiye, Yunanistan ve BM seçimlerden önce bir anlaşmaya varılmasını umuyor.
Taraflar sadece bir başlık üzerinde anlaşmaya yaklaştılar, o da yönetişim. Ancak sınır, mülk ve güvenlik gibi meselelerden henüz ciddi olarak bahis bile edilmiyor. Adada bütün başlıklar üzerinde anlaşmaya varılmadan anlaşma sağlanmış olmayacak.
Adada görüşmeler 2008 yılında BM denetiminde başlamıştı. Reuters’e konuşan BM’nin Kıbrıs daimi temsilcisi Taye-Brook Zerihoun, “Biz başrol oyuncusu değil yardımcı oyuncuyuz. Taraflar adada birleşme için ciddi bir irade gösterene kadar da bu rolü oynamaya devam edeceğiz” dedi.
"ÇOK GEÇ KALINDI"
Analistler Ban’ın müzakerelerde bir yakınlaşmanın söz konusu olduğu müjdesini verebileceğini dile getirse de Reuters’e konuşan Lefkoşeli bir diplomat “İyimser değilim. Görüşmelerin yoğunlaştırılmasında çok geç kalındı. Yapılanlar Mehmet Ali Talat’ın yeniden seçilmesi için yeterli değil” dedi.
Kıbrıslı Türkler, sürecin bir sonuca varamamasından, 2004 referandumuna “evet” oyu vermelerinin mükafatını alamamaktan ve istihdamsız ekonominin durumundan dolayı bıkkın durumdalar. Dolayısıyla müzakerelerde çok kısa bir süre içinde bir mucize yaşanmazsa Talat’ın yeniden kazanması mümkün değil gibi görünüyor.
Bir Türk diplomat “Kıbrıs meselesi neden birilerinin umurunda olsun ki?” diye soruyor. Ancak sorunun cevabı çok açık: Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üye olabilmesi için Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılması gerekiyor. Türkiye’yi AB’de istemeyen Kıbrıs Rum Yönetimi bu konuda söz sahibi olacak.
TÜRKİYE VE AB
Financial Times’a konuşan Uluslararası Kriz Grubu analisti Didem Akyıl “Eğer bu tur görüşmelerde başarı sağlanamazsa ada parçalanır. Hem Kıbrıslılar hem de tartışmanın ilgilendirdiği diğer aktörler ağır sonuçlarla karşılaşacaktır” dedi.
Diğer yandan Türkiye de Kıbrıs görüşmelerinde etkin rol oynamak için AB sürecinde bir ilerleme yaşanmasını bekliyor olabilir. Lefkoşe Üniversitesi profesörlerinden Hubert Faustman, “Türkiye’nin AB müzakerelerinin yavaşlığından dolayı öfkeli olması önemli bir etki yaratıyor. Ankara’nın Brüksel’le ilişkileri kötüleştikçe Türkiye Kıbrıs’ta önemli bir rol oynamaktan kaçınacaktır” dedi.
Son umut Ban Ki-mun
Kıbrıs'ta Talat ve Hristofyas arasındaki görüşmeler yoğunlaştırıldı fakat kimse gidişattan memnun değil.